Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İdeolojik saplantıları, siyasi ihtirasları sebebiyle dış dünyaya kendi ülkesini karalayan bir anamuhalefetin bulunmasını en büyük zaafımız olduğunu huzurlarımızda itiraf ediyorum. Darbecilere karşı değil, darbecilerin, teröristlere karşı değil, teröristlerin safında yer alan anamuhalefetimize en güzel cevabı her seçim sandığında milletimiz veriyor" dedi.
AK Parti Genel Merkezi tarafından düzenlenen 15 Temmuz ve İnsan Hakları Paneli'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz'dan sonra Türkiye'ye insan hakları suçlamasında bulunanlara cevap verdi.
"Maktullerin değil de katillerin hakları ile ilgilenen bu anlayış bizi üzüyor"
15 Temmuz'da öldürülen darbecilerin hepsinin çatışmalarda hayatını kaybettiğini kaydeden Erdoğan, "Karşılarındakini öldürmeye çalışırken ölüp gitmişlerdir. Buna karşı Türkiye tam tersi bir suçlama ile karşı karşıyadır. Darbeciler tarafından katledilen, yaralanan, hayatları tehlikeye atılan, özgürlükleri kısıtlanan vatandaşlarımıza gösterilmeyen ilgi ve sempati, hadiselerin bastırılmasının ardından darbeciler için en üst düzeyde sergilenmiştir. 15 Temmuz gecesi veya hemen ertesi gün demokrasiden, insan haklarından, meşru siyasi iradeden ve seçilmiş hükümetten yana tavır almalarını beklediğimiz pek çok ülkenin derin bir sessizliğe bürünmesinden rahatsız olduk. Özellikle Batılı hükümetlerin yetkililerinden, kurum temsilcilerinden, darbeciler tarafından öldürülen, yaralanan, hakları ihlal edilen vatandaşlarımızla ilgili samimi en küçük bir üzüntü beyanı, endişe ifadesi hala duymuş değiliz. Darbeciler başta olmak üzere teröristlerin davalarıyla, cezaevi şartları ile ilgili sayısız taleple karşılaştık, karşılaşıyoruz. Maktullerin değil de katillerin hakları ile ilgilenen bu anlayış bizi üzüyor. Teröristlere gösterilen şefkati, onların tehdit ettiği, katlettiği, mağdur ettiği masumlardan esirgeyen bir insan hakları anlayışını kabul etmiyoruz" diye konuştu.
"Kusura bakmayın bizde de yargı var"
Büyükada operasyonu ve ele geçirilen ajanlarla ilgili konuşan Erdoğan, "15 Temmuz arifesinde de Büyükada'da otelde proje çalışmalarını yürüttüler, bunda da aynı şekilde adada proje çalışmalarını yürüttüler. Polisimiz oraya yaptığı baskında bunları yakalayınca son G-20 toplantısında bana bunu soruyorlar. "İstanbul'da gazetecileri tutukladınız" diyorlar. Onların gazeteci olduğunu size kim söylüyor, Onlar ajan ve provokatör. Baskında masanın üzerinde ne tür haritalar, projeler olduğunu polisimiz tespit etti. Niye bu kadar rahatsız oluyorsunuz, bizde de yargı var. Yargı ne kararı verirse o karara herkes uyacak. Ben 4 bin 500 dosya teslim ettim size, sorduğum zaman bunun akıbetini, "bizde yargı var, yargı ne karar verirse o" diyorsunuz. Şuanda yargıya giden bir tane dosya yok. Amerika'ya FETÖ ile ilgili 85 koli teslim ettik. Şuana kadar aldığımız bir netice yok. Hani nerede insan hakları. Keyfe keder. Bizimle alakalı olduğu zaman "yargı var." Kusura bakmayın bizde de yargı var" şeklinde konuştu.
"Darbecilere karşı değil, darbecilerin, teröristlere karşı değil, teröristlerin safında yer alan anamuhalefet"
Yaşanan darbe teşebbüsüne ve terör saldırılarına rağmen Türkiye'nin insan haklarından, özgürlüklerden taviz vermeyen bir ülke olduğunu, Türkiye'yi yakından tanıyan vicdan ve ahlak sahibi herkesin çok iyi bildiğinin altını çizen Erdoğan, anamuhalefet partisini şu sözlerle eleştirdi:
"Buna karşılık sadece ideolojik saplantıları, siyasi ihtirasları sebebiyle dış dünyaya kendi ülkesini karalayan bir anamuhalefetin bulunmasını en büyük zaafımız olduğunu huzurlarımızda itiraf ediyorum. Darbecilere karşı değil, darbecilerin, teröristlere karşı değil, teröristlerin safında yer alan anamuhalefetimize en güzel cevabı her seçim sandığında milletimiz veriyor."
İHA