15 Temmuz hain darbe girişiminin ilk anlarında kendisine sıkıyönetim emrini getiren uzman çavuşu bir yumrukta yere indiren, cuntacı albayı da polislere gözaltına aldıran Bursa Eski Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Seyfullah Saldık, o geceyi İHA'ya anlattı. Saldık'ın girişimleri sonucu sözde sıkıyönetim komutanı Yurdakul Akkuş'un üzerinden 81 ilin sıkıyönetim komuta kademesinin listesi ele geçirildi. Cuntacıların büyük kısmı da o gece kısa sürede gözaltına alındı.
Bursa Eski Garnizon ve Jandarma Bölge Komutanı Seyfullah Saldık, 15 Temmuz darbe girişiminde yaşadıklarını en ince ayrıntısıyla anlattı.
Hain darbe girişimi haberini konutunda aldığını ifade eden Seyfullah Saldık, "Ayağımdaki rahatsızlıktan dolayı ayağım sargıdaydı. İstirahat ederken saat 22:47 itibariyle cep telefonumdan hareket merkezinden gelen bilgiyi bana ilettiler.Genelkurmaydan bir emir geldiğini bu emre göre ülkede sıkı yönetim ilan edildiğini Bursa'da da il jandarma komutanının sözde sıkı yönetim komutanı olduğunu bildirdiler. Ben bunu duyar duymaz büyük bir şok yaşadım. Çünkü telefon bilgisi bu işlerin olup bittiğini işaret ediyordu. Ben derhal: "Bu emri kabul etmiyorum. Bu emre karşıyım, buna kesinlikle karşı koyacağız" diye talimatlar verdim. Hemen üniformamı giyerek yola çıktım. Ancak yolda da nizamiyeye kimsenin alınmamasını ve hazır kıta bekleyen 10 kişilik JÖH timinin kapıda bekletilmesi talimatını verdim" dedi.
"Biz vatanımızın, milletimizin emrindeyiz, bu emre uymak büyük ihanet olur"
Garnizona giderken Bursa Valisi'ni, Cumhuriyet Başsavcısı'nı telefonla aradığını, hain bir darbe girişimi olduğunu ve kendisinin buna uymayacağını anlattığını ifade eden Saldık, "Süratle nizamiyeye vardım. Nizamiyede durdum, doğrudan makama gitmedim. Hemen JÖH tim komutanını yanıma çağırdım. Onları nizamiyede mevzilendirdim. Onlara "Asla kimseyi içeri almayacaksınız. İçeri girmeye zorlayan olursa, zorlayana ateş edeceksiniz" şeklinde emir verdim. Nizamiyenin iç kısmında hazır kıta bekleyen erleri ve gece nöbet tutan rütbelileri görünce onlara kısa bir konuşma yaptım. Arkadaşlar bir emir geldiği söyleniyor. Sıkı yönetim emri gelmiş bu emir kanunsuzdur. Asla biz bu emre uymayacağız. Biz vatanımızın milletimizin emrindeyiz, kesinlikle bu emre uymak büyük ihanet olur. Kimse yanlış yapmasın. Yasal komutanınız benim. Ben de milletin, devletimin emrindeyim" şeklinde personeli uyardım. Nöbetçi heyetine dönüp yine yüksek sesle nizamiye önünde bağırdım. Kesinlikle içeriye kimse girmeyecek ve içeride de kimse toplanmayacak, kimseye silah verilmeyecek. Silahlıkların kapatılması yönünde verdiğim talimatım hayatımı kurtardı. Darbeci albayın talimatla silahlarını doldurttuğu iki asker, benim talimatımı yerine getiren bir astsubay tarafından engellendi" şeklinde konuştu.
"Benim cesedimi çiğnemeden bu kışlaya giremezsin"
Makamına giderken, önüne birisinin dikildiğini ve kendisine bağırdığını hatırlatan Saldık, "Bana komutanım" diye bağırdı ben de "ne var" diye bağırarak cevap verdim. "Sıkıyönetim Komutanı Yurdakul Albay'ın emri var, odanıza gidip başka bir yere girmeyecekmişsiniz" şeklinde bana emir vermeye kalktı. O an deliye döndüm. Ne emri, ne sıkıyönetimi, ben ne ben diyorum, ben haram lokma yemedim, ben vatanıma ihanet etmem. Ben emirleri Cumhurbaşkanından, Genelkurmay Başkanı'mdan alırım. Başka yerden gelen emirleri kabul etmem" diyerek sağlı sollu yumruklarla onu yere indirdim. JÖH timine "bunu alın" diye bağırdım, tim gelip onu alarak derdest ettiler. Sonradan anladım ki nizamiyede nöbetçi astsubaylığı tutan uzman çavuşmuş. Sonra nizamiyedeki personele yöneldim. "Bir daha kimse böyle bir ihanete düşmesin, ben bu emri uygulamam, kabul etmem. Asla vatanıma ihanet etmem" dedim Oradan artık makamıma yöneleceğim esnada, nizamiyenin önünde darbeci albayın üzerine yürüdüm, kaçtı. Hamle yaptım, kolundan yakaladım. "Derhal dışarı" dedim. Senin bu garnizonda yerin yok. Ben asla bu gelen emri kabul etmem. Onu kolundan yakaladım. Çeke çeke nizamiye kapısından dışarı attım. Nizamiyedeki kapıya yaslanarak "Benim cesedimi çiğnemeden, sen bu kışlaya giremezsin. Ben burada, bu ihaneti asla kabul etmem. Bu ihanete asla müsaade etmem" diye bağırdım. Daha sonra darbeci Albay Osmangazi İlçe Bölük Komutanlığı'na gitti. Peşinden güvendiğim subayları gönderdim. Polisi çağırıp onlara da her türlü destek ve kolaylık sağlayarak Yurdakul Akkuş'un gözaltına alınmasını sağladım" dedi.
"Ele geçen bilgiler 81 ilin sıkıyönetim listesini ortaya çıkardı"
Gözaltı kararını süratle almasının Türkiye'ye büyük hizmeti ve katkısı olduğunu ifade eden Saldık, "Darbeci Albay'ın çantası görevlilerimiz tarafından polise ulaştırıldı, içinde askeri belge olduğu söylendi. 81 ilin sıkıyönetim komutanları listesi böylelikle ele geçmiş oldu. Bu liste İl Emniyet Müdürlüğümüz ve ilgili merciler tarafından illere fakslandı. Devletimiz ilk defa Bursa Garnizonu üzerinden darbecilerin yapısını teşkilatını öğrenmiş oldu. Cumhurbaşkanımız o gece tarihi çağrıyı yaparken, ben gözaltı kararını vermiş polislerin gelmesini bekliyordum. Tamamen olay kontrolümüz altındaydı" diye konuştu.
Bursa'da darbeyi önleyen ve geçmişi bir çok başarılarla dolu Tümgeneral Seyfullah Saldık, 15 Temmuz darbe girişiminden bir süre sonra kadrosuzluk sebebiyle emekliye sevk edilmişti.
İHA