Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne bağlı İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı Bülent Tatlı, Bilim Sağlık Haber Ajansı’nın Kahramanmaraş merkezli olup 10 ilde yıkımlara ve büyük can kayıplarına neden olan depremlerle yeniden gündeme gelen ‘yapılaşma’ sorunu hakkındaki sorularını yanıtladı. Deprem bölgelerinde yaşanan yıkımlar ile ilgili değerlendirme ve gözlemlerini aktaran Tatlı, ‘Yıkımlar ile ilgili bundan sonra atılması gereken adımlar, Yıkım yaşanan yerlerde yapılaşma nasıl yapılmalı?, Deprem bölgesinde olmayan şehirlerde yaşayan insanların bina hasar tespiti yaptırma konusunda dikkat etmesi gerekenler gibi çok sayıda konuda açıklamalarda bulundu.
“Hız ve Büyüklük Kurgusundan Vazgeçilmelidir”
Depremin ikinci günü hükümet tarafından dillendirilmeye başlanılan ‘TOKİ’ marifetiyle bir yıl içerisinde konut yapma ve Çevre Bakanlığı’nın bir ay içerisinde inşaatlara başlayacağız açıklamalarına ilişkin görüşlerini sorduğumuz Tatlı, “Kurallara uygun olarak yapılan yapılar ayakta duruyor. Hasarlı olup yıkılmayan, yaşam kaybına fırsat vermemiş yapılar var. Ancak şartnamesine ve projesine uygun yapılmamış, denetlenmemiş yapıların sonuçlarını maalesef çok acı bir şekilde görüyoruz. Siyasi irade bu hız ve büyüklük kurgusundan bir an önce vazgeçmelidir. Mesele bir şeyi büyük ya da hızlı yapmak değildir. Asıl önemli olan yapılan şeyin bütün detaylarıyla bütün verileriyle değerlendirip doğru yapmaktır. Bir şeyi hızlandırırsanız gözden kaçan detaylar olacaktır o da kötü sonuçlar doğuracaktır” dedi.
Yeniden inşaa sürecinde hızlı kararlardan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini söyleyen Tatlı, “bütün unsurların, kurumların, sivil toplum örgütlerinin, meslek odaları derneklerin de dahil edildiği bir planlamanın yapılması, yapılan planın anlatılması, plana toplumun bütününün inanması ondan sonra inşaat sürecine girilmesi gereklidir. Bu şekilde yapılacak konut projelerinin daha başarılı olacağı kanaatindeyiz” diye konuştu.
“Önce Bataklığı Kurutmak Lazım”
Proje yapılırken imza atan, onaylayan mevcuttaki şartnamede yazan kurallara uymayan herkesin bu suçtan sorumlu tutulması gerektiğini söyleyen Tatlı, “Kim hata yaptıysa yargı önünde hesabını verecektir. Ama asıl yapılması gereken bataklığın kurutulmasıdır. İmar affı diye bir şey çıkarttınız, mühendislik hizmeti almamış binaların hepsini onayladınız. Buna el kaldıran kim varsa cumhuriyet savcıları onlara da soruşturma açmalıdır” dedi.
İmar affı konusunda açıklamalarına devam eden Tatlı şöyle konuştu: “En büyük problem buradadır. Mühendislik hizmeti almamış binalara yapı kullanım izni verildi. Eğer bir binaya yapı kullanım izni veriliyorsa bu; ‘burası güvenli, buranın içerisinde gönül rahatlığıyla girebilirsiniz demektir’. Bütün şartnamelere uygun demektir. O zamana kadar iskan alamadıysa demek ki usulüne uygun yapılmamış imalatlar var. Siz bunu dikkate almadan imar affı çıkartırsanız sonuç bu olur. Bu sistemsel sorunun bir an önce çözülmesi lazım. Ben bir inşaat projesinin altına imza atarken elim titriyor çünkü bu büyük bir sorumluluk. Bizler bu sorumluluğu alıyorsak yasa yapıcılar bir takım kararlar alıyorlarsa bu sorumluluğu da almalılar.”
“Çevre Bakanlığına 7 Bin Kişilik Ekiple Hazır Olduğunu Bildirdik”
TMMOB İkinci Başkanı Selçuk Uluata, İnşaat Mühendisleri Başkanı Taner Yüzgeç başkanlığında; Antakya, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Nurdağ, Pazarçık, Gölbaşı olmak üzere hemen hemen tüm deprem bölgelerinde incelemelerde bulunarak koordinasyon sağladıklarını belirten Tatlı, yıkılmayan binalarda hasar tespit çalışmaları yaparak dışarıda kalan vatandaşların bir an önce evlerine tekrar güvenle geçebilmeleri için çalıştıklarını söyledi. TMMOB İl Koordinasyon Kurulları olarak, teknik ve hasar tespit çalışmalarının yanında yardım organizasyonları da yaptıklarını belirten Şube Başkanı Bülent Tatlı, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yaklaşık 7 bin kişilik eğitim almış bir ekibin hazır olduğunu bildirdik. Şu anda sahada 2 bine yakın gönüllü üyemiz canla başla çalışıyor. Vatandaşların bir an önce evlerine kavuşabilmeleri için girilebilecek binaların tespitleri yapılıyor. Adıyaman, Kahramanmaraş ve Antakya şu anda yok! Diğer illere göre çok daha kötü, yerle bir olmuş bir durumdalar” şeklinde bilgiler verdi.
Yıkılan Alanlarda Tekrar Yapı Yapılabilir Mi?
İMO Ankara Şube Başkanı Tatlı, depremde yıkımların yaşandığı zeminlerde yeniden bina yapılır mı? sorusuna, “Şartnamedeki kurallara uyulur ve maliyetten kaçılmaz ise her türlü zeminde bina yapılır” vurgusunda bulundu. Tatlı şunları söyledi: “Yıkım yaşanan illerde bundan sonraki süreçte her bir bölge ve lokasyon kendi içerisinde değerlendirilerek planlanmalıdır. 3 katlı bir yapı yapılması gereken bir yere 10 katlı bina yapmaya kalkarsanız bu başka bir soruna neden olur. Burada hem şehir plancılarının hem de inşaat mühendislerinin birbirine uyumlu ve birbirlerini dikkate alarak hareket etmesi önemlidir. Şehir plancıları eğer bölgeyi iki, üç katlı bina yapılabilir olarak planlıyorlar ise böyle yapılmalıdır. Kısaca benim önüme problemli olan bir zeminde 10 katlı bir bina projesi gelir ise bizim hazırlayacağımız proje 40 değil de 80 milyona mal olur. Eğer sen 80 milyona o zeminde bir bina yaparsan ona bir şey olmaz” diyerek maliyetten kaçılmayan, projeye, şartnameye uygun projelerin depremde yıkılma riski taşımadığına dikkat çekti.
Oturduğumuz Bina Sağlam Mı? Nereden Öğreneceğiz?
Kahramanmaraş depremlerinde yaşanan yıkımlar ve can kayıpları sonrasında deprem riski altında olan başta Marmara Bölgesi’nde İstanbul ve Ege Bölgesi’nde İzmir’de yaşayanlar büyük tedirginlik içerisinde oturdukları binaların depreme dayanıklı mı değil mi öğrenmeye çalışıyor. İMO Ankara Şube Başkanı Bülent Tatlı, bina hasar konusunda güvenilir kaynaklardan bilgi alınmasını, odalar dışında kendisini yetkili olarak tanıtan kişilere güvenilmemesini söyledi. Tatlı, “Vatandaşlarımızın, İnşaat Mühendisleri Odası olarak bizim açıklamalarımızı yakından takip etmelerini istiyoruz. Binaları güvenli mi değil mi konusunda yaşadıkları illerdeki İnşaat Mühendisleri Odaları’nın şubelerine başvuruda bulunup doğru bilgi alabilirler” dedi. (BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)