Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, afete bağlı can kayıplarının yüzde 97'sinin depremden kaynaklandığını vurgulayarak, "Bizi felç eden bir korkudansa hepimizin bir şeyler yapma hususundaki hassasiyetlerini arttıran uyanıklık çok daha önemlidir. Bazen aşırı korku insanı felç edebilir. Dolayısıyla korkmayacağız, bu gerçekliğin üzerine gideceğiz" dedi.
Türkiye'nin depremlere yönelik 2017-2019 stratejisinin değerlendirileceği Deprem Danışma Kurulu toplantısı, Başbakan Yardımcısı Akdağ başkanlığında toplandı. AFAD Başkanlığındaki toplantıya, AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu ve Kurul üyeleri de katıldı. Afet çalışmalarında kullanılan verilerin faydalanıcıların ortak kullanımına açılmasına yönelik bir politikanın belirleneceği toplantıda, 2017-2019 yol haritası ve faaliyet alanları da tartışılacak. Kurul üyeleri ayrıca, 17 Ağustos 1999 Kocaeli depreminin yıl dönümü öncesinde bilim adamları, uygulayıcılar, medya ve toplum arasında deprem tehlikesi ve riskinin anlaşılmasına yönelik iletişim yöntemlerini de değerlendirecek.
"Depremlerde 100 bin canımız kaybolmuş"
Toplantının açılış konuşmasını yapan Akdağ, Türkiye'de deprem gerçeğinin herkesin malumu olduğunu, Türkiye'nin deprem kuşağında bir ülke olduğunu vurguladı. Türkiye'de birinci ve ikinci deprem kuşağında yaşayan insanların sayısının toplumun aşağı yukarı 3'te 2'sine tekabül ettiğini ifade eden Akdağ, "Son yüz yılda 6 ve üzerindeki büyüklükte 56 deprem yaşamışız. Bu depremlerde 100 bin canımız kaybolmuş. Kaybedilen paranın değerini hesaplamak gerçekten çok zor. Farklı matematik yaklaşımlarıyla, farklı senaryolarla, farklı rakamlar olduğu belirtiliyor. Ama burada 100 milyar doların üstünde bir finansal kayıp yaşadığımız da bir gerçek. 1980 ve 2016 yılı arasında 21 binden fazla canımızı depremde kaybetmişiz. İşin şöyle de bir gerçekliği var; afete bağlı can kayıplarının yüzde 97'sini depremden kaybediyoruz" diye konuştu.
"AFAD ile bütün afetlere daha bilimsel bir bakış açısı yakaladık"
Akdağ, AFAD'ın kuruluşuna tanıklık eden siyasetçilerden birisi olduğunu, 2002'den bu yana birçok kere afetlere nasıl yaklaşılması konusunda toplantılar yaptıklarını belirterek, "AFAD kurulduktan sonra organizasyonlu bir yapıyla deprem dahil bütün afetlere daha bilimsel bir bakış açısı yakaladık. Müdahaleler açısında da çok donanımlı bir hale geldik. Afetlerde elbette müdahale kısmı çok önemli, kısa dönem tedbirleri açısından müdahaleye hazır olmak son derece önemli. Elbette afet riskinin azaltılması, herhangi bir deprem geçirdiğimizde kayıpların azaltılması sonucu farkındalığı arttırmak açısından son derece önemli" şeklinde konuştu.
"20 gün önce kendi aramızda bir toplantı daha yaptık"
Yarının 17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümü anımsatan Akdağ şunları kaydetti:
"Biliyorsunuz 17 Ağustos 1999'da 18 bin 373 can kaybının, 48 bin üzeri yaralımızın olduğu çok ağır bir deprem geçirdik. 547 bin bina da o zaman bundan etkilendi. Elbette bütün paydaşlarla bu meseleyi değerlendirmeli, bütün paydaşlarla birlikte bu meselede hızlı adımlar atmalıyız. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın bu konudaki hassasiyetleri çok yüksek. Hükümette de birbiriyle çok uyumlu, meseleyi çok iyi kavramış arkadaşlarla çalışıyoruz. 20 gün önce kendi aramızda bir toplantı daha yaptık. Çevre ve Şehircilik Bakanımız yenilenmesi gereken, depreme karşı dayanıklı hale getirilmesi gereken binalar hakkında çok hassas. Ekonomi yönetimimiz de bu konuya finans kaynaklarının geliştirilmesi hususunda son derece açık davrandılar. Önümüzdeki birkaç sene içerisinde süratle bu iyileşmeyi yapacağımıza inanıyorum. Ama bunun için el ele vermemiz gerekiyor."
"Korkmayacağız, bu gerçekliğin üzerine gideceğiz"
Akdağ, yapılan toplantının 17 Ağustos 1999 depreminin arefesinde olmasının manidar olduğunu dile getirerek, "17 Ağustos'ta ev diğer depremlerde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza rahmet diliyorum. İnşallah elimizden geleni yaparak bundan sonraki yıkımların çok daha az olması için gayret edeceğimizi de tekrar etmek istiyorum. Evet, bugünkü toplantımızda bir taraftan yeni üyelerle tanışma amacı var, öte taraftan Türkiye deprem tehlikesi haritası, Türkiye bina deprem yönetmeliği gibi konuların kısa sürede tamamlanıp etkin bir biçimde uygulamaya konulması konu olacak. Ayrıca bugünkü gündem maddelerimizden birisi de depremle ilgili farkındalıklı iletişim. Bir taraftan bilim adamları, bir taraftan uygulayıcılar deprem tehlikesinin risklerinin anlaşılmasına yönelik iletişim yöntemlerini koşucağız. Bizi felç eden bir korkudansa hepimizin bir şeyler yapma hususundaki hassasiyetlerini arttıran uyanıklık çok daha önemlidir. Bazen aşırı korku insanı felç edebilir. Dolayısıyla korkmayacağız, bu gerçekliğin üzerine gideceğiz" ifadelerini kullandı.
İHA