"Divan-ı Hikmet Sohbetleri"nin 12'incisi, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
Çok sayıda davetlinin katıldığı programa Ahmet Yesevi Üniversite Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız'ın yanı sıra Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Uludağ konuşmacı olarak katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Musa Yıldız, "Mübarek üç ayları idrak ediyoruz. Üç aylarınızı tebrik ediyorum ve Peygamberimizin (SAV) duasıyla sözlerime devam etmek istiyorum. Allah'ım Recep ve Şaban aylarını bizim için mübarek eyle, bizleri Ramazan ayına eriştir" ifadelerini kullandı.
"286 faaliyetle Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerini tanıtmaya çalıştık"
Ahmet Yesevi ve onun eserlerini hem yurt dışında hem de yurt içinde anlamaya ve anlatmaya devam ettiklerini belirten Yıldız, "Birlik ve beraberlik sembolümüz, kurucu atamız Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerini anlatmaya ve anlamaya devam ediyoruz. Geçen yıl UNESCO 2016 Hoca Ahmet Yesevi Yılı idi. Türkiye'de birçok yerde 286 faaliyetle Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerini tanıtmaya çalıştık. Bu yıl da ülkemizde tanıtırken yurt dışında da tanıtmaya başladık. Ocak ayı içerisinde Katar'da Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerini anlattık. Geçen hafta itibariyle de Paris'te, Köln'de ve Berlin'de Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerini anlatmaya çalıştık. Çünkü geldiğimiz süreçte bu büyüklerimizin fikirlerine çok ihtiyacımız olduğunu, yeni Türkiye'nin inşasında bu değerlerimizin, bu irfan medeniyetimizin değerli üstatlarının eserlerini daha çok okuyup, daha çok anlamaya çalışmamız gerektiğini idrak ediyoruz. Önümüzdeki sohbeti Allah nasip ederse 23 Mayıs'ta Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden Prof. Dr. Ali Yılmaz Hocamızın katılımlarıyla gerçekleştireceğiz. Şimdiden o sohbetimize de sizleri davet ediyorum" diye konuştu.
"Hikmete ulaşmak için insan olmak yeterlidir"
Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Uludağ ise Hoca Ahmet Yesevi'nin Divan-ı Hikmet eserine adını veren "hikmet" kavramı üzerinde durmak istediğini ifade ederek, "Ahmet Yesevi'nin bize bıraktığı önemli bir miras vardır. Bu da tasavvufi mirastır. Divan-ı Hikmet diye bildiğimiz bir kitaptır. Ben bu konuşmamda Ahmet Yesevi'nin kitabına adını veren hikmet kavramı üzerinde genel manada durmak istiyorum. Hikmete ulaşmak için insan olmak yeterlidir. Günümüzde evet Müslüman şairler önemli, Sufi şairler önemli ama bu demek değildir ki Çin'de hikmet yoktur, Hindistan'da, şurada burada hikmet yoktur. Olmadığı anlamına gelmez" dedi.
Hikmet kavramının çok kapsamlı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Süleyman Uludağ, "Her yerde hikmet vardır. Bu sebepledir ki Peygamber Efendimiz (SAV) bir Hadis-i Şerifleri'nde "Hikmet, Müslümanın kaybetmiş olduğu bir şeydir. Nerede olursa onu oradan alın." Çin'de de olur, Japonya'da da, Amerika'da da, İngiltere'de de vardır, Fransa'da da vardır. Nerede bulunursa hikmet, hikmettir. Hikmet çok kapsamlı bir kavramdır ve hikmet evrensel bir kavramdır. Hikmete dair anlamlı sözler vardır. Bunlar birer hikmettir. Atasözleri vardır, bunlar hep insanlığın hikmetidir. Onun için hikmeti çok geniş olarak kavramamız gerekmektedir. Bütün insanlığın ortak malıdır. Ama Müslümanların da kendilerine göre bir hikmet anlayışı vardır ve bu içerik itibariyle oldukça zengindir" diye konuştu.
Divan-ı Hikmet
Divan-ı Hikmet, 12. yüzyılda Hoca Ahmet Yesevi tarafından dörtlüklerle ve hece ölçüsüyle yazılmış dini, tasavvufi ve öğretici bir eserdir. Genel olarak dervişlik hakkında övgülerden, bu dünyadan şikayetten, cennet ve cehennem tasvirlerinden, Peygamberimizin (SAV) hayatından ve mucizelerinden bahsedilir. Dini ve ahlaki öğütler veren şiirlere de yer verilmiştir. Dörtlüklerin her birine "hikmet" adı verilmiş ve bu hikmetler Orta Asya ve Anadolu'da yayılarak halkı derinden etkilemiştir.
İHA