İriliği ve lezzetiyle kentin simgesi haline gelen Diyarbakır karpuzu artık eskisi gibi ekilmiyor. Üreticilerin farklı tohumlara yönelmesi ve iriliği nedeniyle tüketimi düşen, artık belli sayıda aile işletmesi tarafından üretimi yapılan Diyarbakır karpuzu, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlere hediye olarak gönderiliyor.
Diyarbakır'ın simgesi haline gelen ve yıllarca Dicle Nehri kenarındaki kumlu arazilerde ekilen Diyarbakır karpuzuna farklı tohum türlerinin tercih edilmesi ve iriliği nedeniyle artık rağbet kalmadı. Bugünlerde çiçeklenme dönemine giren, eylül ayı başında da hasadı gerçekleştirilecek olan Diyarbakır karpuzunun ağırlığı 56 kilograma kadar çıkabiliyor. Artık genelde teşhir amaçlı kullanılan ve festivallerde boy gösteren Diyarbakır karpuzunun üretimi belli sayıda aile işletmesi tarafından geleneksel olarak devam ettiriliyor.
Büyükşehirlere hediye olarak gönderiliyor
Diyarbakır'ın merkez Sur ilçesine bağlı Erimli köyünde 25 yıldır karpuz ektiklerini ifade eden Osman Uçar, "25 yıldır aynı tohum benim elimde ve aynı şekilde ekiyoruz. Tohumları hayvan gübresi ve toprakla karıştırarak evde fide yapıyoruz. Fideden sonra tarlaya getiriyoruz. Diyarbakır karpuzu denildiği zaman bizim köy akla gelir. Diyarbakır'ın karpuzu bu köyden geliyor. Ektiğimiz karpuzların birkaç tanesini yarışmalara götürmek için ayırıyoruz. Diğerlerini Diyarbakır'a götürüp satıyoruz. Ayrıca buradan İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şehirlere hediye olarak gidiyor. Karpuzlarımız eskiden satış için Erzurum, Van, Kars gibi doğu illerine gidiyordu. Şimdi fazla rağbet yok. Amerikan ve İsrail tohumu çıkmış, aşı yapıyorlar. Artık onlara rağbet var. Diyarbakır karpuzunun en ufağı 15-20 kilogramdır. Herkes alamıyor" dedi.
Festivallere de katıldıklarını ve yıllardır ektikleri karpuzun içindeki çekirdekleri evde muhafaza ettiklerini aktaran Veysi Kut, "Zamanı geldiğinde yine ekmek için kullanıyoruz. Kendimi bildim bileli bu tohumları kullanıyoruz. Dışarıdan getirmiyoruz. 52 kilograma kadar çıkan karpuzlarımız var" diye konuştu.
"Ekimi geleneksel olarak devam ettiriliyor"
Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Mustafa Ertan Atalar, Diyarbakır'ın karpuz yetiştiriciliği açısından önemli iller arasında yer aldığını dile getirerek, Diyarbakır'a ait sürme, pembe ve ferik gibi yerli çeşitlerin yetiştiriciliğinin geleneksel olarak devam ettirildiğini söyledi. Karpuz üretimi miktarı bakımından Diyarbakır'ın ilk 4 arasında yer aldığını aktaran Atalar, şunları kaydetti:
"Yaklaşık 55 bin dekar alanda karpuz tarımı yapılmaktadır. Ticari olarak yapılan bu karpuz yetiştiriciliğinin dışında Diyarbakır'a ait sürme, pembe, ferik gibi yerli çeşitleri de yetiştirilmektedir. Özellikle sürme çeşidi en büyük ve en fazla ağırlığa sahip olan çeşittir. Özellikle Sur ilçemizden Bismil ilçemize kadar Dicle nehri kenarındaki köylerde bunun yetiştiriciliği yapılmaktadır. Üretim belli sayıda aile işletmesi tarafından devam ettirilmeye çalışılıyor. Çiftçilere gübre takviyesinin yanı sıra maddi olarak da kaynak aktarmak suretiyle bu konuda yaptıkları çalışmaları devam ettirmelerini arzu ediyoruz. Yaptığımız bu çalışmalara neticesinde şu anda ekimleri gerçekleştirilen karpuzlar çiçeklenme dönemine yaklaşmış vaziyetteler. Bu üretim faaliyetleri sezon boyunca arkadaşlarımız tarafından takip edilmektedir. Ağustos sonu itibariyle, eylül içerisinde hasatları gerçekleştirilmektedir. Ortalama 40-50 kilogram arası bir ağırlığa sahip olan sürme çeşidi 56 kilograma kadar ulaşabilmektedir. Bu sene iklim bu şekilde devam ederse tekrar o rakamları görebileceğiz."
"Teşhir amaçlı alınıyor"
Diyarbakır karpuzunun çok iri olmasından dolayı, insanların artık bunu teşhir amaçlı olarak aldığını vurgulayan Atalar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kabukları çok kalın ve lif uzunlukları da fazla olduğu için 3 aya kadar dayanabilme süreleri var. Yemek için daha küçük olanlar sofrada tüketiliyor. Diyarbakır karpuzunun yetiştiriciliği özel bir önem arz etmektedir. Dicle nehri kenarındaki kumsal alanlarda yapılır. Özel bir bakım gerektiriyor. Yıl boyunca üreticilerimiz el emeğiyle devamlı arazinin içerisinde tabiri caizse gözleri gibi bakarak büyütmektedir. Biz de bunu tanıtarak bu değeri korumaya çalışıyoruz. Diyarbakır'da bulunan bu çeşidin Türkiye'nin diğer illerinde de tanınmasını sağlamak amacıyla buradaki üreticilerimizi destekliyoruz."
İHA