Diyarbakırlı çocuk ürolojisi uzmanı Prof. Dr. Abdurrahman Önen, kendi buluşu olan katetere ismini vererek dünya tıp tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Güneydoğu'nun bir köyünde dünyaya gelip adını dünyaya duyurmayı başaran Prof. Dr. Önen, azmin önünde hiçbir engelin duramayacağının en büyük örneğini oluşturdu.
Diyarbakır'da görev yapan Prof. Dr. Abdurrahman Önen, 1967 yılında Mardin'in Derik ilçesine bağlı bir mezrada dünyaya geldi. Hayata gözlerini açtığı bölgede okul olmadığı için 5 yıl boyunca haftanın 5 günü iki kilometre ötedeki köye yürüyerek gidip ilkokul eğitimini tamamladı. 5 yıl boyunca tek bir sınıfta eğitim gören Önen, ortaokul eğitimi için Diyarbakır'a geldi. Diyarbakır'a geldiğinde, köyde aldığı eğitim ile sadece Türkçe konuşup yazmayı öğrenen Önen, ilk dönemlerinde birçok zorlukla karşılaştı. Öğrenme aşkı nedeni ile yaz tatillerinde üst sınıfın derslerini çalışan Önen, emeğinin karşılığını lise son sınıfa kadar aldığı takdir belgeleri ile gördü.
Lise yıllarında TÜBİTAK'tan ödüller aldı
TÜBİTAK'ın düzenlediği yarışmalarda da derecesi bulunan Önen, 1985 yılında girdiği ve 2 buçuk milyona yakın kişinin katıldığı üniversite sınavında Türkiye 78. olarak İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni kazandı. Tıp fakültesini bitirdikten sonra Türkiye'deki bütün gelişmiş merkezlerde ve Amerika'da üst ihtisas yapan Önen, daha sonra Çocuk ürolojisi üst ihtisas belgesi almayı başardı. Amerika'da, Avrupa'da ve doğu ülkelerindeki üniversitelerde ders veren Önen, çalışma azminin karşılığını dünya tıp literatürüne kazandırdığı buluşla taçlandırdı. Türkiye'de üretilen ve Önen kateteri ismi verilen buluş dünyadaki tüm ülkelerde kullanılıyor.
Köy okulundan Türkiye 78'inciliğine ulaşan azmin başarısı
Hayatı ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Memorial Diyarbakır Hastanesi" Çocuk Cerrahisi ve Çocuk Ürolojisi Uzmanı Prof. Dr. Abdurrahman Önen, 1967 yılında bu bölgenin bir köyünde doğduğunu söyledi. Doğduğu köyde ilkokul olmadığı için 5 yıl boyunca iki kilometre yol kat edip başka bir köy okulunda okuduğunu belirten Prof. Dr. Önen, "5 yıl boyunca haftanın 5 günü 2 kilometrelik yol kat edip köyde ilkokulu okudum. Ortaokul okumak için Diyarbakır'a geldim. Köyde aldığımız eğitimle sadece Türkçe okuma ve yazmayı öğrenmiştik. Lise 1 ve 2'de TÜBİTAK'ın düzenlediği yarışmalarda hem bölge hem bireysel hem de grupta dereceler aldık. 1985 yılında üniversite sınavına girdim ve Türkiye 78'incisi oldum. İstanbul Üniversitesi tıp fakültesini kazandım" dedi.
"Önen Kateteri dünyanın hizmetinde"
Tıp fakültesini bitirdikten sonra Amerika, Avrupa ve doğu ülkelerinde ders vermeye gitmeye başladığını anlatan Prof. Dr. Önen, "Bu da şunu gösteriyor, nerede doğmuş olursak olalım, hangi şartlarda doğmuş olursak olalım yeter ki bizde zeka azim enerji olsun. Yaptığımız işi seversek başarı her halükarda gelecektir. Önen kateteri adını verdiğimiz ülkemizde üretilen, burada ihtiyaç duyulan dünyanın bütün ülkelerine satılabilen bir katetari yaptık. Hastalarımızın böbreklerini herhangi bir nedenle ameliyat ettiğimizde ister böbrek taşı gibi bir hastalık olsun, ister böbrek şişlikleri, ister böbrek tümörü, ister açık ameliyat ister kapalı ameliyat esnasında böbrekteki ameliyatı yaptıktan sonra attığımız dikişlerin sağlıklı iyileşmesi için bir kateteri yerleştiriyoruz. Bütün dünyada bunun birkaç çeşit örneği var. Bizim kateter çıkana kadar yerleştirilen kateterler çocuk yaş grubunda kabaca bir ay sonra genel anestezi alarak ikinci bir ameliyat ile tekrar bu kateterler çıkarılıyordu" diye konuştu.
"Kateter sayesinde ikinci ameliyat ortadan kalkıyor"
Buluşu sayesinde çocukların ikinci bir ameliyattan kurtulduğunu ifade eden Prof. Dr. Önen, şunları kaydetti:
"Bizim bu buluşumuz ile ürettiğimiz kateter sayesinde artık çocuklarımız ikinci bir ameliyattan kurtulmuş oluyorlar, ikinci ameliyata gerek kalmadan hastanenin poliklinik şartlarında birkaç saniyelik bir işlemle, ikinci bir ameliyat maliyeti yüklemeden tek seferde çıkarmış oluyoruz. Bu kateterin en büyük kolaylığı çocukları ikinci bir ameliyattan kurtarıyor hem maliyetinden hem risklerden uzaklaştırıyor. Ameliyatta bir sorun oluşsa, bizim kateterimizin ucu dışarda olduğu için kateterin ucunu açarak böbreğin içine rahatlıkla bakabiliyoruz, film çekebiliyoruz böbrekte biriken idrar varsa dışarıya idrar torbası takarak böbrek içinde veya etrafında biriken dikişler arasından kaçan idrarı direkt dışarı alabiliyoruz böylece güvenli bir şekilde hastamız iyileşmiş oluyor. Dünyada üretilen bütün kateterleri tüm gerekli ameliyatlarda kullandım. Tam kateterlerin kendine göre bir takım dezavantajları oluyordu. Bütün sorunları yıllar içinde not edip 18 yılın sonunda, dünyadaki bütün kateterlerin dezavantajlarını giderebilecek bir planlama yaptık ve ülkemizdeki bir firmaya bunun üretimini yaptırarak hem ülke hem dünya çocuklarının hizmetine sunmuş olduk."
İHA