Dizlerde Her Yaşta Farklı Hastalıklar Görülebiliyor

Acıbadem Adana Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Erhan Serin, diz ekleminin günlük yaşamda en çok kullanılan ve vücudun en büyük eklemlerinden...

Acıbadem Adana Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Erhan Serin, diz ekleminin günlük yaşamda en çok kullanılan ve vücudun en büyük eklemlerinden birisi olduğunu ancak bir sorun oluşmadan farkına varılmayan diz eklemlerinin büyümeden, hareket kabiliyetine kadar tüm yaşamı etkilediği bildirildi.

Prof. Dr. Serin, çocuklarda özellikle büyümenin hızlı olduğu 6-12 yaş arasında uzama ağrısı görülebildiğini fakat bunun gelişimin normal bir sonucu olduğunu belirtti. Ailelerin çocuklarının şikayetini, "Büyüme ağrısıdır" deyip geçmemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Serin, enfeksiyonların, travmaların ve tümörlerin sıklıkla fazla olduğu bu bölgede bir uzmanın yapacağı değerlendirmenin son derece önemli olduğunu söyledi.

Orantılı uzamaya dikkat

Uzun kemik olan kol ve bacaklardaki kemiklerin orantılı bir şekilde uzaması gerektiğine dikkat çeken Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Erhan Serin, orantısızlıkların diz ekleminde bir sorunun işareti olabileceğini vurgulayarak şunları söyledi:

"Çocuklarda görülen kısalık veya şekil bozuklukları dizde gelişen pek çok sorunundan kaynaklanabilir. Bunların başında epifiz plağı yaralanmaları geliyor. Kemiklerin uç kısmındaki büyüme plakaları olan epifizler, çocukluk döneminde henüz kemikleşmemiş halde oluyor. Dolayısıyla henüz kıkırdak olan bu yapı, aşırı spor yapma ya da zorlanma sonucunda zarar görebiliyor. Yine çocuklarda eklem içi enfeksiyonlar, iyi veya kötü huylu tümörler diz eklemine ve çevresine yerleşerek soruna kaynaklık edebiliyor. Ayrıca aşırı spor ya da yaralanma gibi oluşan travmaları bu bölgede menisküs ve bağlarla büyüme plaklarında hasara neden olabilir. Tüm bu sorunların oluşması sonucunda da dizdeki büyüme plağının etkilenmesi etkileniyor ve da alt bacak kemiklerinin uzamasında eşitsizlikler veya deformiteler ortaya çıkabiliyor."

Gençlerde menisküs yaralanmaları daha fazla

Gençlerde ve özellikle sporcularda en sık karşılaşılan sorunların başında menisküs yaralanmalarının geldiğini ifade eden Prof. Dr. Serin, "Bunları ön çapraz bağ daha fazla olmak üzere, iç veya dış yan bağ yaralanmaları izliyor" dedi.

Dizin ani hareketleri ve dönmeleri sırasında menisküs yırtıkları oluşabileceğini, menisküs oluşan kişilerin dizlerinde özellikle hareket halinde ve bükme sırasında ağrı, takılma ve merdiven inip çıkmada zorluk şikayetleri oluştuğunu belirten Prof. Dr. Erhan Serin, menisküslerle ilgili bir sorun saptanmış hastanın yakınmalarının diğer tedavi yöntemleriyle azaltılamıyorsa artroskopi denilen bir yöntemle kolaylıkla tedavi edilebildiğini kaydetti.

Yaşlılıkta kireçlenme görülüyor

İleri yaşlarda sık görülen diz sorunlarının başında kıkırdak bozulmaları ve halk arasında kireçlenme diye adlandırılan "dejeneratif osteoartroz" veya "gonartroz" geldiğini kaydeden Prof. Dr. Serin, dejeneratif osteoartroz veya diz eklemindeki adıyla gonartroz, eklemi oluşturan kıkırdakların bozulması ve eklemin deforme olması ile ortaya çıktığını rahatsızlığın zamanla kişiyi daha ağrılı ve kısıtlı hale getirdiğini söyledi.

Soruna zemin hazırlayan nedenlerin daha önceden diz eklemi içerisinde oluşan patolojilerden kaynaklandığına dikkat çeken Prof. Dr. Erhan Serin, "Bu sorunun büyük kısmını; diz içerisinde oluşmuş patolojilerle yaşamını sürdürmüş kişiler ile özellikle fazla kilolu hastalar oluşturuyor" dedi.

En büyük etken fazla kilo

Kireçlenmede en büyük etkenin fazla kilolar olduğunun da altını çizen Prof. Dr. Serin, tedavide kilo vermenin önemini şu sözlerle açıkladı:

"Kilo verdiğimiz zaman diz eklemi başta olmak üzere kalça ve ayak bileklerine binen tüm yükleri azaltıyoruz. Bu da eklem kıkırdağının korunmasında önemli bir rol oynuyor. Ayrıca eklemlere uygun egzersiz programları da öneriyoruz. Bu şekilde iyileşme sağlanamayan kişilere, bozulmanın durumuna göre kemik ameliyatları veya protez ameliyatları uygulanabiliyor."

"Yaşam boyu korumak şart"

Diz eklemlerinde yer alan kıkırdak yüzeylerin yaşam boyu korunmasının önemli olduğunu söyleyen Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Erhan Serin, "Kıkırdaklar zarar gördüğünde ne vücudumuzun ne de tıbbın orjinal kıkırdak oluşturması mümkün değil. İleri yaşlarda sorun yaşamamak için kıkırdaklarımızı olası yaralanmalar ve hastalıklardan korumamız gerekiyor. Bu nedenle aşırı kilolardan, uygun olmayan oturma şekillerinden (sürekli dizi bükerek oturma gibi), sürekli yüksek topuklu ayakkabı giymekten ve hareketsiz bir yaşantıdan kaçınmamız önem taşıyor" ifadelerini kullandı.

İHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sağlık Haberleri

Sağlıkta Çetelerin Olmadığı Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün
Dil Temizliği Nedir, Nasıl Yapılır?
Pankreas Kanseri Tedavisinde Yenilikçi Yaklaşım
Hekimler 5 Gün İ̇ş Bırakacak!
20 Bin Diş Hekimi Atama Bekliyor