Dünya Uygur Kongresi Genel Başkan Yardımcısı ve Türkiye'deki Türkistan Kültür ve Dayanışma Genel Başkanı Seyit Tümtürk, Çin'in özellikle Ramazan ayında Müslüman Uygur Türkleri'ne karşı baskıları artırarak, inanç ve ibadet hürriyetini kısıtladığını söyledi.
1949 Çin Kültür Devrimi'nden bu yana Çin Halk Cumhuriyeti'nin fiili işgali altında bulunan Doğu Türkistan'da Uygur Türkleri üzerinde sistematik bir şekilde asimilasyon politikalarının devam ettiğine dikkat çeken Dünya Uygur Kongresi Genel Başkan Yardımcısı ve Türkiye'deki Türkistan Kültür ve Dayanışma Genel Başkanı Tümtürk, Çin yönetimi tarafından Uygur Türklerine yönelik baskıların son yıllarda giderek artığını ifade etti. Özellikle Ramazan ayında Müslüman Uygur Türkleri'nin inanç ve ibadet özgürlüğünün kısıtlandığının altını çizen Seyit Tümtürk, "Ramazan'da oruç yasağı ve çocukların Kur'an eğitimine yasak getiriliyor. Resmi dairede çalışan memurlar, öğrenciler, işçiler tamamen bu ibadetlerden mahrum bırakılmış ve ibadetleri engellenmiş durumda" dedi.
"Hangi asırda yaşıyoruz, hangi devirde yaşıyoruz?"
Bölgeden gelen son haberlere göre Doğu Türkistan'ın çeşitli yerlerinde Çinli yetkililerin Uygur Türkleri'ni meydanlara toplayarak Komünist Parti'ye sadakat yeminleri ettirdiklerini öne süren Tümtürk, "Parti yetkilileri, valiler ya da bölgenin en yetkili makamları halkı meydanlarda toplayıp su içirerek oruçlarını bozduruyorlar. Bu, Müslümanlar'ın inancına karşı büyük bir saygısızlıktır. Hangi asırda yaşıyoruz, hangi devirde yaşıyoruz?" ifadelerini kullandı.
"Dünya görmezden geliyor"
Çin'in ekonomik gücü, 1,5 milyarlık nüfusu, her geçen gün dünyaya büyük pasta olarak sunmuş olduğu imtiyaz ve ekonomideki fırsatları sebebiyle dünyanın Doğu Türkistan'daki hukuk ihlallerini görmezden geldiğini aktaran Tümtürk, "İslam İşbirliği Teşkilatı dünyadaki Müslümanlar'ın haklarını koruyacağına yönelik kurulan bir örgüt. Birleşmiş Milletlerden sonraki en yoğun katılımlı örgüt. Doğu Türkistan meselesinde Çin'in hukuk ihlallerine, katliam ve cinayetlerine tek kelime dahi itiraz etmiş değil. Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü, raporlarla Çin'in 2013 yılındaki katliamlarını kayda geçtiler. Burada ne İslam İşbirliği Teşkilatı, ne Birleşmiş Milletler ne Avrupa Parlamentosu, ne İslam dünyası ne de Türk dünyası tek kelime itiraz etmedi" açıklamasını yaptı.
"Türkiye, Doğu Türkistanlıların yanında yer almıştır"
Türkiye'nin Doğu Türkistan'daki hukuk ihlallerine ve katliamlara karşı zaman zaman sesini yükselttiğini ancak İslam dünyasının ve Türk dünyasının Türkiye'nin bu tavrına destek vermesi gerektiğini belirten Tümtürk, "5 Temmuz 2009 Urumçi katliamında o dönem başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu katliamlar karşında "Çin'in Doğu Türkistan'da yapmış oldukları adeta bir soykırımdır ve durdurulmalıdır" diyerek Doğu Türkistanlı dindaşlarımızın, soydaşlarımız, mazlum kardeşlerimin yanında yer almıştır. O dönem yine muhalefet partileri de aynı hassasiyetle mazlum Doğu Türkistanlılar'ın yanında yer almıştır. Türkiye'nin bu konuda Çin'i ikna edebilme şansı bir yere kadar. O açıdan İslam ve Türk dünyasının Türkiye'nin bu adil ve haklı tavrına destek vermesi ve Çin'i makul bir zemine davet etmesi gerekmektedir" dedi.
İHA