ADÜ Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Güngör, günümüzde teknolojinin gelişmesi ile birlikte doğuştan kalp deliği olan çocukların hem teşhisinin hem de erken tedavisinin mümkün olduğunu belirterek atriyal septal defekt (ASD) ismi verilen kalp deliği hakkında merak edilen soruları cevaplandırdı.
ASD hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Hasan Güngör, "Hekimlik hayatımızda erişkin yaşa ulaşmış ve ilk defa teşhis konulmuş hastalar ile karşılaşılmaktadır çünkü 1500 canlı doğumda 1-2 kişide ASD mevcuttur. Kalbin sağ ve sol kulakçıkları arasındaki duvarda doğuştan delik bulunması ASD olarak adlandırılmaktadır. ASD varlığında sol kulakçıktaki temiz kan sağ kulakçığa geçer böylece sağ kalbin pompalaması gereken ve akciğerlere ulaşan kan miktarı artar. ASD hastaları erişkin yaşlarda özellikle 20-50 yaş aralığında bizim karşımıza çabuk yorulma, nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı, ayak şişliği gibi ya da rutin muayene sırasında üfürüm duyulması nedeniyle hekim tarafından yönlendirilerek gelmektedir. Her iki kulakçıklardaki basınç düşük olduğu için delik olsa bile kalbin sağ tarafının bozulması geciktiği için bu kişiler uzun süre semptomsuz seyretmekte ve tanı yaşı 60'lı 70'li yaşlara ulaşabilmektedir" dedi.
Nasıl teşhis edilir?
Hastalığın teşhisi hakkında bilgiler veren Güngör, "Bu semptomlar ile gelen hastada yapılan muayenede üfürüm duyulduğunda öncelikle kalp ultrasonu adını verdiğimiz ekokardiyografi yapılmalıdır. Ekokardiyografi sırasında kalbin iki kulakçığı arasında zarın olmaması ve kan geçişi gözlenmesi bize tanıyı koydurmaktadır. Tabi ki sağ kalp büyümesi, kapaklarda bozulma gibi diğer bulgularda dikkatli görüntülenmelidir. ASD hastaları eğer delik çapı 8 mm'den daha az ise şikayetler yok ve kalbin sağ tarafında büyüme yok ise yakın ekokardiyografi takibi ile izlenebilir. Büyük delikler, hastada şikayet meydana getiren ve özellikle kalbin sağ tarafını büyüten delikler akciğere kirli kanı taşıyan damarda geri dönüşümü olmayan hasar meydana getirmeden kapatılmalıdır" diye konuştu.
Tedavi seçenekleri nelerdir?
Hastalığın tedavisine değinen Güngör, şu bilgiler paylaştı: "ASD'ler açık kalp ameliyatı ve kapalı kasıktan anjiyografi benzeri bir sistem ile şemsiye benzeri bir cihaz ile kapatılabilmektedir. Kapalı yöntem ile kapatma yapılabilmesi için hastanın yemek borusundan girilip yapılan kalp ultrasonu (TEE) ile deliğin çapı iyi ölçülmeli ve şemsiye isimli cihazın tutmasını sağlayacak kenar dokuların yeterli olduğu görülmelidir. Eğer delik 35 mm'den büyük, kenar dokular yetersiz, sekundum tip dışındaki delikler, kalp içinde pıhtı, kan sulandırıcı kullanmaya engel durum, beraberinde kapak ya da damar değişmesi gerekli, şemsiye benzeri cihaza karşı alerji var ise açık kalp cerrahisi ile delik yama ile kapatılmalıdır. Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji bölümü ASD isimli kalp deliklerini uygun hastalarda kapalı şemsiye yöntemi ile kapatma konusunda iyi bir tecrübeye sahiptir. Özellikle teknolojinin gelişmesi ile flex cihazlar sayesinde hastaya hiç anestezi vermeden ve işlem sırasında yemek borusundan ultrasona gerek olmadan 10-15 dakikalık işlem ile hastalar sağlığına kavuşturulmaktadır"
İHA