Bu yıl teması "iklim değişiyor, o halde gıda ve tarım da değişmeli" olan Dünya Gıda Günü Tekirdağ'da etkinliklerle kutlandı.
Kamuoyunun bilinçlendirilmesi amaçları çerçevesinde, tüm Tekirdağ genelinde 11 Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlükleri tarafından, okullarda öğrencilere, aile çiftçilerine, aile gıda işletmelerine ve kadınlara yönelik olarak gıdanın saklama şartları, muhafazası, Alo Gıda 174 hattı ve vatandaşların gıda satın alırken dikkat edilmesi gereken noktalar konularında eğitimler düzenlendi.
İklim değişikliğinin gıda güvenliği üzerine etkilerine dikkat çekmek isteyen Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), bu yıl "iklim değişiyor, o halde gıda ve tarım da değişmeli" sloganıyla kutlanıyor. İklim değişikliği, gıda güvenliği üzerinde önemli bir etkiye sahip. Kronik yetersiz beslenmeden etkilenen 800 milyon insanın birçoğunu, yüksek sıcaklıklardan ve iklimle ilgili afetlerden en çok zarar gören kesim olan küçük ölçekli çiftçiler, balıkçılar ve hayvancılıkla uğraşanlar oluşturuyor. Bu afetler iklim değişikliği ile daha da büyüyor ve gittikçe daha fazla ve daha şiddetli seviyede meydana geliyor. Bununla mücadele etmeye yönelik ortak bir tutum oluşturulmaması halinde, dünyanın en yoksul ve savunmasız insanlarının birçoğu, kendilerini ve ailelerini beslemek için yeterince gıda üretemeyecek ve yeterli gelir elde edemeyecek.
"Gıda güvenliği olmadan sosyal ve ekonomik kalkınma da mümkün değildir"
Tekirdağ Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, "Gıda güvenliği olmadan sosyal ve ekonomik kalkınma da mümkün değildir. İklim değişikliği, gıda fiyatlarının istikrarını da tehdit eder. Değişkenlik gösteren yağış miktarı ve sıcaklıklar, olağanüstü hava olayları ile birlikte önümüzdeki yüzyılın başlangıcında önemli ürünlerde (mısır, buğday, pirinç ve soya) büyük azalmaya sebep olması öngörülmektedir. Bu düşüşün gıda fiyatları ve gıda güvenliği üzerindeki etkisi büyük çaplı olabilir. Bitkisel üretim, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık ve su ürünleri gibi tarımsal sektörler bu karmaşık zorluğun aşılmasında kilit rol oynayabilir. Küçük ölçekli çiftçiler, yerel şartlara uyarlanmış sürdürülebilir tarım uygulamalarını benimseyerek üretkenlik ve gelir açısından önemli kazanımlar elde edebilir, aynı anda tarımsal faaliyetlerini ve gelirlerini olağanüstü iklim şartlarından daha az etkilenir hale getirebilirler. Bunun gibi uyum stratejileri, değişen iklim şartlarında yoksulluk ve açlıkla mücadele etmede hayati önem taşır" denildi.
Yapılan açıklamanın devamında, "Tarımsal sektörler küresel su kullanımının yaklaşık yüzde 70'ini oluşturur ve toprağın, ormanların ve ekosistem hizmetlerinin sağlığı üzerinde önemli etkiye sahiptir. Ekosistem sağlığını ve doğal kaynak yönetimini geliştiren sürdürülebilir tarımsal uygulamalar, doğal kaynakların aşırı kullanımını ve ekosistemdeki bozulmayı durdurabilir, hatta tersine çevirebilir. Tarımsal sektörler aynı zamanda küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 20-25'ini oluşturur. Sürdürülebilir tarımsal uygulamalar üretkenlik ve dayanıklılığı artırabilir, sera gazı emisyon yoğunluğunu düşürebilir, ormanların yok olmasına sebep olan baskıları azaltabilir ve tümü de karbon tutulumu sağlayan toprakları, kırsalı ve de ormanları daha sağlıklı hale getirebilir. Bu azaltıcı etkiler, tüm tarımsal gelişimi engellemeden ve neredeyse sıfır maliyetle elde edilebilir" ifadeleri kullanıldı.
İHA