Düzce Üniversitesi ve Abant İzzet Baysal Üniversitesi Okul Öncesi Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezlerinin işbirliğiyle düzenlenen "Erken Çocukluk Eğitimi Sempozyumu Batı Karadeniz Buluşması II" başlıklı etkinlik, Cumhuriyet Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi.
Batı Karadeniz'deki üniversitelerden akademisyenlerin ve öğrencilerin katıldığı sempozyumun açılış konuşmasını Düzce Üniversitesi Okul Öncesi Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Özge Pınarcık gerçekleştirdi.
Erken Çocukluk Eğitimi Sempozyumu'nun ilkinin Abant İzzet Baysal Üniversitesinde düzenlendiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Özge Pınarcık, ikinci sempozyumun Düzce Üniversitesinde gerçekleştirilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek programın gelenekselleşmesi temennisinde bulundu. Çocuğun doğumundan temel eğitim dönemine kadar olan bölümün erken çocukluk dönemi olarak adlandırıldığını ifade eden Pınarcık, 0-6 yaş arası bu dönemde çocukların çok hızlı gelişim gösterdiğine dikkat çekerek okul öncesi dönemin önemine vurgu yaptı.
Açılış konuşmasının sonrasında sempozyumun oturumlar bölümüne geçildi. İlk oturumun başkanlığını yapan Abant İzzet Baysal Üniversitesi Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yasemin Aydoğan, alana katkı sunan öğretim üyeleriyle öğrencileri bir araya getirmek ve iletişimlerini artırmak amacıyla sempozyumun hayata geçirildiğini söyledi. Bu etkinliklere fayda sağlaması açısından içerisinde 53 ülkenin okul öncesi eğitim bilgilerinin yer aldığı bir kitabın da yakın zamanda yayımlanacağını belirten Prof. Dr. Aydoğan, sözü konuşmacılara bıraktı.
İlk oturumun birinci konuşmacısı Sakarya Üniversitesi Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. A. Güler Küçükturan, "Erken Çocukluk Döneminde Çocuk-Aile-Öğretmen" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Anne ve babalığın etkin bir şekilde yerine getirilmesi için çaba sarf edilmesi gerektiğini dile getiren Küçükturan, çocuğa 1 yaşından itibaren aile sofrasında yer verilmesinin, onun birey olduğunu hissettirmenin ve başarılarının takdir edilmesinin önemi üzerinde durdu. Okul öncesi öğretmenlerin, ailelere karşı nasıl davranması gerektiğiyle ilgili önemli bilgiler paylaşan Prof. Dr. A. Güler Küçükturan, iletişimde "kazan kazan" felsefesinin, birçok sorunun çözümünde etkili olduğunu sözlerine ekledi.
İlk oturumun ikinci konuşmacısı olan Bülent Ecevit Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Esin Sezgin, "Okul Öncesi Dönemde Davranışsal Öz-Düzenleme" konulu bir konuşma yaptı. Öz-Düzenleme kavramını; insanların duygularını, kavrama yeteneklerini ve davranışlarını düzenleme şeklinde tanımlayan Sezgin, bu uygulamanın; sınıf kurallarına daha iyi uyum sağlanması, öğrenme fırsatı sunması, kısa ve uzun süreli dönemlerde akademik başarıda artış ve sosyal yeteneklerin gelişmesi gibi birçok alanda fayda sağladığını dile getirdi.
Sempozyum, Karabük Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Arzu Özyürek'in başkanlığını yaptığı oturumla devam etti. İkinci oturumun ilk konuşmacısı Kastamonu Üniversitesi Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Berat Ahi, "Erken Çocukluk Döneminde Çevre Eğitimi" başlıklı sunumunda çevre eğitiminin tarihsel gelişiminden bahsetti. Çevre eğitiminin ömür boyu sürmesi gerektiğinin altını çizen Yrd. Doç. Dr. Ahi, "Çocuklara kazandırabileceğimiz en güzel şey, insanların da biyosferdeki milyonlarca canlıdan sadece biri olduğu ve hepimizin eşit haklara sahip olduğunun öğretilmesidir." şeklinde konuştu.
İkinci oturumun son konuşmacısı olan Abant İzzet Baysal Üniversitesi Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı Öğr. Gör. Dr. Özlem Okyay, "Erken Çocukluk Döneminde Bilim Eğitimi" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Aktif keşfe dayalı eğitimin daha doğru olduğunun altını çizen Okyay, "Asıl hedef, öğretmek değil, ilgi uyandırmak olmalı." sözleriyle bilim eğitiminin, çocukların çevrelerindeki dünyayı anlamalarına katkı sağlayacağını ifade etti.
"Erken Çocukluk Eğitimi Sempozyumu Batı Karadeniz Buluşması II" başlıklı etkinlik, katılımcılara ve programda emeği geçenlere teşekkür belgelerinin ve hediyelerinin takdim edilmesiyle sona erdi.
İHA