Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Muş Şube Başkanlığı öncülüğündeki 20 kişilik heyet Suriye sınırına gitmek üzere Muş'ta ayrıldı.
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Muş Şube Başkanı Hasan Konuşuk, 1071 Derneği Başkanı Özkan Polat, Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı Doğu Anadolu Sorumlusu ve Muş Şube Başkanı Emrullah Aktaş ile Eğitim-Bir-Sen Muş Şube Başkan Yardımcısı Şerafettin Yıldız'ın da yer aldığı 20 kişilik heyet adına açıklama yapan Eğitim-Bir-Sen Muş Şube Başkanı Mahir Barışan, Halep'te yaşanan trajediye son vermek, yapılmak istenen soykırımı engellemek, Müslümanlara koridor açmak, Halep'i açlıktan, insanlığı utançtan kurtarmak için 81 ildeki teşkilatların İHH İnsani Yardım Vakfıyla birlikte Hatay'ın Cilvegözü Sınır Kapısına yürüyeceklerini söyledi. Yardım tırlarını ulaştırmak ve yapılan zulmü düzeltmek için sefere çıktıklarını dile getiren Mahir Barışan, "Sivil toplum öncü kuvvettir. Bu geçmişte de böyle olmuştur. Sivil toplum kuruluşları, dünya üzerindeki herhangi bir coğrafyada zülüm yaşandığında, olumsuzluk yaşandığında, bunu gidermek için yön vermiş öncü bir rol oynamıştır, bölgelere siyasetten önce gitmiş ve ilk etkiyi sivil toplum kuruluşu olarak bizzat yapmıştır. Medeniyet coğrafyasının yükünü taşıma iddiasında olanlar, sivil örgütlere ve yapılara alan açmalı, bu kuruluşlar üzerinden bir hareket noktasını oluşturmalıdır" dedi.
"Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen olarak kendimize HılfulFudul hareketini örnek aldık" diyen Barışan, "HılfulFudul vicdan sahibi, duyarlı insanların, kabile fark etmeksizin bir araya gelerek, hiçbir insanın rengine, ırkına, şekline bakmaksızın, herkesin hakkını hukukunu korumak için oluşturulan bir teşkilattır. Hz. Peygamber, kendisine nübüvvet geldikten sonra "bugün dahi çağırsalar orada (HılfulFudul) bulunurum, orada bulunuşumu bir sürü kızıl deveye değişmem" demişti. Bizler işte bu HılfulFudul örneğinden yola çıkarak, bu adalet ve hukuk arama yoluna koyularak "yapamazsın" diyenlere inat bu yola koyulacağız. Bugün insanları, insanlığın ve bütün insani değerlerin katledildiği kentlerden biri Halep. Terörü konvansiyonel silaha dönüştüren devletlerin, bütün dünyadan yalıtarak katliam yaptığı Halep'te can pazarı yaşanıyor. Maalesef insanlık bu katliamı kanıksamış durumda. Dünyanın birçok ülkesinde yaşayanlar bu katliamları kendi surları arkasından "bir film izliyormuş gibi" seyrediyor. Halep, insanlığın topyekun öldüğü bir yerdir artık. Kim hangi bahanenin arkasına gizlenirse gizlensin hakikat budur. Bu yüzden Halep, aynı zamanda insanlığın imtihanıdır. En azından yarın Mahkeme-i Kübra'da, "Halep'te çocuklar açlıktan ölürken, öldürülürken, insanlar güya Müslüman'ım diyenler tarafından diri diri yakılırken evimde oturmadım, sadece sosyal medya hesabımdan kınamakla kalmadım, bizzat gidip yaşanan zulmü, vahşeti elimle düzeltmeye çalıştım Yarabbi" demek için sefere çıkıyoruz" ifadelerini kullandı.
İHA