Denizli'de, referandum çalışmaları kapsamında Kaleiçi esnafını ziyaret eden Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Cumhurbaşkanı başdanışmanının yaptığı açıklamaya değinerek, "Ben hiçbir yerinde eyalet sistemi ile ilgili böyle bir ima dahi görmedim. Bunu kalkıp da o şekilde bir yere götürmek bence çok zorlamak olur. Biraz da insafsızlık olur diye düşünüyorum" dedi. Zeybekci ayrıca, Devlet Bahçeli'nin açıklamalarını da anlayışla karşıladığını belirterek, "Bu dönemde özellikle fitne zamanıdır. Açıklamalarımıza, sözlerimize dikkat etmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, referandum çalışmaları kapsamında Denizli Kaleiçi esnafı ile bir araya geldi. Esnafları dolaşan Zeybekci onlarla yemek yedi, çay içti. Bakırcılar çarşısında bir dükkana girerek keserle çıra kıran Zeybekci, dükkan sahibi Salih Demirayak'a dokuz aylık bebeği için altın taktı. Daha sonra çay ocağına giden Zeybekci, basın mensuplarının sorularını yanıtlamasının ardından esnafla sohbet etti.
"Olumlu mesajlar ticarete yansımadı"
Rusya'nın Türk ürünlerine uyguladığı yasaklar hakkında konuşan Bakan, Türkiye'nin hiçbir dönemde yasak koymamasına rağmen Rusya'nın yasakları sürdürdüğünü kaydetti. Yasaklarla ilgili Şubat ayındaki son görüşmede rahatsızlıkları raporlar halinde dile getirdiğini söyleyen Zeybekci, "2016 yılının ortalarından itibaren iki ülkenin liderleri, gerek sayın Cumhurbaşkanımızın, gerekse Putin'in olumlu görüşmeleri, olumlu mesajlar, maalesef iki ülkeler arasındaki ticari ilişkilere yansımadı. Rusya Türk tarım ürünlerine, Türk gıda ürünlerine, Türk müteahhitlerine, Türk nakliyecilerine birçok şeye yasak koymuştu. Sonraki zamanlarda bunun kısmen açıldığını gördük. Kısmen bazılarını gördük sadece. Ama genel itibariyle vize yasakları hala devam ediyor. Nakliye şirketlerimizin yasakları hala devam ediyor, önemli tarım ürünlerimize olan yasaklar hala devam ediyor. Oradaki Türk şirketlerinin faaliyetleriyle ilgili kısıtlama ve yasaklar hala devam ediyor. Bununla ilgili defalarca görüşmemize rağmen, bununla ilgili liderleri defalarca olumlu mesajlar vermesine rağmen, bir sonuç alamadık" dedi.
"Yasaklar herkese zarar verir, kaybettirir"
Yasak konulduğunda her iki tarafın da kaybedeceğini belirten Zeybekci, "Yani orada dikkat çekilmesi gereken eskiden 750 milyon dolar değerindeki Türk tarım ürünleri Rusya'ya kısıtlı bir şekilde girebilirken, hala 450-500 milyon doları hala giremezken, biz Rusya'dan 1 milyar 800 milyon dolarlık tarım ürünü ithal ediyoruz. Bunun en büyük kısmı reesport, yani alıp, işlendikten sonra üçüncü ülkelere satmak üzere ithal ediliyor. Bununla ilgili rahatsızlıkları dile getirdik. Bir taraf yasaklarken, bir taraf yasaklamaması, tarım kooperatiflerimiz, ziraat ve çiftçilik örgütlerimizi ve tarım ürünü ihracatçılarımızın bizim üzerimizde yoğun bir baskı oluşturduğunu söyledik. Dahili işlem belgesini alan ihracatçılarımızın, Rusya'yı tercih etmek istemediklerini söyledik. Bunun için yasakların bir an önce sonlandırılması gerektiğini söyledik, maalesef olmadı. Ardından da Rusya'dan tarım ithal edecek ihracatçılarımız izin "dahili izin belgesi" düzenleyemez hale geldik, çünkü talep yok. Şimdi bu vaka ortaya çıkınca, Rusya tarafından sanırım, yasaklamanın sonuçlarının iki ülkenin yararına olmadığı ile ilgili daha net bir şekilde görüldüğünü düşünüyorum. Aramızda görüşmeler oldu, karşılıklı telefon görüşmelerine devam ettik. Bu referandumdan dolayı heyetler arası karşılıklı bir görüşme imkanı bulamadık. Ama 17 Nisan Pazartesi ilgili bakanlıklardan teknik heyetlerle beraber bir Rusya ziyaretimiz olacak. Karşılıklı olan tüm yasakları, yani Rusya tarafının koymuş olduğu yasaklarının tamamını, vizeden nakliyeye, şirketlerimizin faaliyetleriyle ve tarım ürünleriyle ilgili konuları konuşarak, yasakları gözden geçireceğiz. Umarım bu sefer çözeriz. Onun için Pazartesi gideceğiz, Salı günü Rusya'da ilgili bakanlarla, kurumlar bir mini zirve gerçekleştireceğiz. Göreceğiz inşallah, umarım bu yasak bir an önce biter" diye konuştu.
"Ben açıklamayı okudum, hiçbir yerinde böyle bir şey yazmıyor"
Eyalet söylemleri hakkında konuşan Bakan Zeybekci, böyle bir şeyin mümkün olmadığını aktardı. Zeybekci, "Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından Şükrü Karatepe'nin yapmış olduğu bir açıklama, bu açıklamayı baştan sona, kelime kelime okudum. Genel itibariyle baktığım zaman, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ile ilgili söyledikleri sözler var. Bu hepimizin söyledikleri sözler. Türkiye'de yerel yönetimler güçlendirilmeli. Büyükşehir yasasından sonra, yani 30 tane şehrimiz büyükşehir, yani geri kalan 51 şehrimizin bütün şehir kapsamında, yani şehrin ana konularında, ortak bir karar mekanizmasını artık büyükşehir her şeyi yapabiliyor. Örneğin katı atık, kanalizasyon, çöp toplama, mezarlık hizmetleri, temiz su dağıtım işleri, ulaşım gibi birçok işi büyükşehir yapabiliyor. Ama küçük şehirlerde, yan yana iki dere, iki farklı belediye bakıyor ve ikisi farklı arıtma yapıyor veya yapmıyor. Söylediği şeyler bunlar" ifadelerini kullandı.
"Üniter yapı ile ilgili, ülkenin yönetim sistemi ile ilgili görüşlerimiz nettir"
Hem AK Parti'nin, hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın devletin üniter yapısıyla ilgili görüşlerinin net olduğunu belirten Zeybekci, "Bütün şehir yani üst ölçekli planlarda iş birliği alt yapı planlarında bir iş birliği sağlayacak olan bir bütün şehir oluşturulması geri kalan 51 şehirle ilgili. Ben hiçbir yerinde eyalet sistemi ile ilgili böyle bir ima dahi görmedim. Kaldı ki bu 18 maddeyle ilgili de yanlış hatırlamıyorsam anayasanın 129'uncu maddesi olabilir. Türkiye'deki yönetim sistemini ve il kanununu düzenleyen maddedir. Orayla ilgili de hiçbir değişiklik önerilmiyor şu anda. Bu zorlama bir şey olur. Yani Cumhurbaşkanı başdanışmanının bu toplu konudaki açıklamalarını ne zaman yaptığını onu da bilmiyorum belki önceden yazdığı makalede olabilir. Bunu kalkıp da o şekilde bir yere götürmek bence çok zorlamak olur. Biraz da insafsızlık olur diye düşünüyorum. Çünkü Türkiye'de AK Parti'nin, Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin Türkiye'nin üniter yapısıyla, bu vatanın bölünmez bütünlüğüyle ilgili ve devletimizin ve ülkemizin yönetim sistemleriyle ilgili kararı bellidir, çok nettir ve berraktır. Bununla ilgili de herhangi bir şekilde birilerinin bize hassas olduğunu göstermesi de bence pek uygun da düşmez" şeklinde konuştu.
"Devlet Bahçeli'nin açıklamalarını anlıyorum"
MHP ile yol birlikteliğinin bozulması için her türlü fitnenin yapılacağını belirten Zeybekci, şunları kaydetti:
"Devlet Bahçeli'nin açıklamalarını da anlayışla karşılıyorum. Bu dönemde özellikle fitne zamanıdır. Açıklamalarımıza, sözlerimize dikkat etmemiz gerekiyor. Öğrencisi hocasına sormuş. "Hocam demiş tuvalette sakız çiğnemek mekruh mudur değil midir?" Hocası da cevap vermiş "oğlum demiş mekruh değildir günah da değildir ama tuvaletten çıkarken ağzını oynarken görenler başka şey zannederler." Onun için böyle zaman ve mekanlarda dikkat etmek lazım. İnşallah 16 Nisan'dan sonra bu ülke tarihi bir dönemeci atlatacak. Bu ülke gerek ülkenin bağımsızlığı gerekse ülkenin geleceği, ekonomik bağımsızlığı, namerdi bırak merde muhtaç bırakmayacak bir güçlü Türkiye'ye doğru herhalde yolculuğa çıkacak. Ortaya fitne atanlar olacaktır veya böyle şeylerden çok büyük anlamlar çıkararak da bu yolculuğa beraber çıktığımız Milliyetçi Hareket Partisi ile AK Parti'yi belki bu yoldan dönmeleri için veyahut bu yolda zarar görmeleri için ellerinden gelen gayreti gösterecekler ve bütün fırsatı değerlendireceklerdir."
İHA