Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ordu'da 13 Nisan günü yaptığı mitingin ardından Ordu Emniyet Müdürlüğü'nün Ordu Büyükşehir Belediyesi'nde "dinleme cihazı-böcek" olduğuna ilişkin arama yapması ve bu aramanın sosyal medyada "Büyükşehir Belediyesi'ne baskın" tarzında haberlerle duyurulmasının yankısı sürerken Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz bir açıklama yaptı.
Makamında düzenlediği basın toplantısında söz konusu olay hakkında kamuoyunu bilgilendiren Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, söz konusu olayın kendilerine karşı bir oyun olduğunu söyledi. Ordu Emniyet Müdürlüğü'nün, 10 saat boyunca Ordu Büyükşehir Belediyesi'ni giriş çıkışa kapattığını belirten Yılmaz, "Daha sonra Ankara'dan bir ekip çağırdılar. Gelen ekibin yaptığı araştırmada, Ordu Emniyet'inin dinleme cihazı diye bahsettiği cihaz TV kumanda aparatı çıktı. Mağdur ve müşteki durumdayız. Büyükşehir Belediyesine karşı bir operasyon varmış algısı oluşturanlarla ilgili gerekli her şeyi biz kendimiz yapacağız" dedi.
"TV arkasındaki bir aparat böcek olarak algılandı"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ordu'dan ayrılmasının ardından gerçekleşen olayın detayları hakkında bilgi veren Başkan Yılmaz, "Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu'nun akredite etmediği gazetecilerin yapmış olduğu asılsız haberlerin sosyal medyada yayınlanmasıyla birlikte çok ciddi kafa karıştırıcı, kim ve kimler tarafından servis edildiği aşikar ve kanıtlanmış olan bu haberlerle ilgili kamuoyunu bilgilendirme gereği duydum. Cumhurbaşkanımızın Ordu'ya gelişinin bir gün öncesinde ziyaret edeceği yerler Valilik ve Büyükşehir Belediyesi idi. Fakat gece 23.00 gibi Cumhurbaşkanımızın Ordu'ya gelişi saatinin değiştiği, Giresun mitingi ve akşam 3 TV'den canlı yayın yapılacak olması sebebiyle programda sıkışma olduğu ve Ordu miting saatinin saat 15.00'ten saat 14.00'e alındığı bize bildirildi. Program sıkışıklığına rağmen Ordu Büyükşehir Belediye ziyareti gerçekleşecekti. Aşırı yağmur olması ve programların sıkışıklığı sebebiyle biz bu programları gerçekleştiremedik. Miting bittikten sonra Cumhurbaşkanımızın bana bizzat söyledi. Programın sıkışık olduğunu ve bilahare belediyeyi ziyaret konusunda gerekli gayreti göstereceklerini söyledi. Cumhurbaşkanımız ile Valilik ziyaretinde gerekli görüşmeleri yaptıktan sonra helikopterle Giresun'a geçti. Biz de il protokolü olarak Giresun dönüşünde Sayın Cumhurbaşkanı'nı uğurlama amaçlı havaalanına gittik. Malum Cumhurbaşkanlığı korumalarının hassasiyeti sebebiyle bazı bakanların alınmadığı yerde bir uğurlama oldu. O sırada Sayın Cumhurbaşkanımız bizzat bana, sonra Valimize ve sonra Cumhuriyet Başsavcımıza Büyükşehir Belediyemizde araştırma yapılmasını, dinleme cihazı ve böcek olma ihtimali konusunda bir arama yapılması hususunda talimatlandırma yaptı. Bu çerçevede biz buraya geldiğimizde hemen karşıda gördüğünüz TV arkasında Cumhurbaşkanlığı korumaları tarafından buradaki bir aparatın böcek olarak değerlendirilebileceği ve Büyükşehir Belediye Başkanına dinleme yapıldığı şeklinde bir kanaat oluştu. Bunun üzerine Cumhurbaşkanlığı korumaları Emniyet Müdürüne bu konuda takibat yapılması konusunda resmi süreci devrettiler."
Bunun üzerine belediyeye geldiklerini ve TV'nin arkasında ilk etapta kimsenin tahmin edemeyeceği ve "bu ne işe yarar" denilebilecek bir aparat olduğunu gördüklerini belirten Yılmaz, bundan sonraki süreçte İl Emniyet Müdürlüğünün tavırlarının değiştiğini belirtti. Yılmaz, "İl Emniyet Müdürlüğü bizim itirazlarımıza rağmen tüm binayı boşaltma konusunda talimat verdi. Bu çerçevede bina boşaltıldı, işin adli yönünün belirlenebilmesi için Ankara'da Emniyet Genel Müdürlüğü ve İstihbarat Daire Başkanlığından gelecek ekibin beklenilmesinin gerekli olduğu söylendi. Bununla birlikte il protokolü ile birlikte burada beklemeye başladık. Saat 19.00 uçağıyla geleceği söylenen ekip uçağı kaçırdıklarını, 09.30-10.00 gibi karayoluyla gelebileceğini söylendi. Biz de bu esnada arkadaşlarımıza farklı bir olayın olmadığını, sükunetle hareket edilmesi gerektiğini, müşteki ve mağdur pozisyonunda olan Büyükşehir Belediye Başkanı ve Büyükşehirin olduğunu, bu hususta referandum öncesi olması münasebetiyle farklı haberlerin sızdırılabileceği konusunda dikkatli olunması gerektiğini söylememize rağmen İl Emniyet Müdürümüz süreci farklı noktalara götürmüş pozisyondadır. Belediyenin etrafı komple sarılmak suretiyle, milletvekili arkadaşlar ve genel sekreterimiz dahil olmak üzere belediye binasına sokulmaması suretiyle olay çok farklı noktalara maalesef getirdiler" diye konuştu.
"Böcek denilen cihaz TV kumandası çıktı"
Ankara'dan karayolu ile gelen ekibin gece 03.30 gibi geldiğini, 10 dakikalık bir incelemenin ardından ortalığı ayağa kaldıran aparatının TV kumandasının aparatı olduğunun ortaya çıktığını belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
"Şimdi bu olaya ilişkin tahmin ediyorum Cumhuriyet Başsavcılığımız Pazartesi itibariyle gerekli resmi açıklamaları yapacaktır. Burada bir oyun var. Bu oyunun şu saniye itibariyle mağduru, müştekisi biziz. Fakat başta İl Emniyet Müdürünün tüm polis teşkilatını buraya yığması, etrafı çevirmesi ve bütün binayı boşaltması ki binada 2 bin kişi çalışıyor, üstelik milletvekillerinin, genel sekreterin ve il başkanımızın da binaya girmesinin engellenmesini ben kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Nitekim ben o gece sabahı Sayın Cumhurbaşkanımıza ve bu işin resmi sorumluları olan İçişleri Bakanı'na ve müsteşara hem ben hem valilik gerekli bilgileri intikal ettirmişlerdir. Bu olayı basın marifetiyle kamuoyuna soru işareti oluşturacak mahiyette haber yapanların menşei emniyet kökenlidir. Yani bize bir şey yapmak isteyenler ve tüm polisi o gece yaklaşık 8-10 saat buraya yığıp Büyükşehir Belediyesine karşı bir operasyon varmış algısı oluşturanlarla ilgili gerekli her şeyi biz kendimiz yapacağız."
"Sosyal medyadaki haberler akredite edilmemiş basın mensubu ile emniyet işbirliği ile hazırlandı"
Kendilerine karşı siyasi bir grubun hazımsızlık ve komplo teorileri uyguladığını vurgulayan Yılmaz, "Ne Büyükşehir Belediyesiymiş bu? Ne varsa bizim başımıza geliyor kardeşim. Anladık tamam yani, siyasette bir makam sahibi isteyenler var, o miting meydanında alkışı daha az alanlar olabilir. Ama bu alkışın sebebi Büyükşehir Belediyesinin yaptığı veya yapacağı organizasyon değildir. Halkın teveccühüdür. Ne ekersen onu biçersin. Kaldı ki bu makamlara geliş takvimi ile gidiş takvimi bellidir. 30 Mart 2014 tarihinde geldiğim bu makamdan hemşehrilerim kalk derse 30 Mart 2019'da kalkarım. Ne beni falancı birim kuvveti, ne polis kuvveti ne destek kuvveti ne de falancanın Ankara'da yaptığı kampanya götüremez. Hizmet yapıyoruz biz burada. Hizmet yapıyor olmamız hasebiyle doğal olarak rakibimiz oluyor ama bu işinde bir asaleti, efendiliği, edebi, ahlakı var. Bu haberi yapanların Cumhurbaşkanlığı tarafından akreditasyonu yok. Akredite olmamış basına haberi veren ise emniyet. Böyle bir şey olabilir mi? Neyle uğraşıyoruz biz. Milletvekilleri, genel sekreter, daire başkanları, Orduluların olan bu makama 10 saat nasıl sokulmaz? Sadece bir odada yapılan aramayı farklı bir şekilde kamuoyuna yansıtmak nasıl bir zihniyetin eseridir? Ne yapılmak isteniyor?" açıklamalarında bulundu.
"Emniyet müdürünün yüzüne her şeyi söyledim"
Yılmaz, Büyükşehir Belediye binasının inşaatının bitip bilgi işlem sisteminin projelendirildiği dönemde encümen salonundaki ekranından yapılan brifinglerin makam odasındaki ekranda da görülmesi için bir sistem uygulandığını ancak arızalı olduğu için bugüne kadar hiç kullanılmadığını ifade ederek, "Bir şehir referandum gibi tarihi bir süreçte neyi konuşuyor, neyi tartışıyor? Bilgi İşlem Müdürlüğündeki arkadaşımız saat 19.00'da "bu kabloyu ben çektim, bu kumanda aparatıdır" demesine rağmen Ordu Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler tam 9 saat iki TV'nin başında bekledi. Daha sonra 6 kişilik bir uçak dolusu malzeme ile gelen Ankara'daki ekip aynı şeyi söyleyerek "Bu bir kumanda aparatı" dedi. Ordu Emniyet Müdürü'nün yüzüne bizzat "burada bir oyun var, bu oyunun içinde bizzat sen de varsın" dedim" ifadelerini kullandı.
İHA