MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugün gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Trump görüşmesine dikkat çekerek, "ABD'nin önünde artık iki yol vardır: Ya YPG-PKK'yla ilişkilerini güçlendirecek ya da bundan dönüp müttefiki Türkiye'yle tüm pürüzleri aşacak ve el sıkışacaktır. Ya düşmanlık ya dostluk; ya ihanete payandalık ya da daimi stratejik ortaklık, ABD için başka alternatif kalmamıştır" dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin haklı ve meşru beka mücadelesinin tüm engelleme ve karşı saldırılara rağmen milli dayanışma ve kardeşlik ruhuyla sürdürüldüğünü kaydeden Bahçeli, "Sınır ötesinden kaynaklanan vahim tehdit dalgası uzun süredir alarm vermektedir. Terör örgütleri aldıkları küresel destek sonucunda ülkemizin çevresinde konuşlanmış durumdadır. Türkiye'nin milli birliğini, üniter devlet yapısını ve toprak bütünlüğünü hedef alan terör ve bölücülük sorunu giderek ağırlaşmaktadır. Bu yakın ve yalın gerçeği görmek, buna göre vaziyet ve pozisyon almak geldiğimiz bu aşamada zorunluluktur. İçeride FETÖ ve PKK, dışarıda PYD-YPG ve IŞİD bekamızı yarmak ve yok etmek için faaliyetlerine hız vermişlerdir. Türkiye üzerinde sahnelenen oyunların etapları ve nihai hedefi belirgin ve bilinmektedir. İlk etapta milli egemenlik anlayışının yeniden tanımlanmasıyla çok kimlikli, çok milletli parçalı bir devlet yapısının kabul edilmesidir. Bunun bir ucundan tutmak için CHP telaşla devreye girmiştir. Nihai amaç da Kürdistan'ı kurmak ve kabullendirmektir" diye konuştu.
"CHP yine mayınlı alanlarda dolaşıyor"
"16 Nisan halk oylamasından çok önceleri CHP ile HDP arasında başlayan yakınlaşmanın, 2019 rezervi ve yeni anayasa hazırlığı kılıfıyla taçlandırma ve siyasi nikahla tescilleme niyeti artık meydandadır" diyerek sözlerini sürdüren Bahçeli, "CHP'li kuryeler cezaevinde bulunan HDP'nin malum eşbaşkanından hevesle aldıkları mesajları taşıyarak milletimize ölümü gösterip sıtmaya razı etmenin kurnazlığına talip olmuşlardır. CHP yine mayınlı alanlarda dolaşmakta, HDP'yle gelecek planlaması yapmaktadır. Elbette bu çarpıklık ana muhalefetin kendi bileceği bir iştir. HDP'ye fahri sözcülük yapmak net biçimde Kandil'e göz kırpmak, İmralı'ya şirinlik yapmak, Kürdistan müteahhitlerine takla atmaktır. Bunu da milletimiz gayet iyi değerlendirecek, herkese layık olduğu şekliyle muamele edecektir. HDP eşbaşkanının sözde müthiş fikirlerine bel bağlayan, ağzından çıkanları hazine bulmuş gibi heyecanla kamuoyuna aktaran partinin ismi, şu işe bakınız ki Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi'dir. HDP, terör örgütüyle arasına mesafe koymamıştır. HDP'den, bölücülüğün reddi konusunda ikna edici, samimi ve hatta nedamet içeren herhangi bir açıklama da duyulmamıştır" şeklinde konuştu.
"20 Temmuz 2015'ten bu yana toplam bin 194 şehit verdik"
20 Temmuz 2015'ten bu yana toplam bin 194 şehit verildiğine dikkat çeken Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiye içten ve dıştan kıskaca alınmıştır. Bunun inkarı imkansızdır. Terör örgütleri, içimizdeki açık veya gizli destekçileriyle Türk milletinin varlığını dinamitlemek için tuzak üstüne tuzak kurmaktadır. Terörden beslenen etnik bölücülük sorununun, temel hak ve özgürlük arayışı ve meşru bir kimlik talebi şeklinde tanımlayanlar bilinmelidir ki, dökülen her şehit kanında parmak izi olanlardır. Bunların sözüne güvenilmez, güvenilmemelidir. 19 Nisan 2017'den beri süren operasyonlar PKK'nın vatan topraklarını ne hale getirdiğini, özellikle İncebel Dağları ile Kato bölgesinde nasıl yuvalandığını gözler önüne sermiştir. Tespit edilen 10 mağarada çok sayıda silah ve mühimmat bulunmuştur."
"Putin'in açıklaması bizim nezdimizde inandırıcı ve ikna edici değildir"
Şırnak Bestler-Dereler bölgesinde ele geçirilen Rus menşeli SA-16 tipi hava savunma füzesi ile ilgili ise Bahçeli, "Rusya Devlet Başkanı Putin'in, Pekin'de yaptığı bir konuşmasında, Suriye'deki terör gruplarına silah sağlamadıklarını, ancak iletişim kurdukları ve kurmaya da devam edeceklerini söylemesi bizim nezdimizde inandırıcı ve ikna edici değildir. PKK hızla ve yoğun olarak silahlanmaktadır. PYD-YPG silah ve cephaneye boğulmaktadır. Geçen haftaki grup toplantımızda, ABD ile Rusya tarafından terör örgütlerine sağlanan silah yardımlarını sert bir şekilde eleştirmiş, artık buna bir son verilmesi gerektiğini vurgulamıştım. Ne var ki, ABD sınırlarımızın hemen bitişiğindeki bölücü terör örgütlerinin hamisi rolüne soyunmuş, silah sevkiyatını tırmandırmıştır. Bundan şu ana kadar da taviz vermemiştir" ifadelerini kullandı.
"ABD'nin ateşle oynadığı su götürmez bir gerçektir"
Bahçeli, ABD'nin, PYD-YPG'ye silah yardımını resmen onaylamasıyla ilgili olarak da şunları söyledi:
"ABD, terazinin bir kefesine terör örgütlerini, diğer yanına da NATO müttefiki ve stratejik ortağı Türkiye'yi koymakla tarihi bir hataya sürüklenmiştir. Ön çalışmalarda bulunmak üzere, aralarında Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarının da yer aldığı Türk heyetinin Washington'da olduğu sırada, ABD yönetimi PYD-YPG'ye silah yardımını resmen onaylamıştır. Bu skandal bir karardır, ne dostlukla ne de müttefiklik hukukuyla bağdaşacaktır. Anlaşılacağı üzere, Türkiye-ABD ilişkileri krizdedir, çıkmazdadır, hatta deyim yerindeyse can çekişmektedir. Ülkemizin bütün ikazlarına rağmen YPG-PKK silahlandırılmaktadır. Rakka operasyonunu PYD-YPG ile planlayan ABD'nin ateşle oynadığı su götürmez bir gerçektir. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün ABD Başkanıyla yapacağı görüşme kritik ve tarihi önemdedir. Geçtiğimiz Cuma günü Çin'e giderek Kuşak ve Yol Zirvesi Forumuna katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan dün ABD'ye gelmiştir. Görüşmenin "virgül değil nokta mesabesinde" olacağını bizzat Sayın Erdoğan söylemiştir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin hak ve çıkarlarını temsil edip savunmak üzere muhatabıyla masaya oturacaktır. Buradan güçlü bir şekilde diyorum ki, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ardında Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milletinin kudreti vardır. Makamı ve mevkii ne olursa olsun, hiç kimse gaflete düşüp Türkiye'yi aciz görmemeli, terör örgütleriyle aynı seviyeye indirmemeli, küçümseme yanlışına düşmemelidir. Sayın Cumhurbaşkanı arkasına milletimizin hayır duasını alarak muhataplarının karşısına çıkacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi de milletimizin ve devletimizin tezlerinin sonuna kadar müdafaası şartıyla, ABD'de Türkiye'yi temsil eden devlet ve hükümet yetkililerinin gönül huzuruyla yanındadır. Sayın Cumhurbaşkanı ABD'ye gitmekle isabetli bir karar almıştır. Şimdi sırayı belgeleriyle ve delileriyle birlikte PYD-YPG'nin Türkiye'yi nasıl tehdit ettiğini anlatmak almıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Pekin'de yaptığı bir değerlendirmede; "ABD'deki görüşmede PYD konusunda nihai kararı vereceğiz. Eğer ittifaka gölge düşecekse başımızın çaresine bakarız" açıklaması oldukça anlamlıdır. Elbette Türkiye derme çatma bir ülke değildir. Türkiye çadır devleti hiç değildir. Eğer ABD'yle ittifak, sırf PYD-YPG-PKK yüzünden ağır şekilde zedelenir, kopma noktasına gelirse, başımızın çaresine bakmamız kadar doğal ve doğru olan bir tercih olmayacaktır. Yeni bir dünya kurulup yerimizi almaktan ziyade, var olan dünyada hak ettiğimiz mertebe ve saygın konuma yükselmek için 80 milyon tek yürek mücadele etmekten yorulmayacağız, kararlı ve kahramanca duruştan yılmayacağız. ABD'nin önünde artık iki yol vardır: YPG-PKK'yla ilişkilerini güçlendirecek, ya da bundan dönüp müttefiki Türkiye'yle tüm pürüzleri aşacak ve el sıkışacaktır. Ya düşmanlık ya dostluk; ya ihanete payandalık ya da daimi stratejik ortaklık, ABD için başka alternatif kalmamıştır. Altını çizerek belirtmek isterim ki, Rakka operasyonu için canilerden medet ummak, güney sınırlarımız boyunca PYD-YPG ve PKK'ya koridor açmaya kalkışmak faciadır, cinayettir, Türkiye'yi hiçe saymaktır. Buna da asla izin verilmemelidir. Hele hele katile silah sunmak insanlık değerlerini öğütmek, dahası ayaklar altına almak demektir. Bu alçalmanın hoş görülecek herhangi bir yanı da yoktur. ABD'nin yanlıştan döneceğini ümit ediyor, Türk milletinin bütünüyle bir ve beraber olduğunu, Sayın Cumhurbaşkanı'nın yalnız olmadığını bu kürsüden kararlı bir şekilde duyuruyorum."
İHA