Üroloji ve Androloji Uzmanı Op. Dr. Evren Işık erkeklerde penis küçüklüğü ve erken boşalma problemlerinde uyguladıkları ameliyatsız tedavi yöntemi olan dolgu uygulamasının son dönemde ciddi düzeyde talep gördüğünü söyledi.
Erkeklerde en yaygın görülen cinsel sorunların başında erken boşalma problemi ve penis küçüklüğü geliyor. Eskiden sadece cerrahi yöntemlerle tedavi edilen bu iki problem son yıllarda klinik ortamında kısa sürede yapılabilen dolgu uygulaması ile de çözümlenebiliyor. ‘Hyaluronik asit’ dolgusunun artık sadece estetik cerrahide değil kulak burun boğaz, kadın hastalıkları gibi farklı tıp branşlarında da yaygın şekilde kullanılmaya başlandığını aktaran Androloji ve Üroloji Uzmanı Op. Dr. Evren Işık “Dolgu uygulaması tıpta birçok alanda, kırışıklıkların giderilmesinde, yüz gerdirmede, ameliyat izleri ve skarların giderilmesinde zaten kullanılıyordu. Bu dolguların içinde hyalüronik asit dediğimiz ve aslında vücudumuzun da çok alışık olduğu jel kıvamında bir madde var. Bu jel kıvamındaki madde vücudun neresine uygulanırsa uygulansın, özellikle cilt ve cilt altı dokularda o bölgenin şeklini alıyor ve içine su çekerek hacim vermeye başlıyor. Son yıllarda androlojide de bu dolgular yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Bizler de artık peniste cilt altına uygulayarak cinsel organın kalınlaştırılması için bu dolgulardan faydalanabiliyoruz. Ayrıca, penis başına da, hacim verme özelliği olmayan farklı tipte bir dolguyu uygulayarak hassasiyeti azaltıyor ve erken boşalma tedavisi için hastalarımıza destek oluyoruz” diye konuştu.
PENİS KALINLAŞTIRMA VE ERKEN BOŞALMA TEDAVİSİ
Op. Dr. Işık, erkeklerde dolgu uygulamasının kullanım alanlarını şu şekilde anlattı:
“Operasyonla penis kalınlaştırma talepleri bu dönemde çok ciddi düzeyde artmışken, penisinde uzunluk problemi olmayan ancak ince penis nedeniyle cinsel problemler yaşayan erkekler açısından dolgu uygulamasının avantajlı bir tedavi yöntemi olduğunu söyleyebiliriz. Günübirlik bir işlemle peniste cilt altı dokuya dolgu maddelerinin verilmesi ve dolgunun kendi içine su çekmesi ile birlikte çok daha düzgün, kalın duran, hacimli bir penis elde edebiliyoruz. Dolgu uygulaması, yaklaşık yarım saat gibi kısa sürede sonuç alabildiğimiz ve hastanın günlük hayatını etkilemeyen, işlerine geri dönebilecekleri ve dinlendirmeyi gerektirmeyen bir uygulamadır”
DOLGU UYGULAMASININ AVANTAJLARI NELER?
Op. Dr. Evren Işık, dolgu uygulamasının avantajlarını ise şu şekilde sıraladı:
- En büyük avantajı ve hastalarımız tarafından sıkça talep edilmesinin nedeni, ameliyatsız bir işlem olması. Hastalarımız, tamamen muayenehane şartlarında, sadece basit bir lokal anestezik krem uygulaması ile herhangi bir ağrı ve acı çekmeden bu işlemi yaptırılabiliyorlar.
- Bir diğer büyük avantajı da tekrarlanabilir bir işlem olması. Aynen plastik cerrahide, dudak dolgusu veya elmacık kemiği dolgusunda olduğu gibi belli bir süre sonra vücut tarafından bu dolgular absorbe edilebiliyor ama penisteki anatomik yapı izin verdiği için belli aralıklarla tekrar tekrar yaptırılabiliyor.
- Özellikle; sigara içmeyen, haftada bir iki gün normal yoldan cinsel ilişkiye giren erkeklerde dolgunun kalıcılığı çok ciddi anlamda uzuyor. 2-3 yıla kadar kalabiliyor. Sadece penis çok fazla kullanılırsa, yani anormal sıklıkta cinsel ilişkiye girilirse ve kişi yoğun bir şekilde sigara içiyorsa dolgunun kalıcılık süresi düşebilir. Böyle durumdaki hastalarımıza zaten karından yağ alarak ameliyatla penis kalınlaştırma işlemini de önerebiliyoruz.
- Karnında yeterli yağ dokusu olmayan kişilerde (sporcu, vücut geliştirme ile uğraşan kişiler vb.) dolgu uygulaması çok avantajlı bir tedavi alternatifi olarak biliniyor.
- Karnından liposuction yaptırmak istemeyen, anestezi alamayacak düzeyde olan veya ameliyathane ortamından ve ameliyattan korkan hastalarımızda da yine dolgu uygulaması düşünülebilir.
- Ayrıca daha önce yağ dolgusu yaptırmış ancak yağı hızlı bir şekilde erimiş olduğu için ameliyattan memnun kalmamış hastalarda da dolgu uygulaması ikinci bir seçenektir.
- Dolayısıyla 18 yaşın üzerinde cinsel aktif dönemdeki her erkeğe uygulanabilen, hiçbir yan etkisi olmayan, hastanın hemen günlük hayatına hızlı bir şekilde dönebildiği bir tedavi alternatifidir. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)