KKTC Eski Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, "AB içinde olan bir Türkiye Kıbrıs'ta anlaşmayı da kolaylaştırırdı. Türkiye'nin AB'ye girmesini çok arzu etmeme rağmen, bugün için gireceğine inanmıyorum" dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti(KKTC) eski Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu, Akdeniz Üniversitesi İnavasyon ve Proje Geliştirme Topluluğu tarafından düzenlenen "Kıbrıs Üzerine" konulu konferansa katıldı.
AÜ Hukuk Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen konferansta konuşan Eroğlu, insanoğlunun kaderinin üzerinde yaşadığı toprakla ilgili olduğunu söyledi.
40 yıla aktif siyasetin içinde yer alan kişinin Kıbrıs'ın sorunlarına kayıtsız kalmasının mümkün olmayacağını aktaran Eroğlu, " Savaşın gerçek yüzünü gördüm. Kıbrıs'ta anlaşma olmasını istiyorum. Kıbrıs, Türkü ile Türkiye Türkü etle tırnak gibidir. Hepimizin vatanı aynı siz burada kalmışsınız, biz Kıbrıs'a gönderilmişiz. Bizim atalarımızın Kıbrıs'a gitmede bir günahı yok. Kıbrıs, toprağına sahip çıkacak nüfusuna ihtiyaç olmuş ve Osmanlı göndermiş. İyi de yapmış. Eğer bugün Kıbrıs'ta hak sahibiysek, tabi ki oradaki Türk ve Müslüman halkın varlığının en büyük haklılığımız ortaya koyuyor. Kıbrıs, önemli yollar üzerindedir. Ve "Batmayan uçak üssü" gibi ifadeler kullanılmaktadır" diye konuştu.
"Kıbrıs'ta bir anlaşmaya inancım yok"
Kıbrıs Barış Harekatı'nın yeniden doğuşları olarak adlandıran Eroğlu, " Kıbrıs'ta en çok tutanak okuyan kişiyim. Rauf Denktaş'ın tüm tutanaklarını okudum. Bende tutanak yazdım. Ama görünen şu ki Kıbrıs'ta bir anlaşmaya inancın var mı diye sorarsanız. Bana göre artık böyle bir inanç taşımak mümkün değildir. Bunlar yıllarca bizi müzakere masasında tutmak gayreti içinde olmuşlardır. Kliridis, cumhurbaşkanı seçildiği zaman herkes Kleridis geldi, "Dünyanın en barışçıl insanıdır anlaşma olacaktır" dedi. Oda 5 sene cumhurbaşkanlığı yaptı ve hatıralarında şöyle yazdı: " Ben Kıbrıs'ta bir anlaşma istermiş gibi oturdum, ama hiçbir anlaşmaya imza atmadım. Esas amacım Kıbrıs't AB'ye taşımaktı" dedi. Ve onun zamanında AB'ye müracaat edilmiştir. Mesafe katedilmiş ve onun ömrü yetmemiş ama Kıbrıs'ı AB'ye girmiştir" ifadelerine yer verdi.
" Rumlar samimi bir anlaşma ister mi?"
"Kıbrıs'ta neden çözüm olmuyor" diye soran Eroğlu, " 1963 Aralık ayında biz Cumhuriyetten dışlandıktan sonra, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Kıbrıs'ta akan kanı durdurmak için barış gücü kararı alırken, biz cumhuriyetten dışlandıktan sonra, normalde Kıbrıs Cumhuriyeti ortadan kalkmış olması gerekirdi. Kıbrıs Rumları, Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanındı. Ve Kıbrıs Cumhuriyeti'ne barış gücü geldi. Geçici bir karar denildi ama bugün BM üyesi olarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tanınıyor. Bu şartlarda Rumlar samimi olarak bizimle bir anlaşma ister mi? Adayı paylaşmak ister mi istemez. Daha sonra 1990 yılında Rumlar, AB'ye müracaat etti. Bu müracaattır ileri götürülmeyecek denildi. Garanti anlaşmalarına göre Kıbrıs, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin içinde olmadığı ekonomik ve askeri toplantıya katılamaz. 1995 yılında Türkiye, Gümrük Birliği'ne girerken Rumlara da üyeliğe müracaat hakkı verildi. 1 Mayıs 2004 yılında Rumlar AB'ye girdi. Siz olsanız Rumların yerinde, BM'nin tanıdığı bir devlet, AB'ye üye olan ülke, neden anlaşsın. Şimdi anlaşabilmek içinde Kıbrıs Türk halkının, ana vatan Türkiye'nin kabul edemeyeceği isteklerde bulunuyor" ifadelerine yer verdi.
"Görüşmeler iş olarak devam ediyor"
Kıbrıs'ta bir anlaşma olur düşüncesiyle rahmetli Rauf Denktaş'la uyum içinde çalıştıklarını hatırlatan Erdoğlu, "Kıbrıs davasında hep beraber olduk. Bizim düşüncemiz KKTC'nin yaşatılmasıydı. Dış dünyadan bakıldığı zaman Kıbrıslı Türkler bugüne kadar anlaşmaya yanaşmadı diyebiliyorlar. Halbuki Rum'un uzlaşmazlığının görülmesi gerekir. En son Cenevre Toplantısı oldu. O toplantıda Türk tarafı bize rağmen, Rum tarafı Yunanistan'ın Dışişleri Bakanının tavrı nedeniyle görüşmeler yarıda kalmıştır. Görüşmeler devam ediyor ama iş olarak devam ediyor. Çünkü Rumlarla anlaşmanın artık imkanının olmadığını sadece ben görmüyorum, Kıbrıs Türk'ünün dörtte üçü Rum'un uzlaşma niyetinde olmadığını görüyor" diye konuştu.
"Türkiye halkına serbest dolaşım hakkı"
"KKTC'yi kurmuş olmasaydık bugün masada iki devlet olarak oturamazdık" diyen Derviş Eroğlu, "Devlete sahip çıkacağız. Bir anlaşma olsa da olmasa da. Yolumuzu görebilelim. Alternatifsiz olmadığımızı söyleyelim. Biz yıllardan beri çözüme mahkumuz sözünü sık sık söylediler. Bizde sol çözüme muhtacız denildi. Herkesin gözü Akdeniz'de. Dünya izliyor, taraf olacakları yer Rum kesimi. Bunu dediğin sürece, bizi masada çözüme zorlama amacıyla tutacaklardır. Suçlanan Rum olması gerekirken, suçlanan biz oluyoruz. Esas anlaşma olursa, büyük ekonomi küçük ekonomiyi yutar. Güneyde 1 milyona yakın nüfus var, yatırım yapan kişilere vatandaşlık veriyor, niçin ekonomiyi güçlendirmek için. Bizde ise sol cephe yabancı sermayeye karşı. Hem AB'den yana olduğunu söylüyo hem de serbest piyasa ekonomisine karşı çıkıyor. Böyle yaklaşım olur mu?. Bir yatırımcı gelecek olsa tepkiyle bakıyor. Eğer bu şartlarda bir anlaşma olursa akıbetimiz odur. 1974 öncesinde Rumlar ithalat yapardı, bizde onlardan gider alır satardık. Eğer bu şartlarda anlaşma olursa akıbetimiz odur. Türkiye'nin vatandaşlarının da serbest dolaşım, yerleşim hakkı verilmediği sürece böyle bir anlaşmadan ekonomik olarak iflasımız doğar" diye konuştu.
"Kıbrıs 50 sene daha masada kalırsa bu yapı çöker"
Hala Kıbrıs'ın hala sesini tam olarak duyuramadığından yakınan Eroğlu, "Kıbrıs Türkü'nün sesini dünyaya duyuracak olan Türkiye'dir. Türkiye'de basın yayın organlarında Kıbrıs hakkında az bahsedilmeye başlanırsa ben endişe duyarım. Kıbrıs halkı ve Türkiye halkı Kıbrıs'la ilgilenmeye başladığı zaman hem dünyada bir çeki düzen başlıyor müzakereye yönelik. KKTC bir 50 sene daha masada kalırsa bu yapı çökebilir. Gelecek nesiller ne düşünür bilemeyiz. Bizim neslinden kökü kazınıyor.Yetişen gençler daha ziyade ekonomiyle cebine girecek parayla ilgileniyor. Mühim olan devlete sahip çıkmaktır. Biz siyasi hayatımızda hep yetişen gençlerimize Türkiye'nin anavatan olduğunu, anavatansız Kıbrıs Türkiye'nin yaşayamayacağını anlattık" dedi.
"Türkiye olduğu sürece Kıbrıs mücadelesine devam eder"
Eroğlu şöyle konuştu: " Türkiye halkının Kıbrıs'la ilgisi devam ettiği sürece Kıbrıs türkü o topraklarda mücadelesine devam eder, dünyada o gerçeği görür. Türkiye'nin etrafında ateş çemberi. Çevresinde düşmanlar kol geziyor. Bu huzursuzluk ortadan kalkar ve Türkiye dışa karşı daha güçlü pozisyonda olur."
Kıbrıs'ın Türkünün geleceğini Türkiye ile birlikte gördüklerini vurgulayan Eroğlu, " Bir anlaşma olmuş olsaydı, biz AB'de olacaktık. Anlaşmadan o kadar uzağız ki AB'de bizim için hayaldir. Türkiye'nin AB'ye girmesini çok arzu ederdik. AB içinde olan bir Türkiye Kıbrıs'la anlaşmayı da kolaylaştırırdı. Türkiye'nin AB'ye girmesini çok arzu etmeme rağmen, bugün için gireceğine inanamıyorum. Şimdi şartlar daha da zorlaştı. Geçmişte verilen mesajlar geçmişten çok farklı olacaktır. Müzakereler yeniden başlayacak, kendimiz çok güvende olacağımızı hissetmiyorum. Bir anlaşma olsaydı bizde geleceğimizi Türkiye'nin içinde olduğu bir AB'de görürdüm. Kendimizi çok güvende olacağımızı hissetmiyorum.
Konuşmasının ardından, Toplumsal Ekonomik Araştırmalar Merkezi öğrencileri tarafından el dokuma halı hediye edildi.
İHA