Erzurum, Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nde tek yürek ve tek yumruk oldu. Yakutiye Kent Meydanı'nda kurulan dev ekranlarda İstanbul Yenikapı'daki milyonların buluştuğu Demokrasi ve Şehitler Mitingi'ni an ve an izleyen Dadaşlara seslenen Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, "Birileri Birinci Dünya Savaşı'ndan itibaren bu aziz milletten hınç almak üzere o gün bugündür oyun üzerine oyun oynuyor" dedi. Başkan Sekmen, şöyle devam etti: "Birinci Dünya Savaşı'nda artık ülkemiz işgal edilmiş, yedi düvel üzerimize çullanmış, ama milletin içerisinde çıkan bir lider İstanbul'dan Samsun'a ayak basıyor, oradan da Erzurum'a geliyor. O gün Misak-ı Milli sınırları içerisinde vatana, millete sahip olunmak üzere bir takım dernekler kuruluyor. İşte o dernekleri harekete geçirmek üzere Mustafa Kemal Erzurum'a geliyor. Erzurum'da her yıl karşılama törenleri düzenliyoruz. 23 Temmuz'da Erzurum Kongresi toplanıyor ve 7 Ağustos'a kadar devam ediyor. Kongrenin sonunda bir karar alınıyor ve "Milli sınırları içerisinde vatan bir bütündür, bölünemez parçalanamaz. Bu millet özgürlüğüne, hürriyete düşkündür, manda ve himaye asla kabul edilemez" deniliyor ve altına imza atılıyor. Buradan Ankara'ya geçiliyor ve Ankara'da 23 Nisan 1920'de Cuma namazı sonrası dualar ve tekbirlerle Türkiye Büyük Millet Meclisi açılıyor. O gün bu gündür bu milleti diz çöktürmek, bu milleti yıkmak üzere hain oyunlar planlanıyor. Devletin kurumlarını sinsice ele geçiren hainlerin unuttukları bir şey var. Bu milletin, üzeri örtülen o milli ve manevi duygularının üzeri bir açıldı mı, bu millet bir yerinden fırladı mı kimse tutamaz. Hainlerin ele geçirdiği tankların da, silahların da önünde benim aziz milletim kükrer, sel olur akar ve durdurur."
"VATANIMIZA NAMAHREM ELİ DEĞMESİN DİYE KAÇ ŞEHİT VERDİK"
Başkan Sekmen, sözlerini şöyle sürdürdü: "15 Temmuz'da işte o gün bu aziz millet o silahların önünde durdu, tankın altına yattı, "Ben şehit olurum ama vatanıma namahrem eli değmesin" dedi ve hainleri durdurdu. Zannettiler ki, Başkomutanız Cumhurbaşkanımız bu olaylar karşısında ülkeyi terk eder, milletini yalnız bırakır. Bırakın kaçmayı, bırakın ülkeyi terk etmeyi, hemen milletine seslenerek sokaklara çıkmaya, vatana, devletin kurumlarına sahip çıkmaya çağırdı. Daha sonra kendisi de helikopterine, uçağına binerek İstanbul'a geldi. Vatanımıza, devletimizin kurumlarına sahip çıkıyoruz, hainler bir bir tutuklanıyor. Huzurlarınızda Sayın Başkomutanımız Cumhurbaşkanımıza, Sayın Başbakanımıza, siyasi parti liderlerine, Genel Kurmay Başkanımıza, milli ve manevi ruha sahip komutanlarımıza, Emniyet Genel Müdürümüze ve arkadaşlarına, bakanlarımıza, milletvekillerimize teşekkür ediyorum. Aziz milletimiz uyanık olacağız. Sakın ha oyuna gelip uyumayacağız. Yeniden Büyük Türkiye'yi kurmak üzere, ekonomide, sanayide, ticarette, bilimde her alanda artık Batı ile yarışır hale getireceğiz. 15 Temmuz'dan itibaren hain darbe girişiminin ilk dakikalarından bu ana kadar bayrak ve vatan nöbeti tutan siz kıymetli hemşerilerime teşekkür ediyorum."
"DADAŞLAR CUNTACILARIN CONTASINI YAKAN ŞANLI ECDADIN ŞANLI EVLATLARIDIR"
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik de, "Cumhuriyet için, demokrasi için, hak için, hukuk için, adalet için, namus için, kardeşlik için, en önemlisi vatan için 15 Temmuz'dan beri Türkiye'deki bütün meydanları dolduran, ama özellikle Erzurum'un caddelerini, sokaklarını, meydanlarını dolduran Erzurumlulara Hükümetim adına teşekkür ediyorum" dedi. "Dadaşlar, 15 Temmuz gecesi gövdesini taşın altına değil, gövdesini tankın altına koyan, tank seslerini, top seslerini, uçak seslerini, bomba seslerini, "Allahu ekber" diye yükselen ezan sesleriyle ve sala sesleriyle bastıran, cuntacıların contasını yakan şanlı ecdadın şanlı evlatlarıdır" diyen Bakan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Söz konusu vatan, meselesi memleket meselesi olunca, "Mandacılara hayır" deyip reddiyesini çeken şehirdeyiz, yani milli mücadele fişeğinin ateşlendiği şehirde Erzurum'dayız. Serhat şehri ve doğunun sınır taşı olan Erzurum'dayız. En önemlisi, "Bebem anasız büyür fakat vatansız büyüyemez" diyen Nene Hatun'un şehrindeyiz. Aziz Erzurumlular bizim petrolümüz yok, bizim doğal gazımız yok, bizim yeraltı zenginliklerimiz yok, ama bizim esareti kabul etmeyen bir yüreğimiz var. Esareti asla kabul etmeyen bir yüreğe sahibiz. İşte bu yürek Türkiye'de 15 Temmuz akşamı girişilen o şer hareketine karşı er meydanlarını, şer meydanlarına teslim etmedi. Ne büyük bir milletsiniz, Allah sizden razı olsun. Ey Türkiye düşmanları, ey bu milletin düşmanları; entrikalar, fitneler, hileler, darbeler yaptınız. Yapmadığınız hainlik kalmadı. 14 yıldır şahsen ben, 9 yılını bakan olarak geçiriyorum, 5 yılında da gurup başkan vekilliği yaptım, yaşamadığımız bir şey bırakmadınız. Her şeyi yaşattınız, ama başaramadınız. Allah'ın izniyle, hiçbir zaman da başaramayacaksınız. Bunu neden bu kadar iddialı söylüyoruz. Çünkü bu ülkede Nene Hatunlar var. Vatan dara düştüğünde 260 kiloluk mermiyi "Ya Allah" diyerek kaldıran Seyit Onbaşılar var. Başarılı olamayacaksınız Allah'ın izniyle…"
"BU ALÇAKLIĞI ŞEYTAN BİLE YAPMAZ"
Türk milletinin köklü bir geçmişi olduğuna dikkat çeken Bakan Çelik, şunları kaydetti: "Biz sıradan bir millet değiliz, köklü geçmişi olan bir milletiz. Onun için başarılı olamayacaklar. Biz kefenini giyip Malazgirt Meydanı'na inen Sultan Alparslan'ın torunlarıyız. Biz Haçlılara dünyayı zindan eden Selahaddin Eyyübi'nin torunlarıyız. Biz bir avuç yiğitle zalimlere kafa tutan Şeyh Şamil'in torunlarıyız. Biz Peygamberimizin fetihle müjdelediği Sultan Fatih'in torunlarıyız. Biz Osmanlı'yı parçalamaya çalışan, Osmanlı'yı darmadağın etmeye çalışan sırtlanlara karşı dimdik ayakta duran Ulu Hakan Sultan Abdülhamid Han'ın torunlarıyız. Biz, "Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır" diyen Mustafa Kemal ve Milli Mücadele kahramanlarının torunlarıyız. Biz böyle bir milletiz. 15 Temmuz akşamı, rüyada bile görsek inanmayacağımız bir tabloyla karşılaştık. Ordumuzun içerisine sızmış haysiyetsizler bu milletin parasıyla alınmış olan F-16 savaş uçağını alçakça bu milletin üzerinden uçurdular. Alçak uçuş yapmakla da kalmadılar ne büyük cinayetler işlediler. İşte 15 Temmuz böyle kapkaranlık bir geceydi. İnanın rüyada görsek, "Böyle bir şey olamaz" diye inanmazdık. "Bu ihanet" diyoruz ama ihanet kelimesi bunu karşılar mı? Bundan dolayı diyorum ki, ey Fetö ve onun müntesipleri; Siz bu alçaklığı yaptıktan sonra bir daha Allah'ı, Peygamberi, Kuran'ı ağzınıza alamayacaksınız. Bu kadar büyük alçaklığı şeytan bile yapamayacağına göre bunları ağza alma yetkisi sizde olamaz. Terörle mücadeleden gelmiş Özel Harekâtçı kardeşlerimizi bombalayarak şehit ediyorsan sen efseli safilinsin, yaratılmışların en aşağısısın. Sen cehennem çukurlarının en derinine gitmeyi hak etmiş birisisin. En tehlikeli insan münafık insandır. İçi başka, dışı başka; niyeti başka, yaptığı başka… Allah hepimizi bu sinsi münafıklardan muhafaza eylesin."
BÜYÜKŞEHİR 45 BİN KİŞİLİK İZZET VE İKRAMDA BULUNDU
Erzurum Büyükşehir Belediyesi Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nde vatandaşlara izzet ve ikramda bulundu. Cumhuriyet Caddesi'nden Havuzbaşı'na kadar 6 farklı noktada stant açan Büyükşehir Belediyesi vatandaşlara 45 bin kişilik etli pilav ve ayran dağıttı. Miting öncesi ve esnasında uzun kuyruklar oluşturan vatandaşlar kendilerine sunulan izzet ve ikramdan çok mutlu oldu. Vatandaşlar Erzurum Büyükşehir Belediyesi'ne izzet ve ikramdan ötürü teşekkür etti.
İHA