Çalışma koşullarının iyileştirilmesi için seslerini duyurmaya çalışan sağlık çalışanları mesleki anlamda yaşadıkları birçok zorluğun yanında artan kiralar nedeniyle bir de barınma sorunu ile mücadele ediyor.
Antalya’da üniversite hastanesinde iki yıldır yoğun bakım hemşiresi olarak çalışan 26 yaşındaki M.A. ve çok sayıda sağlık çalışanının, artan kiralar yüzünden maaşlarının bir ev tutmaya yetmemesi nedeniyle barınma konusunda sıkıntılı günler geçirdikleri öğrenildi. Bilim Sağlık Haber Ajansı’nın ulaştığı hemşire M. A. yaklaşık bir buçuk aydır evsiz olduğunu, hemşirelik maaşının tek başına ev geçindirmeye yetmediğini, kira fiyatlarının en bakımsız evlerde bile 8-10 bin TL arasında olduğunu, ev sahiplerinin bir kira tutarında depozito istediğini, emlakçıların da üstüne bir kira ödeme istediklerini söyleyerek isyan etti. Hemşire M.A. “artık memura da ev yok!” diyerek ev sahiplerinin hem kiraları hem de kiracı kriterlerini yükselttiklerini ifade etti.
Nöbet Çıkışı Eşyalarını Kapının Önünde Buldu !
Nöbet çıkışı kirada kaldığı eve gelen hemşire eşyalarını kapının önünde buldu. 19 Aralık Pazartesi günü nöbetten evine dönen M.A. yaşadıklarını şöyle anlattı: “Sözünü ettiğim evden atılmadan önce tek başıma bir evde kiracıydım. Kirada kaldığım ev çatı katıydı. Sürekli çatıdan eve sızıntı oluyordu. Ev sahibi çok kez söylememe rağmen tadilat yaptırmıyordu. Kiraların yükselmesi nedeniyle ben çıkarsam daha yüksekten kiraya verme ihtimali vardı çünkü. Bu sorunları yaşarken bir arkadaşım yurt dışına gideceğini yanına ev arkadaşı olarak gelebileceğimi söyledi. Ev arkadaşı ile kalma fikrine başta çok cazip bakmadım ancak daha sonra mecburiyetten kabul ederek ev değiştirdim. Sık sık nöbetlerim oluyor. Evdeki vaktimi de uyuyarak ve dinlenerek geçirmek durumunda olduğumdan ev arkadaşlı bir hayat yaşamayı çok tercih etmek istemiyordum. Yine de kaldığım evden memnun olmadığım için ev değişikliği yaptım. Ancak bu yeni evde de farklı sorunlar ile karşılaştım. Eşyalarımı bu yeni eve getirdim. Hemen hemen tüm eşyalar bana aitti. Faturaları ve payıma düşen kirayı da ödüyordum. Ancak eve başka kişiler de kalmak üzere gelmeye başladı. İki kişi olacağımızı sanarken sayı giderek artıyordu. Kira sözleşmesinin yenilenme sürecinde tedirginlik yaşadım”
Kira sözleşmesi arkadaşımın üzerineydi. Beni eve ev arkadaşı olarak davet eden arkadaşıma sürekli sözleşmenin yenilenip yenilenmeyeceğini soruyordum. Sözleşmenin yenileneceğini sorun olmayacağını söylüyordu. Yurt dışına gideceğini söylemişti ancak gitmedi. Ama eve de gelmiyordu. Şehir şehir dolandığını öğrendim. O yokken evde tek başıma olacağımı zannederken eve sürekli yeni birileri gelip kiracı olduklarını söylüyorlardı. İki artı bir evdi ve ben salonda kalmak zorunda kalmıştım. Bir mağduriyetten kurtulayım derken daha kötü bir durumun içine düşmüştüm. Bir gün işten eve geldiğimde evde tanımadığım biriyle karşılaştım. Tartışma yaşandı. Ev sahibi ile görüştüm. Durumu bildirdim. Ev sahibi de duruma tepki gösterdi. O da bu durumdan rahatsız olduğunu daha önce de böyle şeyler yaşandığını söyledi. Ev sahibine yeni bir sözleşme yapmayı teklif ettim. Tamam dedi. Ancak 19 Aralık’ta nöbetten çıkıp eve gittiğimde tüm eşyalarımın evden atıldığını gördüm. Ev sahibi ile anlaşılmış, sözleşme feshedilmiş, karakola gidip hakkımda şikayette bulunulmuş. Eşyalarım zarar verilerek evden tahliye edilmişti.”
Ev Sahiplerine Artık Memur Kiracı Yetmiyor, Bir de Memur Kefil İstiyorlar!
Hemşire M.A. bekar olduğunu, ailesinin Diyarbakır’da yaşadığını kendisi gibi bekar olan hemşirelerin barınma sıkıntıları ile karşı karşıya olduğunun altını çizerek şöyle konuştu: “Antalya’da da kira fiyatları aşırı yüksek, aldığımız maaş ile ev kiralayamıyoruz. 11 bin lira civarında bir maaşım var en kötü muhitte, yaşanmayacak özellikteki evlerin fiyatları bile 8 bin TL’den başlıyor. İş yükümüz çok ağır, üniversite hastanesinde çalışıyorum. İki yıllık devlet memuruyum. 26 yaşındayım şu anda arkadaşımda kalıyorum. Atılan eşyaları, o evdeki alt komşum boş odasına geçici olarak koydu. Aldığımız ücretler geçimimizi karşılamıyor. Temel barınma ihtiyacımızı bile karşılayamıyoruz. Fahiş fiyatta ahır gibi evlere 8-10 bin lira istiyorlar. Bir kira peşin, bir kira depozito bir kira da emlakçı komisyonu istiyorlar. Artık memur kiracı da ev sahiplerine yeterli gelmiyor bir de üstüne memur kefil istiyorlar. En basit bir barınma ihtiyacımızı aldığımız maaş ile ödeyemiyoruz. Artan kiralar nedeniyle bir de barınma konusunda dolandırılıyoruz” diyerek yaşadığı mağduriyeti anlattı.
Evden Atılan Hemşire Sesini Sosyal Medyadan Duyurmaya Çalıştı
Genç hemşire barınma sorunu ile ilgili çaresizliğini, yaşadığı sıkıntıları sosyal medyada paylaştı. Bu şekilde bir çözüm arayışı içerisine girdi. Sosyal medya platformunda genç hemşirenin ve diğer mağdur sağlık çalışanlarının barınma konusunda yaşadıkları sıkıntılar için Sanatçı Haluk Levent’in kurucusu olduğu Haydi Ahbap hesabına çağrıda bulunuldu. Kendisine dönüş yapıldı, maddi kira desteği sağlanabileceği söylendi. M.A. tek isteklerinin kendisi gibi sorun yaşayan tüm meslektaşlarının seslerini duyurmak olduğunu, maddi bir destek istemediklerini, bir mesleklerinin olduğunu yaşanan sorunun sadece kendisi ile alakalı olmadığını kendisi gibi çok sayıda meslektaşının sorununun dile getirilmesini istediklerini beklediğini söyledi. Hemşire M.A. son olarak şöyle konuştu: “Hemşirelik mesleği çalışma koşulları her anlamda çok ağır olan bir meslek. Hem mesleki hem de insan olarak rahat olmak ve hastaların sağlığına kavuşmasından başka bir sorunumuz olmasın isterdik. İşle ev arasında bir hayat sürüyoruz. Ama başımızı sokacak bir ev bile bulamıyoruz.” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)