Özel bir televizyon kanalının canlı bağlantı konuğu olan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, "Kendi vatandaşımızı koruyabilmemiz için Suriyeli misafirlerimizi kayıt içerisine almamız gerekiyor" dedi.
Programında konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, "Suriyeli misafirlerin sağlık konusunda bizim 4 ana başlıkta 1.'si eğitim, 2.'si sağlık demiştik. Zaten sağlıkta dönüşümde Gaziantep'in ve Türkiye'nin özelikle sosyal güvence sisteminde bütün doğan çocukların sigortalı doğduğunu, 18 yaşına kadar sağlık imkanlarından istifade ettiği bir sistem vardı. Bu entegrasyon, adaptasyon dediğimiz sağlıkta çok daha hızlı bir şekilde hayata geçti ve çalışmaya başladı. Vatandaşlık üzerine konuşulan ve bugün en çok tartışılan konu aslında tam da kendi vatandaşımızı korumak adına Cumhurbaşkanımızın söylediği şey tam da bunun çözümü olarak karşımıza çıkıyor. Bu, bir reel durumdur. Bu reel durumunda bu 350 binin yarısından çoğu 18 yaş altı dezavantaj gurup kadın ve çocuk ağırlıklı guruplar var. Çalışabilir nüfusun çok yüksek oranı kayıt dışı zaten sistemin içerisinde çalışıyor. Açık iş durumu var" ifadelerini kullandı.
"Kendi vatandaşımızı, işçimizi koruyabilmemiz için kayıt içerisine almamız gerekiyor"
Suriyeli misafirlere verilecek vatandaşlık hakkının kendi vatandaşını korumaya yönelik bir uygulama olduğunu anlatan Şahin, "Açık iş durumuna da gelip çalışan sistem var. Biz kendi vatandaşımızı, işçimizi, esnafımız koruya bilmemiz için bunları kayıt içerisine almamız gerekiyor. Bunun çözümün içerisindeki arkadaşlarımız bize söylüyor. Zaten haksız rekabetin önlemenin yolu askeri ücretle birisi çalışırken diğeri yarım ücretle çalışırsa benim kendi işçimi korumam için onu kayıt içine almam gerekiyor. Dolayısıyla Biz Çalışma Bakanlığı ile yaptığımız çalışma hayatı ile ilgili kısımda bir iş yerinde açık iş varsa yüzde 10 kotayla Suriyeli mülteci çalışabilir diye Ocak ayında bir yönetmelik çıkardık. Bu yönetmelikten sonra çalışma yatırım düzenlenmesi ve çalışma barışının yani hem kendi vatandaşımızın işçimizin hem de Suriyeli mültecinin ihtiyacı olan, birlikte çalışma modelini şu anda uygulamaya başladık. Aslında bugün Almanya'da Amerika'da çifte vatandaşlık dediğimiz şey de bunun arkasında zaten. Geldiler ve beş yıl geçti ve çalışma hayatının içinde olması gerekli. Çünkü yaşaması, çocuğunu okula göndermesi gerekiyor. Sistemin içerisine adapte olup sosyal uyumu sağlamak gerekiyor. Bunlarla alakalı şimdi yeterince bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunduğunda istatistikler iyi kullanılmadığı zaman toplumda yeni kutuplaşmalar yeni ayrışmalara neden oluyor. Bu topluma bu ülkeye bundan dolayı yazık oluyor diye düşünüyorum. Bizim rakamları ve istatistikleri çok iyi kullanmamız ve çözüm üreterek süreci yönetmemiz gerekiyor" ifadelerine yer verdi.
"Bugün Suriyeli öğrencilerin Suriyeli öğretmenler tarafından eğitimini sağlayamazsak yetişmiş insan gücünü kaybederiz"
"Her şehrin kendi iç dinamikleri var" diyen Şahin, "Kendi fırsatları riskleri var. Kendi şehrinde baktığın zaman zaten sanayi ve ticaret şehriyiz. Biz 1970'li yıllardan beri göç alıyoruz. Şu anda 5 organizesi olan ve yaklaşık 200 bin çalışanı olan büyük bir üretim merkeziyiz. Bu üretim merkezinde biz eğer bu riskleri yönetebilir fırsata dönüştürebilirsek, Gaziantep'in kalkınma modelinde de en önemli çalışmamız olacak. Çünkü en büyük güç yetişmiş insan gücüdür. Cumhurbaşkanımızın konuşmaların da söylediği bir şey var 107 bin Suriyeli mülteci çocuk var elimizde de 2 bin öğretmen var eğer biz 2 bin öğretmeni sistemin içine dahil edemezsek yarın bu çocukları Suriyeli öğretmenler tarafından eğitimini sağlayamazsak yetişmiş insan gücü gidiyor ve Avrupa Birliği ülkeleri bugün çifte vatandaş olarak alıp kendi vatandaşı olarak kullanıyor. Bizim kendi üniversitemizde şu anda 50'nin üzerinde profesör var bin 200 öğrenci sistemin içerisinde ve üniversitenin içerisinde öğretim görüyor. Dolayısıyla bizim bütüncül bir bakışla siyah ve beyaz üzerinden değil her bir noktada çözüm üretmemiz gerekiyor ve benim kendi önceliğim kendi hemşehrilerim işçim kendi vatandaşımsa eğer onu korumanın yolu da entegrasyonu ve bu adaptasyonu özellikle çalışma barışı hayatı üzerine götürmekten geçiyor" ifadelerini kullandı.
"38 kayıtlı Suriyeli firma Gaziantep sanayisinde üretim yapıyor"
Suriyeli firmalar ile ilgili rakamsal bilgiler veren Şahin konuşmasına şöyle devam etti.
"Gaziantep'te Ticaret Odası'na kayıtlı Suriyeli firma sayısı 794 firma bizlere diyor ki ben bu şehrin ticari hayatında gücüm var ve sizinle birlikte ticaret yapmak istiyorum diyor. Firma kuruyor ve Ticaret Odamıza da kayıt oluyor. Sanayi odamızın verilerine baktığımız zaman 38 Suriyeli kayıtlı firma sanayide üretim yapıyor ve daha çok ağırlıkta oldukları sektöre baktığımız zaman ayakkabıcılık tekstil ve gıda üzerinde de çok ciddi bir şekilde uzmanlaşmalarını görüyoruz. İnşaat sektöründe ve taş ustalığında çok ciddi uzmanlaşmaları görüyoruz şu an İçişleri bakanlığımız ve Çalışma Bakanlığımız çalışıyor. Yetişmiş insanı kendi insanı ile beraber Entegre edecek bir modeli konuşmamız ve bilimsel bir şekilde yaklaşmamız gerekiyor."
"Gaziantep'te Suriyelilerin karıştığı asayiş oranı yüzde 4"
Şahin, "Güvenlik meselesine bakacak olursak, Gaziantep üzerinde toplamda bütün asayiş meselesinin yüzde 4 Suriyeli mülteciler ile ilgili. Bu yüzde 4'ün içerisinde de yüzde 2'sinde daha fazla kendi içinde. Dolayısıyla bu 5 yıllık sürece baktığımız zaman çok yönetilebilir halkımızın bu konudaki ferasetini sağduyusunu birlikte yaşama modelini nasıl adapte olduğunu ve nasıl kabul edildiğini bize gösteren bir yüzde olarak karşımıza çıkıyor" dedi.
"1950 yılında Almanya'ya giden Türkler ekonomiye yön veriyor"
Şahin, "Türkiye bir taraftan uluslararası boyutta her noktada inisiyatif alıyor ve bunun oluşması için Birleşmiş Milletler Avrupa Birliği bünyesinde gayret gösteriyor. Bir taraftan bu entegrasyon noktasında bu olay daha da uzarsa nasıl orta ve uzun vadede çözümler üretmeliyiz diye ilgili kurumlar ve bakanlıklar çalışıyor. 1950'li yıllarda Almanya'ya işçi olarak gönderdiğimiz bugün Almanya'daki Türkler baktığımız zaman bugün Almanya ekonomisine katkıda bulunuyorlar. Bunlar Dünya gerçeğidir. Bir yasal altyapı gerektiriyor. Biz çözümü de üreterek Ankara'ya götürüyoruz. Bir göç yasası Bürokratik olarak çıkartılması çok daha güçlü yönetilmesi ve bunun alt yapısının oluşturulması gerekiyor. Bunu yaparken de elbette muhalefetini söylediği haklı olarak söylediği konular üzerinden de çözüm üretmek ve hep birlikte bunu bir fırsata bunu bir kalkınma modeline dönüştürmek gerekiyor. Aksi takdirde sen haklı ben haksız noktasında zaman çok hızlı geçiyor ve bir çözüm üretmekte yavaş kalınca bu insanlar çözüm üreten ülkelere gidiyor ve özellikle sosyal destek isteyen gruplar bize kalıyor kurucu aile bakanlığı yapmış olarak. Eğer Sosyal destek isteyen gruplar üzerine elimizdeki yetişmiş insanı Avrupa Birliği'ne gönderip sosyal destek sistemi üzerinden Sürdürülebilir bir sistem değil ve herkesi kendi içerisinde yönetilebilir hala dönüştürebilecek bir modeli üretmek ve bunu yapmak gereği durumundayız" şeklinde konuştu.
"50 bin konutluk bir şehir inşa etmeye başladık"
Şahin konuşmasında son olarak konuşmasında 50 bin konutluk yeni bir şehir inşa etmeye başladıklarını belirterek, "Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olarak Gaziantep ile ilgili rakamlara baktığımız zaman bunun yönetilebilir şekilde ve Sürdürülebilir bir şekilde olacağını düşünüyorum. Elbette yeni sorun alanlarımız oluşabiliyor, mesela kira fiyatlarının yükselmeye başladığını gördüğümüz zaman biz 50 bin konutluk yeni bir şehir inşa etmeye başladık. Ve bunu kendi vatandaşımıza, işimize inşa etmeye başladık yeni sorun alanlarına karşı sürekli sorun üreten bir mekanizma değil. Bunu nasıl çözeceğiz? Bakış açısıyla bakmamız ve bunu yönetmemiz gerekiyor. Zaten bizim Şehrin en büyük farkı bu her türlü görüşten insanlarla bu sorunu birlikte nasıl çözeceğiz istişare ediyoruz ve bir ortak nokta bulup Ankara'ya çözümle gidiyoruz. Sonuçta bu memleket bizim bu memleket hepimizin diyorum" diye konuştu.