Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü ülkemizin en büyük vizyon projelerinden birisi olan Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında inşa ettiği barajlar ile ülke ekonomisine büyük katkılar sunuyor.
Ülkemizde ve Dünyada elektriğin sigortası olarak değerlendirilen hidroelektrik enerji üretimi potansiyelinin devreye alınması konusunda yoğun çalışmalar yapılıyor. Amerika’dan Kanada’ya Finlandiya’dan Japonya’ya kadar birçok ülke, hidroelektrik enerji potansiyelinin yüzde 80, 90 hatta yüzde 100’ünü geliştirerek devreye almış bulunuyor. Dolayısıyla ülkemiz de bu alandaki çalışmalara büyük önem veriyor. Topoğrafyası ve morfolojik yapısı göz önüne alındığında ülkemiz hem düşü hem de debi açısından şanslı sayılabilecek ülkeler arasında yer alıyor.
GAP BÖLGESİNİN POTANSİYELİ YILLIK 27 MİLYAR KİLOWATT SAAT
Ülkemizde enerjinin önemli bir kısmı GAP bölgesinden yani Fırat-Dicle Havzasından karşılanıyor. GAP enerji projeleri çerçevesinde, Fırat ve Dicle nehirleri ile yan kolları üzerinde bir kısmı depolamalı olmak üzere toplam 41 adet hidroelektrik santral yapılarak, 7.500 MW kurulu güç ile yılda 27 milyar kilowatt.saat enerji üretilmesi planlanıyor.
GAP BÖLGESİNDEN BUGÜNE KADAR YAKLAŞIK 200 MİLYAR TL KATKI
Türkiye’nin hidroelektrik enerji potansiyelinin %16’sının GAP kapsamında yer aldığının altını çizen Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli ise “Fırat-Dicle Havzası’nda sahip olunan potansiyelin ekonomiye kazandırılması için bugüne kadar kamu-özel sektör işbirliği ile 23 adet baraj ve HES’i işletmeye aldık. Bu tesisler işletmeye alındıkları tarihten itibaren ise 710 Milyar kilowatt.saat enerji üretimi sağlayarak milli ekonomimize yaklaşık 200 Milyar TL katkı sağladı” dedi.
ÇEVRECİ BİR ÜRETİM ŞEKLİ
Hidroelektrik santrallerin, kalkınmakta olan ülkemizin hızla artan enerji talebinin yerinde, zamanında ve çevreci bir şekilde karşılanmasını sağladığının da altını çizen Bakan Pakdemirli “Türkiye, enerji üretiminde özellikle son yıllarda gerçekleştirdiği atılımla yerli ve yenilenebilir kaynakların devreye sokulması yönünde önemli bir mesafe kat etti. Çevreci bir enerji üretim şekli olan hidroelektrik enerjiye yönelik yatırım ve teşviklerimiz bundan sonra da sürecek. Dış ticaret açığında büyük payı olan enerji ithalatını ancak bu yolla yani yerli kaynakların devreye alınmasıyla aşabiliriz” değerlendirmesinde bulundu. (BSHA-Ekonomi Servisi)