TÜSİAD yazılım sektörünün ülkemizdeki mevcut durumunu ve geleceğe yönelik öngörüleri ele aldı
TÜSİAD’ın yazılım ekosisteminin artan önemini vurgulayarak ülkemizdeki durumunu ortaya koymak ve geleceğe dönük öngörüleri ele almak amacıyla düzenlediği “Türkiye Yazılım Sektörüne Bakış” webinarı 8 Aralık Salı günü gerçekleşti. Açılış konuşmaları TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Başkanı Serkan Sevim tarafından yapıldı.
Yazılım sektörünün tüm sektörlerde doğrudan veya dolaylı olarak yarattığı katma değer ile kritik bir öneme sahip olduğunu belirten Kaslowski şu ifadeleri kullandı:
“Yüksek teknolojili ürünlerle yazılım, sosyal ve ekonomik dönüşüm sağlıyor, kaldıraç etkisi yaratıyor. Bu fırsatın iyi analiz edilerek ekonominin gelişmesi, bilgi devrimine yetişilmesi ve işsizliğin azaltılması açılarından sektöre yatırım yapılması önemli. Yazılım çözümleri sunan veya yazılımı iş modelinin merkezine koyan Türk teknoloji şirketleri yakın zamanda önemli başarı hikayeleri çıkarmayı başardı. Hepimiz bu örneklerle gurur duyuyor, umutlanıyoruz. Yine de Türkiye’de yazılım sektörünün hacim ve istihdam açısından var olan potansiyeline göre henüz istenilen seviyede olmadığını görüyoruz. Özellikle ölçeklenebilir ürün geliştirme ve markalaşma konusunda eksiklikler var. Gelişimi sağlayabilmek için sektörün mevcut durumunun ciddi envanter çalışmalarıyla ortaya konması ve odak alanlarının belirlenmesi önemli bir adım olacaktır.”
Kaslowski: Dinamik genç neslimizi yazılım ve uygulama geliştirme alanları için güçlü bir şekilde cesaretlendirmeliyiz.
Yazılım sektörünün en önemli girdisinin yaratıcı insan kaynağı olduğunu vurgulayan Kaslowski “eğitim-iş dünyası diyaloğu” ve “birlikte hareket etmenin” önemine değindi:
“Özellikle uzaktan çalışmanın yaygınlaşması ile bilgi iletişim teknolojileri alanında beyin göçünün son dönemde artışına üzülerek tanık oluyoruz. Yetişmiş insanlarımızın ülkemizde kalarak katma değer yaratmasının önünü açacak çözümleri hep birlikte irdelemeli, iş ve ülke koşullarında ve yaşam standartlarında iyileştirmeleri nasıl sağlayabileceğimizi ciddi bir şekilde ele almalıyız.
Ülkemizin önemli bir potansiyelini titizlikle değerlendirmeliyiz: dinamik genç neslimizi yazılım ve uygulama geliştirme alanları için güçlü bir şekilde cesaretlendirmeliyiz. Genel olarak dijital okuryazarlığın yaygınlaştırılmasının yanı sıra dijital dönüşüm için bilgi teknolojileri alanında yetkinliği artıracak programlara hız vermeliyiz. İnsan kaynağının niteliğine dijital çağa uygun şekilde yapacağımız yatırımlar ülkemizin cazibesini de kuşkusuz artıracaktır.”
Serkan Sevim: Arge merkezleri ve teknopark şirketlerinde uzaktan çalışma uygulamasını destekliyor, tüm Türkiye Teknopark olsun diyoruz.
Dünyanın en değerli ilk 10 şirketinin 7 tanesinin iş modelinin temelinde yazılım olduğunu vurgulayan Serkan Sevim şu ifadeleri kullandı:
“Amerika, Avrupa ve Asya’da en hızlı büyüyen ilk 100 şirketinin yarısından fazlasını yazılım şirketleri oluşturuyor. Dolayısıyla, marka değeri yüksek, değer yaratabilen ve uluslararası standartlara sahip ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi kritik bir rol oynuyor. Bununla beraber, Türkiye’nin dört bir köşesinde yaşayan gençlerimizin yazılım sektörünün en büyük gücü olacağını biliyoruz. Bu sebeple arge merkezleri ve teknopark şirketlerinde uzaktan çalışma uygulamasını destekliyor, tüm Türkiye Teknopark olsun diyoruz.”
Serkan Sevim: “Yerli ve Global” diyebileceğimiz yazılım ve teknoloji şirketlerimiz ile tüm dünyada söz sahibi olmak istiyoruz.
Serkan Sevim konuşmasında, yazılım ekosisteminin gelişmesine yönelik atacağımız her adımın, ülkemizin yazılım ürünlerinin küresel pazar payına katkı sağlayacağını vurguladı:
“TÜSİAD olarak son dönemde Türkiye’nin kalkınma hikayesinin teknoloji ve dijital dönüşüm üzerinden olacağını söylüyoruz. Yaptığımız çalışmalara göre yazılım sektörü yarattığı katma değer sıralamasında %81’lik oran ile 4. sırada yer alırken, incelenen 64 reel sektörden 61’ine direkt katkı sağlıyor. Bu sebepledir ki gelişmiş ülkeler kaybettikleri üretim pazarını dijital teknolojilere yatırım yaparak yeniden ülke sınırları içine çekiyor; gelişmekte olan ülkeler ise hızla teknolojilerini geliştirerek aradaki rekabet baskısını ortadan kaldırmaya çalışıyor. Biz de artan bir vurgu ile dijital teknolojilerin ülkemizde üretilmesinin gerek sanayimizin gelişmesi gerek ekonomimizin küresel rekabetçiliği açısından kritik olduğunu belirtiyoruz. Bununla da yetinmeyerek “Yerli ve Global” diyebileceğimiz yazılım ve teknoloji şirketlerimiz ile tüm dünyada söz sahibi olmak istiyoruz.” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)