2010 yılında yapılan referandum ile duroğlu beldesi'nin beşinci mahallesi haline gelmiştir.1989 a kadar Yağmurca Köyü'nün Ezedin mahallesi olarak bilinmektedir. 1994 teki yerel seçimlerde Çağlayan Köyü Muhtarlığı olarak ayrılmıştır. Köyün adının nereden geldiği konusunda kesin bir bilgi yoktur. Köye isim verme konusu gündeme geldiğinde Ezedin adı alınmak istenmiş ancak, Ezedin isminin Rumca olduğu gerekçesiyle bu isim alınamamıştır. Sonunda köyün güney tarafında bulunan ve Yağmurca Köyü - Damdüzü Mahallesinden doğup, Aksu Deresine dökülen Akçağlayan obuzundan esinlenilerek, köye Çağlayan adı verilmiştir. Köyde yer yer cenevizlilere ait olduğu sanılan kaya mezarlarına ve kiliselere rastlanmaktadır. yine bunların yanında kilden yapılmış çanak-çömlek gibi eşyalara da bol miktarda rastlanmakradır. eski kalıntılara bakıldığında ortaçağ dönemlerinde köyde yoğun şekilde üzüm tarımı yapıldığı anlaşılmaktadır. Köyün, 16. yüzyıldan itibaren birkaç yüzyıl boş ve atıl kalmış olduğu sanılmaktadır. 18. yüzyılın ikinci yarılarından (1750'ler) itibaren türk yerleşimine açılmıştır.
Köyün gelenek ve görenekleri Giresun ile aynıdır. Köy nüfusunun büyük bir bölümü İstanbul'da yaşamaktadır. Dini bayramlarda ve yazları nüfus oldukça yoğunlaşmaktadır. mayıs-ağustos aylarında yoğun yaylacılık faaliyetlerine rastlanır. köyün yaylası ise yağmurca köyü ile ortak kullanılan ve kümbet köyü'ne 2 km mesafedeki yağmurca obası yaylasıdır. En çok sevilen yemekleri lahana çorbası, turşu ve dibledir. Sırgan yemeği, galdirik, malez, hoşmak, hashoşuran kavurması, mendek çorbası, taflan ve kiraz kavurması diğer geleneksel yemekleridir. Köy de okuma oranı (y.o.-üniversite) oldukça yüksektir.Aksu çayı'nın hemen kenarında bulunur. Giresun merkezine 19 km uzaklıktadır. Yolun tamamı asfalt, son bölümü stabilize ve betondur. Kuzeyinden ve batısından Yağmurca, güneyinden Tepeköknarlı (Dereli), doğusundan Iklıkçı (güzelköy) (Dereli), köyleri ile çevrelenmiştir. Rakım 150 ila 650 metre civarındadır. köy arazisi makinalı tarıma elverişli değildir. ortalama eğim 30-40 derece civarındadır.Yaklaşık %40 ı ormanlarla kaplı olan köydeki ağaç türleri (çokluğuna göre): kestane, meşe, gürgen, kızılağaç, doğu ladini, yalancıakasya, çınar sayılabilir. orman oluşturmayan seyrek ağaçlardan bazıları ise: akçaağaç, karaağaç, ıhlamur, dişbudak.Bolca bulunan orman altı bitkileri ise: püren (yılgın), ayı üzümü (ligarba), yabani kızılcık, mor orman gülü, sarı orman gülü, şimşir olarak sayılabilir.Köyün iklimi, doğu karadeniz iklimi etki alanı içerisindedir. Yıllık yağışın 1200+ mm dolayı olduğu tahmin edilmektedir.Köyün ekonomisi önceleri tarım ve hayvancılığa dayanmasına rağmen, son yıllarda nüfusun yaşlanması ile hayvancılıkla uğraşan sayısı iyice azalmıştır. Fındık üretimi köyün başlıca geçim kaynağı sayılabilir. Köyde birkaç aile amatör ya da profesyonel olarak arıcılıkla uğraşmakta ve yöreye özgü kestane balı üretimi yapmaktadırlar. ayrıca az miktarda kivi üretimi de yapılmaktadır.Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün kendi imkânlarıyla gerçekleştirdiği içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol beton ve asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon ve adsl hizmeti vardır. son yıllarda yol yapımlarına önem verilmekte ve köyün diğer köylerle bağlantı yolları tamamlanmaya çalışılmaktadır.