Bolu'da 4 yıl önce gittiği bir eğlence mekanında çıkan kavgayı ayırmak için müdahale ettiği sırada bıçaklanarak öldürülen 37 yaşındaki Akın Yaman'ın annesi Zehra Yaman, gözyaşları içinde oğlunun katilinin yakalanarak cezasını çekmesini istedi.
Bolu'da 2013 yılında D-100 karayolu üzerinde faaliyet gösteren bir eğlence mekanına giden 1 çocuk babası Akın Yaman, eğlence mekanında çıkan kavgayı ayırmak için müdahale ettiği sırada bacağından bıçakla yaralandı. Aşırı derecede kan kaybeden Akın Yaman bu olaydan yaklaşık 20 dakika sonra Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldıktan sonra hayatını kaybetti.
Oğlunun katilinin hala bulunamamasına gözyaşları içinde isyan eden 59 yaşındaki anne Zehra Yaman, "benim oğlum kara toprakta yatıyor ama öldüren katil hala geziyor. Aranıyor diyorlar, emniyete gidiyorum, karakola gidiyorum ama hiçbir yerden cevap alamıyorum. Mahkemesine gidip geliyorum ama her sefer "aranmasının devamına" diye bitiyor ve bir yada iki ay sonraya gün veriyorlar. Şimdiye kadar neden yakalanmadı, ben nereye başvuracağımı bilemiyorum artık. Oğlumun 1 çocuğu vardı. Ben onun gözbebeğim gibi babasız büyüttüm. Gidip evinin kapısında bekleyeyim mi, ben de onu mu bıçaklıyayım? Bunu mu bekliyor bu devlet. Ölümü dördüncü seneye girdi hala oğlum dünkü gibi karşımda duruyor benim. Oğlumun katilinin yakalanmasını istiyorum" dedi.
"Gece evine geliyormuş"
Oğlunu öldürdüğünü iddia ettiği kişinin bazı günler evine geldiğini öğrendiklerini ifade eden Zehra Yaman, "gece siyah bir araçla evine geliyormuş. Sabah saatlerinde çıkıp gidiyormuş. Bu kişi nasıl aranıyor, nasıl yakalanmıyor anlamış değilim. Tek isteğim çocuğumun katilinin yakalanması. Benim oğlum buz gibi toprağın altında yatarken onun sıcacık yatağında yatmasını kabul etmiyorum" şeklinde konuştu.
Oğluna giydirilen hastane elbisesini hala saklıyor
Bacağından bıçaklandıktan sonra hastaneye kaldırılan Akın Yaman'a giydirilen hastane elbisesini hala saklayan anne Zehra Yaman gözyaşları içinde şunları söyledi:
"Oğlum öldüğünde yattığı hastane elbisesini hala saklıyorum. Elbisedeki kanını kokluyorum. Bayramlarda bunun kokusuyla bayramlaşıyoum. Çünkü oğlum elimi öpemiyor. Ben gidip toprağını öpüyorum. Hangi anne böyle bir şeye dayanır."
İHA