Hayatın Gerçek Kahramanı Kadınlar Paneli

15 Temmuz darbe girişiminde rehin alınan TRT Spikeri Tijen Karaş, stüdyoda olması ve monitörlerin elektriklerinin kesilmesi yüzünden dışarıyla irtibatlarının...

15 Temmuz darbe girişiminde rehin alınan TRT Spikeri Tijen Karaş, stüdyoda olması ve monitörlerin elektriklerinin kesilmesi yüzünden dışarıyla irtibatlarının kesildiğini, ne olup bittiğinden haberdar olmadıklarını ifade ederek, "Bir spiker olarak başımıza en kötü ne gelebilir sorusunun cevabı, o geceye kadar bir gaf, en kötüsü ekranda söylememeniz gereken bir şeyi söylememekti" dedi.

Sağlık-Sen'in kadınlar günü kapsamında düzenlediği "Hayatın Gerçek Kahramanı Kadınlar" konulu panelde, AK Parti Ankara Milletvekili Jülide Sarıeroğlu "Yönetici Kadın Olmak', TRT Spikeri Tijen Karaş "Medyada Kadına Bakış', 15 Temmuz darbesinde kamyonu ile köprüye gelen Şerife Boz "15 Temmuzun Kadın Kahramanları', Araştırmacı Dr. Keziban Avcı "Sağlıkta Çalışan Kadın Olmak" ve Otizm Federasyonu Başkan Yardımcısı Fatma Kilci Kavas da "Çalışan Anne Olmak" konularını ele aldı.

"Kara gece"

15 Temmuz akşamı yaşadıklarına değinen TRT spikeri Karaş, o gece yaşadıklarının, bir spiker olarak başlarına gelebilecek kötü şeyler listesinde bile yer almadığını söyledi. O kara gecede asker kıyafetli teröristler tarafından rehin alındıklarını söyleyen Karaş, stüdyoda olması ve monitörlerin elektriklerinin kesilmesi yüzünden dışarıyla irtibatlarının kesildiğini, ne olup bittiğinden haberdar olmadıklarını ifade etti. Askerin rejiyi basıp, yüzü koyun, elleri arkadan bağlı yere yatırıldığını söyleyen Karaş, silahları gölgesinde, baskı ve tehditlerle o bildiriyi okumak zorunda kaldığını belirtti. 80 darbesinde 5 yaşında olduğunu söyleyen Karaş, "O dönemi çok net hatırlamıyorum. Hatırladığım meydanlara çıkıp, halka yaptığı konuşmalardı. Bir spiker olarak başımıza en kötü ne gelebilir, sorusunun cevabı, o geceye kadar bir gaf, ekranda söylememeniz gereken bir şeyi söylememekti" şeklinde konuştu.

"Birlik ve beraberliğimizi koruyalım"

Darbeye karşı kamyonu ile köprüye gelen Şerife Boz ise vatanını, milletini, bayrağını, ezanını çok çok seven bir Anadolu kadını olduğunu söyledi. O akşam televizyon izlerken köprüyü gördüklerini, kapalı ve kalabalık olmasından şüphelendiğini, bunu gören eşinin de olayın bir darbe olduğunu söylediğini ifade etti. Bunun üzerine, çarşafını giyer giymez çocuklarını alıp hiç korkmadan cihada gittiğini söyleyen Boz, "Ben giderken, yolda fırınlarda ekmek kuyruğuna girenleri, bankalarda kuyruk bekleyenleri gördüm. Hepsini direnişe çağırdım. Hiç korkmadım, öldüreceklerinden, ölmekten. Oğlum tankın üstüne çıktı. Çarşafım engel olmasa ben de çıkardım. Ertesi gün, ev halkını, komşuları kamyona doldurup gittik. O günden beri Çanakkale'de olduğu gibi, Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi ayaktayım. Vatanımıza sahip çıkalım. Hep biriz, beraberiz. Kardeş olalım, birlik olalım. 15 Temmuzlar yaşanmaması için birlik ve beraberliğimizi koruyalım" diye konuştu.

"Şehitlerimizin geride kalan aileleri, bize birer emanet"

AK Parti Vekili Sarıeroğlu da paneldeki konuşmasında 15 Temmuz gecesi yaşananları anlattı. 15 Temmuz ve sonraki gecenin çok ağır geçtiğini söyleyen Sarıeroğlu, o gece yaşadıklarını ise şu şekilde anlattı:

"Hem sendikacı kimliğim hem parti içindeki dönemimde, hızlı refleksle hareket etme kimliğine sahibim. O akşam kardeşimle konuştuk, değerlendirme yaptık. Balkona çıktık, yakından uçan helikopter ve uçakları gördük. Aklımıza ilk anda terör olayları geldi. Sonra milletvekili arkadaşlarımız, büyüklerimiz ağabeylerimizle organize hareket etmeye başladık. Direnip, darbeye karşı durma kararlılığı ile hareket etmeye karar verdik. Aydın Ünal, ilk söyledi bize, TBMM'nin açılıp çalıştırılması gerektiğini. Evlerimizden helalleşerek ayrıldık. Güvenlik endişesiyle önce alınmadık, TBMM'ye. Ancak ilk gelen milletvekillerinin yüzde 80'i kadın vekillerdi. Zor dönemde vekillik yapmayı nasip etti. Tarifi imkansız bir acı yaşadık. Şehitlerimizin geride kalan aileleri, bize birer emanet."

"Otizmli bir çocuk annesi olmak"

Otizm Federasyonu Başkan Yardımcısı Kavas da kadınların sivil toplum örgütlerinde görev almasının önemli olduğunu söyleyerek, kadınların içinden çekildiği yapıların başarılı olamayacağını ifade etti. Otizmli bir çocuk annesi olarak günlük en fazla üç saat uyuyabildiğini, ancak buna karşın 12 değişik sivil toplum örgütünde görev aldığını, ev işlerine ve işine yoğunlaşabildiğini belirtti. Kadınların STK'larda bulunamamalarında ev işlerini bahane ve mazeret yaptığını söyleyen Kavas, "Hem ev işleri hem STK'larda görev almak zor mu, evet zor. Yetiştirebiliyoruz, ancak zorlukla, bunu kabul ediyorum. Başarmanın yolu, bunun önceden hedeflenmesi ve çalışmalara çocukluktan başlanması gerekiyor. Bugün burada 15 Temmuz kahramanlarını dinledik. Ben de oğlumun kahramanıyım oğlumla birçok etkinliğe de katıldım" ifadelerini kullandı.

Avcı ise konuşmasında panel ve kendisine söz verilmesinden dolayı teşekkür etti. 15 Temmuz kahramanlarının yanında kendi çalışmalarını kahramanlık olarak görmediğini söyleyen Avcı, bunun ancak akademik hayatının başında kendisine bir güç katacağını söyledi. Hacca gittiği için akademik kariyerinin bittiğini söyleyenlere karşın, bunu başarmanın kendisi için bir zorunluluk olduğunu vurgulayarak, "Master ve doktora ile farklı bir alanda kendimi geliştirmeye karar verdim. Beni motive eden unsurlardan biri, bilginin bir güç olduğudur. Bunu çok küçük yaşta fark etmem, benim için bir şanstır. İkincisi ise her insan bir şeyler üretiyor; kimi değer, kahramanlık üretirken, kimisi de fitne, dedikodu ve kötülük üretiyor. Bizim için kritik olan, ne olmak istediğimiz" dedi.

Gerçekleştirilen panel sonrası panelist ve katılımcılar Kadınlar Günü anısına bir hatıra fotoğrafı çektirdi.

İHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.