Küsuf ve husuf kelimeleri güneş ve ay tutulması hakkında birbirinin yerine kullanılmakla birlikte fıkıh ve astronomi literatüründe genellikle güneş tutulması için küsûf, ay tutulması için husuf kelimesi yaygınlık kazanmıştır.
HUSUF NAMAZI NEDİR?
Husuf namazı, Ay tutulmasından sonra kişinin kendi evinde tek başına kıldığı nafile bir namazdır. Küsûf ve husûf namazı İslâm hukukçularının büyük çoğunluğuna göre farz ve vacip olmayan amellerdir.
KÜSUF NAMAZI NEDİR?
Küsûf namazı, Güneş tutulmasından sonra kılınan nafile namazdır. Güneş tutulması yaşandığı sırada, Cumayı kıldıran imam, ezansız ve kametsiz en az iki rekat namaz kıldırır. Kıraati gizli veya açıktan olabilir.
HUSUF NAMAZI NASIL KILINIR?
1. Rekat
"Niyet ettim Allah rızası için iki rekat Küsûf veya Husuf Namazı namazı kılmaya" şreklinde niyet edilir.
"Allahu Ekber" diyerek İftitah Tekbiri alınır ve namaza başlanır.
Sübhaneke'yi okunur.
Euzü-besmele çekilir.
Fatiha Suresini okunur.
Kur'an'dan bir sure okunur.
Rüku'ya gidilir.
Secde'ye gidilir. Doğrularak, tekrar Secde'ye gidilir.
2. Rekat
Ayağa kalkarak Kıyama durulur.
Besmele çekilir.
Fatiha Suresini okunur.
Kur'an'dan bir sure okunur.
Rüku'ya gidilir.
Secde'ye gidilir. Doğrularak, tekrar Secde'ye gidilir.
Oturarak Ettahiyyatu ve Allâhumme salli, Allâhumme Bârik ve Rabbenâ duaları okunur.
"Es selâmu aleyküm ve rahmet'ullah" diye sağa ve sola selam vererek namaz tamamlanır.
KÜSUF NAMAZI NASIL KILINIR?
Hadis kaynaklarında, aralarında bazı rivayet farklılıkları bulunmakla birlikte güneş tutulduğu zaman Hz. Peygamber’in küsûf namazı kıldırdığını ifade eden çok sayıda hadis mevcuttur. Bu hadislerde Resûl-i Ekrem’in bu namaz sırasında kıraati uzun tuttuğu, namazı tamamlayınca güneş ışığının tekrar ortaya çıkmasından sonra cemaate hitap ederek, “Ay ve güneş Allah’ın varlığını ve kudretini gösteren alâmetlerdendir. Bunlar hiç kimsenin ölümünden veya yaşamasından/doğmasından dolayı tutulmaz. Ay veya güneş tutulmasını gördüğünüz zaman açılıncaya kadar namaz kılın, dua edin” dediği, bazı rivayetlerde ise Allah resulünün bu iki hadiseye şahit olunduğunda tekbir getirilmesi, sadaka verilmesi ve köle âzat edilmesini istediği ifade edilir (Buhârî, “Küsûf”, 1, 2, 6, 9, 15, 17, 19; “Bed?ü’l-?al?”, 4; “?It?”, 3; Müslim, “Küsûf”, 1-4, 10, 29; Nesâî, “Küsûf”, 10).
Konuyla ilgili hadisleri ve bizzat Resûl-i Ekrem’in bu namazı kıldırmış olmasını dikkate alan fakihler güneş tutulduğu zaman namaz kılmanın sünnet olduğu görüşündedir. Ayrıca bu konudaki hadislerden birinde Hz. Peygamber’in “namaz kılın” şeklinde emir kipi kullanmasından hareketle Hanefî mezhebinde bu namazın vâcip olduğu yolunda bir görüş de vardır (Kâsânî, II, 251). Küsûf namazının vakti, ne şekilde kılınacağı ve hutbe okumanın gerekli olup olmadığı gibi konular Resûl-i Ekrem’den nakledilen farklı rivayetler sebebiyle fakihler arasında tartışmalıdır.