Babıali Kültür Yayıncılığı Genel Yayın Yönetmeni Doktor İbrahim Pazan, İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi'nde "Son Saraylılar" adlı bir konferans verdi. Çok bilinmeyen gerçeklerin konuşulduğu konferansa gençler yoğun ilgi gösterdi.
Osmanlı hanedan ailesi ile ilgili araştırmalarıyla tanınan Babıali Kültür Yayıncılığı Genel Yayın Yönetmeni Doktor İbrahim Pazan, dün gerçekleştirilen "Son Saraylılar" başlıklı konferansta öğrencilerle buluştu. "İstanbul Üniversitesi Tarih ve Düşünce Topluluğu'nun organizasyonu ile İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi konferans salonunda gerçekleşen konferans öğrenciler tarafından yoğun ilgi gördü.
Osmanlı İmparatorluğu şehzadelerinin zor koşullar altında yaşamaya çalıştıklarını vurgulayan Pazan, "Sultan Abdülhamid Han'ın oğullarından Ahmet Nuri Efendi, Nice şehrinin civarında bir parkta ölü bulundu. Cebinden çıkan zarfta bir miktar para vardı. O da vasiyetiyle beraber çıktı. "Bu parayı benim cenaze masraflarım olarak kullanın" demişti ve açlıktan vefat etti. Diğer bir oğlu Abdürrahim Hayri Efendi bir yılbaşı gecesi Paris'te bir otel odasında uyku ilacı içerek intihar etti. Hastalık acılarına, yoksulluğa dayanamayarak intihar etti" diye konuştu.
"24 saat içinde Türkiye'yi terk edeceğime dair bir evrak imzalamışım"
Hanedan üyesi Mehmet Orhan Efendi'nin hikayesine de değinen Doktor İbrahim Pazan, "1992 yılında dönemin Hürriyet muhabiri Murat Bardakçı tarafından tüm masrafları karşılanarak 15 günlüğüne misafir edilmek üzere Türkiye'ye getirilmişti. 1914 doğumlu. 10 yaşında bir çocukken gitmiş ve 70 sene gelmemiş. 1992'de Türkiye'ye geldi. İstanbul'u gördü. Ne yazık ki iki sene sonra bir daha Türkiye'ye gelemeden Nice şehrinde vefat etti ve Nice mezarlığına gömüldü. Mehmet Orhan Efendi anlatıyor, "Okuldan gelmiştim. İki tane polis geldi, bana bir kağıt uzattılar 4 Mart 1924'te. İmzalamamı söylediler. Benim de acelem vardı 10 yaşında bir çocuktum, bisiklete binecektim hemen imzaladım. Meğer 24 saat içinde Türkiye'yi terk edeceğime dair bir evrak imzalamışım, polisler de ağlıyorlardı." Demek ki Osmanlı ailesini seven polislermiş ama görev gereği bu evrakı imzalatmışlar" dedi.
"Osmanlı İmparatorluğu şehzadesi kimsesiz muamelesi gördü"
Şehzade Mehmet Orhan Efendi'ye ait kemiklerin, Nice şehrindeki kimsesizler mezarlığında bulunan toplu mezarlıklardan birisine atıldığını belirten Pazan, "Mehmet Orhan Efendi, 1994'te vefat edip Nice mezarlığına gömüldü. Ben 2004 yılında Nice şehrindeki mezarlığı ziyaret ettim. Dümdüz olmuş vefatından 10 yıl sonra. Dedim ki "ben herhangi biriyim, hasbelkader sizler gibi vatandaşım. Vefat eden annemin mezarını mermerden yaptırabiliyorum. Fakat bu padişah torunu, Sultan Abdulhamid Han'ın oğlunun mezarına bak dümdüz. İki tane tahta var başında." Üzüldüm. Bir organizasyon yapsam da arkadaşlarla biraz para toplasak yaptırabiliriz herhalde diye düşündüm. Fakat bir zorlukla karşılaştım. Fransız hükümeti birinci dereceden akrabası olmadığı takdirde kimsenin mezarına dokundurtmuyor. Öyle bir engel ile karşılaşınca bir şey yapamadık.
Sonra 2014'te, bir 10 sene daha geçti. Nice şehrine gittim. Mezarlıkları tek tek gezdim. Şehzade Mehmet Orhan Efendi'nin mezarını hemen bulabileceğimi zannettim. Bulamayınca mezarlık idaresine girdim ve durumu anlattım. "Ben 20 yıl önce vefat etmiş Mehmet Orhan Efendi'nin mezarını arıyorum" dedim. Bir iç çekti adamcağız, "ah" dedi. "Ne oldu" dedim. Dedi ki 4 sene önce Nice Belediyesi onun mezarını boşalttı. Nice şehrinin mezarlık alanı çok az. Yer açmak için sahipsiz mezarları boşaltıp kemikleri topluyorlar. Büyük bir çukur var, kemikleri oraya koyuyorlar. Ne yazık ki Mehmet Orhan Efendi'nin mezarını ziyaret edeceğimize o toplu çukuru ziyaret ettik. Ne yazık ki ecdadımızın mezarına bile sahip çıkamadık. Bir ecdad yadigârına karşı ne yazık ki görevimizi yerine getiremedik. Osmanlı imparatorluğu şehzadesi kimsesiz muamelesi gördü. Kemikleri dikdörtgen şeklindeki toplu mezarlığa atıldı" diyerek sözlerini tamamladı.
İHA