Ekim, Kasım ayına kadar artık dağlarda, üst bölgelerinde, inlerde, mağaralarda, barınabilecek terörist bırakmayacaklarını belirten İçişleri Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk, bundan başka çözüm yolu olmadığını ve bunun kendilerinin nihai sözü olduğunu söyledi.
İçişleri Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk, Kalkınma Bakan Yardımcısı Yusuf Coşkun Bingöl İl Jandarma Komutanlığı Sosyal Tesislerinde STK ve kanaat önderleriyle bir araya geldi. Programa, Vali Yavuz Selim Köşger, Bingöl İl Emniyet Müdürü Metin Akay, Bingöl İl Jandarma Komutanı Albay Hakan Bayer de katıldı.
Türkiye'nin terörle mücadele yeni bir konseptinin olduğunu belirten Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk, "Türkiye malumunuz eskiden beri terörle tanışık bir ülke maalesef. Özellikle bölücü terör örgütüyle 33 seneden beridir yoğun bir şekilde mücadele ediyor. Bu mücadele de inişli çıkışlı zamanlar yaşadı, bu inişli çıkışlı zamanlardan birisi de çözüm süreci dediğimiz bir süreç oldu. Bu çözüm süreci maalesef, bizim iyi niyetle sonuçlarını beklediğimiz ve umduğumuz gibi sonuçlanmadı" dedi.
Terör örgütünü Türkiye'nin gündeminde en alt sıralara indirdiklerini dile getiren Öztürk, "Gerçekten 2015 yılının Temmuz arasındaki hal ile şimdiki hal arasında hepinizin benden çok daha iyi bileceği gibi artık dağda, bayırda, şehir merkezlerinde, caddede, sokakta estirdikleri terörün herhangi bir emaresine rastlamıyoruz. Bu kadar vahşi ve büyük terörle mücadele eden başka ülkeler bu mücadeleye dayanamazdı. Bunu ülkemizin gücü, tarihsel tecrübesi sayesinde savuşturduk. Bundan sonrasında da böyle yapacağız. Bunu yaparken de en büyük dayanağımız, ne topumuz, ne tüfeğimiz, nede tankımızdır, halkımızdır. Eğer siz bizim yanımızda yer almazsanız, bizim arkamızda kolumuzda olmazsanız, destek vermezseniz biz bu mücadelede başarılı olamayız" ifadelerini kullandı.
"Barınabilecek adam bırakmayacağız"
2017 yılının iki hususta çok önemli olduğunu vurgulayan Öztürk, "2015'ten beri yaptığımız terörle mücadelenin, 2017'nin Ekim'inde, Kasım'ında Allah'ın izniyle artık dağlarda, üst bölgelerinde, inlerde, mağaralarda, barınabilecek adam bırakmayacağız. Kendileri bilerler, bundan başka çözüm yolu yok, bu bizim nihai sözümüzdür. Bu noktadan sonra bizim söyleyeceğimiz başka sözümüzde yoktur. Burada sizin desteğinize ihtiyacımız var" diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin coğrafyada pırlanta değerinde olduğunu kaydeden Öztürk, "Biz, yaklaşık 1,5 milyar İslam aleminin en gözde, en göz önünde en güçlü sesi durumundayız. Dünyada mazlumların sesi dendiği zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti akla gelir. Bu coğrafyada ve bütün 1,5 milyarlık İslam medeniyetinin bir pırlanta taşıyız. O kadar kıymetli bir coğrafyadayız ki, biz gidersek bütün bu 1,5 milyarlık insan topluluğu kimsesiz, dayanaksız, desteksiz kalır. Dolayısıyla Allah göstermesin böyle bir tehlike söz konusu olduğu takdirde, sadece Türkiye'de yaşayan 80 milyon değil, 1,5 milyar insan dayanaksız kalır" şeklinde konuştu.
2017 yılında yapılacak iki önemli hadisenin olduğunu vurgulayan Öztürk, sözlerine şöyle devam etti:
"Bunlardan bir tanesi, 16 Nisan'da yapılacak referandum, diğeri de 2017 yılında terör örgütünü tarihten, milletin dağından, çayırından, şehirlerinden silip süpürmek için yapacağımız operasyonlara halkımızın vereceği destektir. Biz bunu yapacağız, bunun için bütün donanımımız hazır. Her şey itibariyle tamamımız, bizim şimdi istediğimiz Bingöl halkımızın da desteğini yanımızda görmek."
Programda konuşan Kalkınma Bakan Yardımcısı Yusuf Coşkun ise Bingöl halkının her zaman devletinin, milletinin yanında var olduğunu ve bunu sürdürdüğünü dile getirdi.
Bingöl'ün terör örgütlerinin hiçbirisine prim vermediğini dile getiren Coşkun, "Ne etnik milliyetçiliği Kürtlerin haklarını savunuyorum deyip de Kürtlere zulüm eden PKK terör örgütüne, nede İslam hizmet ediyorum deyip de bu güzel halkın dini hassasiyetlerini rencide eden, kötüye kullanan, ihanet eden FETÖ terör örgütüne hiçbir zaman destek olmamış ve tamamen bunların karşısında olmuştur. Bundan sonra da öyle olacaktır" diye konuştu.
İHA