İçişleri Bakanı Soylu: "Pkk’yı Tarihin Derinliklerine Gömeceğiz"

Diyarbakır'ın Hani ilçesinde referandum mitingine katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bundan sonra bu ülkede öyle bir mücadele ortaya koyuyoruz...

Diyarbakır'ın Hani ilçesinde referandum mitingine katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bundan sonra bu ülkede öyle bir mücadele ortaya koyuyoruz ki PKK'nın adını kimse ama kimse ağzına alamayacak. Bilmenizi istiyorum, onu silip tarihin derinliklerine gömeceğiz" dedi.

Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır'a gelen İçişleri Bankanı Süleyman Soylu, Hani ilçesinde düzenlenen mitinge katıldı. Hani çarşı merkezinde düzenlenen mitinge, Vali Hüseyin Aksoy, AK Parti İl Başkanı Muhammed Dara Akar, Kaymakam Şaban Arda Yazıcı ve çok sayıda vatandaş katıldı. Mitingin yapılacağı alanın çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alınırken, yüksek binalara da keskin nişancı polisler yerleştirildi. Olağanüstü güvenlik önlemi altında vatandaşlar sıkı bir aramayla alana alındı. Miting İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun otobüsle alana gelmesiyle başladı.

Bakan Soylu konuşmasına Hani halkını selamlayarak başladı. Soylu, "Size iki güzel selam getirdim, size Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'dan selam getirdim. Hani ile dertleşmeye geldim. Çok sıkıntı çektik. Yıllardan beri arkamıza dönüp bakmaktan yorulduk. Acaba arkamızdan yine ne oyun yapacaklar diye, acaba hangi tezgahın parçasını bize işletecekler, hangi oyunu oynayacaklar, hangi planı kuracaklar, hançeri nereden vuracaklar diye. 1961 yılında Adnan Menderes'i astılar. Bizi terbiye etmeye çalıştılar. Dediler ki, fotürlüler, şalvarlılar, irticacılar, siz nerede bu memleketi idare edeceksiniz. Yetmedi 1971'de muhtıra ve 80'lerde darbe yaptılar. Yetmedi, bu ülkede bir annenin evladını sağcı ve solcu diye birbirine pusu kurdurup öldürttüler. Bu ülkenin huzurunu bozabilmek,, bu ülkenin ekonomisini, büyümesini engellemek, bu ülkenin dünyayla rekabetini engellemek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Bir gün terörizmle; bir gün anarşizmimle bizi terbiye etmeye çalıştılar. 28 Şubat'ta irtica bahanesiyle ondan sonra Türkiye'nin, büyük bankalarını bir gecede hortumladılar. Bir gün kıyafetimizle, bizi terbiye ettiler başı açık dediler. Başı örtülü dediler, okula giremezsin dediler. Bir gün Türk, bir gün Kürt dediler. Bir gün Alevi, bir gün Sünni, laik, irticacı, dediler, bu milleti parça, parça etmeye çalıştılar. Üzerlerinde hakimiyet kurmaya çalıştılar, sıkıntıyı sadece Diyarbakır'a, Bitlis'e, Şanlıurfa'ya yaşatmadılar. Herkesi ama herkesi tehdit olarak algıladılar. Camiye gideni de tehdit olarak algıladılar. Dinini yaşamak isteyeni de tehdit olarak algıladılar. Ben vatanıma, milletime faydalı olmak istiyorum diyeni de terbiye etmek istediler. Yetmedi milleti bir birine düşürmek için, gezi olaylarını çıkardılar. Yetmedi PKK'yı, FETÖ'yü, DEAŞ'ı başımıza musallat ettiler. Ayağa kalkmamız için ellerinden geleni yaptılar. Gün geldi, yargıyı patron yaptılar. Boyalı basınlarıyla değerlerimizi, inancımızı, küçümseyen medyayı patron yaptılar. Gün geldi darbecileri patron yaptılar. Gün geldi uluslararası kuruluşları patron yaptılar. Bunları hep beraber bu ülkede yaşadık. Birimize Kürt, birimize dindar, birimize başörtülü, Alevi, köylü dediler. Bu ülkenin zenginliğini ortadan kaldırabilmek için her şeyi bugüne kadar yaptılar. Her gün yeni bir maşa, yeni bir alet kullandılar. Bu ülkenin birliğini, beraberliğini yarına umutla gidebilmesini engelleyebilmek için bunu yapmaya çalıştılar. Biz ne için Hani'deyiz biliyor musunuz, patron odur, budur, dediler. Patron onların dedikleriniz değil, patron millettir, millet demek için buradayız" diye konuştu.

"Bize sevincimizi yaşatmadılar"

Bakan Soylu 15 Temmuz hain darbe kalkışmasına da değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"15 Temmuz'da bir alçağın, bir ülke düşmanının talimatıyla F -16'ların, helikopterlerin, tankların bu masum insanların üzerine kurşun yağdıracağını kim düşünürdü. Hiç kimse. Kim gezi olaylarından bir gün önce yeni bir senaryoyu başlatacaklarını düşünürdü. Hiç kimse. İMF'ye borcumuzu ödemiştik. Türkiye, geleceğe dolu dizgin gidiyordu. Dünyanın her yerinden canlı yayın yaptılar, Taksim Meydanı'ndan Türkiye karışıyor diye gösterdiler. İstediklerini yaptırmak için, fabrikalarımızın çalışmaması için, üniversitelerimiz ilim bilim üretmesin, kardeşlik devam etmesin diye. Bize sevincimizi yaşatmadılar. 7 Haziran seçimlerinde yüzde 10'dan fazla alınca hani afra, tafra, ciyaklarından, cakalarından geçilmeyen birileri daha var biliyorsunuz. Burada bizim düdüğümüz geçer dediler. O oyları nasıl aldıklarını biliyoruz, birilerine mektup göndererek. Birilerini korkutarak. Millete dediler ki bir daha biz silaha karışmayacağız. Ne olursunuz yüzde 10 barajının üzerine çıkartın, milletimize hizmet edeceğiz diye kimini de korkuttular, kimini kandırdılar, maske taktılar. Nusaybin'de özerklik ilan edeceğiz dediler. Kim eşkıyalar, terör örgütleri. Cizre'de PKK özerklik ilan edecekmiş. Peki, madem o gün o kadar cesaretin vardı? O dağdaki, Kandildeki eşkiyaların hangi birisinin hayatı sizin hayatınıza benziyor. Hangi birisi Allah deyince kendine çeki düzen veriyor. Değerlerimizden, kardeşliğimizden uzak başkalarının maşası olmuşlar".

"Biz geleceğe hür gitmek istiyoruz"

Bakan Soylu, geleceğe hür gitmek istediklerini belirtti. Konuşmasında terör örgütü PKK'nın ele başlarına seslenen Soylu, "Oradan konuşacağına, az buçuk cesaretin varsa, orada it gibi saklanacağına Kandil'den gel de buraya görelim boyunun ölçüsünü. Gel, bakalım. Ben İçişleri Bakanıyım bizim hassiyet gösterdiğimiz bir tek şey vardır. Huzurumuz, huzurdur, artık şuramıza geldi. Bu oyun bitsin istiyoruz. Kimse kardeşlerimiz üzerinden bu topraklarda ağalık yapmasın. Çocuklarımız işsiz kalmasın istiyoruz. 13 yanındaki kızlarımız artık terörist olmamasın istiyoruz. İtirazımız budur. Bizim kardeşlerimizi 13 yaşındaki çocuklarımızı annelerinin kucağından almasınlar istiyoruz. Onlar mühendis, doktor, hemşire olsun istiyoruz. Yıllardır oynanan oyunlardan bıktık artık, arkamıza dönüp bakmaktan, acaba hangi hançer sırtımıza saplanacak demekten yorulduk artık. İstismar edenlerden yorulduk, etnik kökenimiz, dinimizi, kültürümüzü, değerlerimizi kullanmalarından yorulduk. Biz geleceğe hür gitmek istiyoruz. Dün özerklik ilan edenler bugün sıkıysa gelip özerklik ilan etsinler. Hadi etsinler bakalım. Herkes bir şey için mücadele ediyor. Artık güçlü adımlar atacağız. Artık bu tarihleri bu ülkede hatırlamayacak, geleceğe kardeşlikle bakabilecek adımlar atmalıyız. Biz sadece teröristle mücadele etmiyoruz. Şuan da Gabar'da, Lice'de her yerde Mardin'de bir taraftan Kars'ta, Ağrı Dağı eteklerinde her yerde bu mücadelesi sürdürüyoruz. Sonuna kadar da sürdüreceğiz. Kimin için kardeşlerimizin huzuru için. Bizim medeniyetimiz insanlık medeniyetidir. Biz sadece terörizmle uğraşmıyoruz. Terörizme, teröriste gerekli cevabı verdik, şimdi yatırımlar geliyor. Diyarbakır'da 37 bin 246 insanımız işe alınacak. Bir tarafından terörle mücadele ederken bir taraftan da medeniyetimizi inşa etmeye çalışıyoruz. Evlerimizi, camilerimizi, medreselerimizi, külliyelerimizi, tarihimizi inşa ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Belediyelere yapılan görevlendirmeler

Belediyelere yapılan görevlendirmelere de değinen Bakan Soylu, belediyelerin terör yuvası olmaktan kurtarıldığını söyledi. Bakan Soylu, "Görevlendirme yaptık kızdılar dediler ki antidemokratiktir. Doğru, sen kardeşi, kardeşe düşürmek için belediyeleri terör yuvası haline getirirken bu antidemokratik değildi değil mi? Sen verdiğimiz vergilerle yol yapacağına, asfalt yapacağına orada çalışanların rızkından kesip dağa gönderdiğin zaman bu antidemokratik, hukuk dışı değil, değil mi? Sen onu Avrupa'daki dostlarına anlat, bize anlatma. Biz hakkın, hukukun ne olduğunu, onlardan önce öğrendik dinimizden öğrendik. Paralar dağa gitmiyor, paralar artık millete hizmete gidiyor. Sadece burada Hani'de 160 trilyonluk hizmet var elimdeki kağıtta. İstismar ederek, etnik kökenimizi ve inancımızı istismar eden bu soygun düzenine son vereceğimizi buradan belirtiyorum" dedi.

Terör örgütlerine hodri meydan

Konuşmasında terör örgütlerine meydan okuyan Bakan Soylu, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Bambaşka bir yolculuğa çıktık. Kılıçdaroğlu şimdi kiminle kol kola biliyor musunuz? PKK'yla kol kola, öbür taraftan FETÖ'yla kol kola bu nasıl genel başkan oldu biliyorsunuz. Kasetle genel başkan oldu değil mi? Kaseti FETÖ yaptı. Bu nasıl bir adam ki kaseti yapan, koltuğunu kaydırdığı kişiyi karşısına çıkıp da ne yüzle ben bu partinin genel başkanıyım diyor. Bu nasıl bir adam. Sadece o değil ki, PKK, DEAŞ, FETÖ, Almanya, Hollanda geldi. Hanililer ister PKK, ister FETÖ gelsin, ister DEAŞ gelsin, ister Hollanda gelsin, ister Almanya gelsin, isterse topu gelsin bize Hani yeter. Bundan sonra bu ülkede öyle bir mücadele ortaya koyuyoruz ki PKK'nın adını kimse ama kimse ağzına alamayacak. Bilmenizi istiyorum. Onu silip tarihin derinliklerine gömeceğiz. Tarihin derinliklerine hiç merak etmeyin ve Kürt kardeşlerimizin üzerinde kurduğu baskıyı da ortadan kaldıracağız. Bilmenizi istiyorum."

İHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri

Muhtar Kent kimdir, kaç yaşında, nereli? Millet İttifakı'nın CB adayı Muhtar Kent mi?
Kimler Cumhurbaşkanı adayı olacak? 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayları belli oldu mu?