Yaklaşık 30 sene demir işleri ve makine parçaları üzerine çalışan Yılmaz Şapçı, Uşak merkez Kaşbelen köyündeki atölyesinde tek başına büyük işlere imza atıyor. Uşak'ta sıfırdan beton mikseri yapabilen tek usta olma özelliğine sahip olan ilkokul mezunu Şapçı'dan mühendisler bile yardım alıyor.
Yılmaz Şapçı (45), Uşak'a 7 kilometre mesafede bulunan eski adı Mende yeni adı Kaşbelen köyünde 5 yıldır çeşitli makineler üretiyor. Şapçı ortaya çıkardığı işlerle taş ocağı ve inşaat sektöründe faaliyet gösteren mühendislerin ve işverenlerin takdirini kazanmış durumda. 1993 yılından beri bu işi yapan Şapçı, konuyla ilgili olarak şunları söyledi; "Çelik çatı üzerine çalışıyorduk daha sonra beton firmasında işe girdim, Uşak'ın en büyük beton firmasıydı. Mühendislerimizden faydalanarak işimde kendimi geliştirdim. Yıllardır bu işi yapıyorum, beş senedir de kendi dükkanımı çalıştırıyorum. Her türlü işi yapıyorum, taş ocakları, beton mikserleri, kamyon kasaları, kamyon damperleri, su tankerleri, kazanlar bütün bunları sıfırdan çiğden yapabiliyorum. Tek başıma çalışıyorum, yetişebildiğim kadarıyla. Bu işte kendimi geliştirdiğim için bana bu iş bir oyun gibi geliyor, çocuk oyuncağı gibi demeyelim ama oyun gibi geliyor, o kadar zevk alarak yaptığım bir iş"
Kamyonların üzerine monte edilen mikser kazanları sıfırdan imal edebilen Uşak'taki tek ustanın kendisi olduğunu vurgulayan Şapçı, konuyla ilgili olarak bir anısını şu şekilde anlattı; " Gene bir taş ocağında çalışıyorum, mühendis arkadaşlar şantiyede atölyedeler, kazanların içinin herisleri bitmiş(betonu karıştırmaya yarayan helezon yaylar) beni çağırdılar taş ocağından, dediler yardımcı ol, "Biz bunu çözemiyoruz sen daha önce değiştirmişsin hatta iki tane komple sıfırdan kazan yapmışsın, biz bunu nasıl yaparız, bizim personele, atölye grubuna tarif et veya göster de bunu çözelim" dediler. İşte o zaman arkadaşlara tarif ettim. Tabi mühendis bunu autocad programında çiziyor ve için herislerin ölçüleri santim santim tutuyor, ölçüyü veriyor şu açıda keseceksin diyorlar o zaman tutuyor ama bunun iki gün çizimini yapıp bir gün de kaynağını yapalım dedik mi o zaman iş aksıyor, bu sefer ne yapmak lazım manuel de bunu çözmek lazım aynı şu anki çalışma sistemim gibi. Kazanın içi çift sarım oluyor, sarımın birini şu an yapıyorum, haftaya Pazar'da diğer sarımını yapacağım. İkisini bir günde yetiştiremediğimize göre işten de kalmaması için bugün buna yol vereceğiz çalışacak haftaya kadar, haftaya gelecek diğer sarımını değiştireceğiz."
Kaşbelen Köyünün etrafındaki maden işletmelerinin de kendisini ilk tanıdıklarında böyle bir potansiyele sahip olduğunu bilmediklerini ve kendisini küçük gördüklerini söyleyen Şapçı; "Köy yerindeki demirci dükkanı ne olur? Tırmıkçı, dirgenci olur, diye düşünüyor. İşten anlasa sanayide olur ne işi var köyde? gibi fikir yürütüyorlar. Yanında çalışan formenler kepçenin kovası, bomu kırıldığında Yılmaz ustaya yaptıralım diyorlar patron da "Pulluk mu kaynattırıyorsunuz?" diyor. "Yok" diyorlar "Bu adam yıllarca bu işi yaptı', gönderiyorlar ve yaptığım işlere hayran kalıyorlar. Şu anda işini yaptığım Sirge'deki taş ocağında da ilk önce kepçe kovası yaparak kendimi kanıtladım." dedi.
İşini severek yapan ve kendisini geliştirmek için her zaman uğraş içinde olan Şapçı yine önemli bir işi başardıktan sonra kendisine öğrenimini soran mühendisle arasında geçen diyoloğu şu ifadelerle anlattı; " Çalışmış olduğum firma Eskişehir tornacılar sitesini yapıyor, prefabrik olarak yapıyor, prefabrik merdiven kalıpları var, arkadaşlar bunların açılarını projeye göre bir türlü tutturamadılar. Yine mühendisimizin biri projeyi bana verdi," Bak bakalım yapabilir misin?" dedi. Baktım bu basit dedim, yaparım. Kalıp çiğden yapılacak, sıfırdan. Kalıbı yaptım, hazırladım, mühendis kontrole geldi baktı ve çok güzel olmuş, bu kadarını beklemiyordum, "Sen lise mezunu musun?" dedi. Ben orta ikiden terk dedim, halbuki ilkokulu 7 senede bitirdim ama yine aynı yere varıyor."
İHA