Yunusemre Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı Uzm. Dr. Ümit Atman ve Psikolog Esra Altıner, "İntiharın Önlenmesi" konusunda basın mensuplarını bilgilendirdi. Dünya genelinde intiharın 15-19 yaş arasındaki ölümlerde birinci veya ikinci sırada yer aldığına dikkat çeken Atman, intiharın önemli ancak önlenebilen bir sorun olduğunu kaydetti.
Sağlık Bakanlığının talimatları doğrultusunda Manisa Yunusemre Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı Uzm. Dr. Ümit Atman ve Psikolog Esra Altıner, "İntiharın Önlenmesi" konusunda basın mensuplarına yönelik bir seminer verdi. TÜİK rakamlarına göre ülkemizde ölümle sonuçlanan intihar sayısının 2015 yılında yüzde 1,3 arttığını vurgulayan Atman, "Kaba intihar hızı 2015 yılında en yüksek binde 9,17 ile Kars oldu. Ege Bölgesi'nin intihar rakamlarına göre 2014 yılında Manisa 4'üncü sırada, ülke genelinde 11'inci sıradayken, 2015 yılında 18'inci sıraya düştü. Manisa'da 2014'te 62 kişi intihar ederken, bu sayı 2015'te 46'ya düştü. Manisa'da intihar konusunda bir düşüşün olduğunu görüyoruz. Bu sevindirici bir rakam. Ama bu sayıyı daha da aşağılara çekmeliyiz. Ege Bölgesi'nde ise en çok intihar vakası gerçekleşen il, 2013 yılında olduğu gibi 196 kişiyle İzmir. İntihar eden kadınlarda en yüksek oran yüzde 18 ile 15-19 yaş grubunda bulunurken, erkeklerde ise bu oranın en yüksek yüzde 12,8 ile 20-24 yaş grubunda olduğunu görüyoruz. Rakamlar ortada. Hiçbir gencimiz, hiçbir vatandaşımız bilerek veya hissederek canına kıysın istemiyoruz. Çünkü intihar kişinin bilerek veya isteyerek kendini öldürme şeklidir. Bu durum yaşansın istemiyoruz. Bu durum yaşandıysa medyanın bunu yansıtırken çok dikkatli olması gerekir. Unutmayın, gençleri ve geleceğimizi korumak adına verilen mücadele toplumun her kesiminin dahil olması gereken multisektörel bir çabayı gerektirir ve bir ülke için "Milli Mücadele" unsurlarından olmalıdır. Bu nedenle çalışmalarımız devam edecek olup, anne babalar başta olmak üzere herkesi bu süreçte yanımızda görmek istiyoruz" dedi.
İntihar vakaları trafik kazalarından daha fazla
İntihar konusunda sorunun büyük olduğunu kaydeden psikolog Esra Altıner, intihar vakalarının trafik kazalarından daha fazla olmaya başladığını söyledi. İntiharın ve intihar girişimlerinin sadece kendisini değil ailesini, toplumu etkilediğini ifade eden Altıner, "İntihar düşüncesine sahip olmak anormal bir şey değil. Aslında herkes bunu düşünüyor. Çocukluk ve ergenlik döneminde varoluşsal bir problem olarak herkes bunu düşünmüştür. Acaba intihar nasıl bir şey, insanın kendini hayatına son vermesi nasıl bir şey gibi düşünce içerisinde olabiliyor. Fakat nerede sorun oluyor nerede anormal oluyor. Zorluklardan kurtulmak için tek yol olarak bunu görüyorsa bu zaman anormal diyebiliyoruz" diye konuştu.
İntihar eden insanların ailelerinde de geçmişte bir intihar olayının yaşandığının tespit edildiğini belirten Altıner, bundan dolayı insanların görerek intihara kalkıştığını söyledi ve bu durumun 6 kuşağa kadar etkisini gösterdiğini kaydetti.
İntihara meyilli meslek grupları
Psikolog Altıner, cerrah, veteriner, eczacı, kimyacı ve çiftçilik mesleğiyle uğraşanların risk altında olduğunu vurgulayarak, "Bunlar daha çok intihar davranışı gösteriyorlar. Çünkü cerrah kesici aletleri sürekli görüyor. Çiftçi zirai aletleri ve ilaçları görüyor. Bu kişilerde intihar etme oranı fazla çıkıyor" şeklinde konuştu.
Model olarak alınan insanlar hayatını kaybettiği zaman, onları model alan kişilerin de intihar ederek hayatına sor vermeye çalıştığını vurgulayan Altıner, bu durumun kişinin onunla özdeşim kurmasından kaynaklandığını söyledi.
Alkolizmle depresyon arasında ilişki olduğu gibi depresyonla intihar arasında da ilişkinin olduğuna vurgu yapan Altıner, insanların intihar edeceği ay öncesinde yüzde 40 ila 60'ının hekime göründüğünü belirtti. Altıner, "Burada psikiyatri yerine bir pratisyen hekime gitmiş. Bunun birçok nedeni olabilir. Buradan çıkardığımız sonuç şu. Kişi bir anlamda yardım istiyor. Burada önemli olan kişinin yanında olmaktır. Doğru hareket edersek kişi o anda intihardan vazgeçebilir. İntihar önlenebilir bir durumdur. Sosyal destek her zaman önemlidir" ifadelerini kullandı.
Topluma büyük görev düşüyor
İntiharın önlenmesi konusunda başta medya olmak üzere topluma çok önemli görevler düştüğünü kaydeden Altıner, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İntihar karmaşık bir süreçtir bunu bazen tek bir olguyla açıklamak mümkün olmayabilir. Bireyin intihar davranışının açıklanabilmesi için hem biyolojik ve psikolojik özelliklerinin hem de olumsuz yaşam olayları ile toplumsal ve kültürel durumlarının dikkate alınması gerekmektedir. İntihardan koruyucu faktörler olarak aile ilişkilerinin iyiliği, sosyal ilişkilerin yolunda gitmesi, destekleyici bir çevrenin oluşu ve kişinin kendini ifade edebilmesi ki bu gerektiğinden yardım istemesi için çok önemli faktörlerdir. Kişinin öz geçmişinde ve soy geçmişinde psikiyatrik bulguların olmaması yine kişiyi koruyan faktörlerin başında gelmektedir. Kişi kendini çok yalnız hissettiğinde, değer görmediğini düşündüğünde ya da çaresiz hissettiğinde intihar girişiminde bulunabilmektedir. Bütün insanlar toplumda birbirlerine bağlı ve ihtiyaç duyarak yaşamaktadırlar bu sebeple hepimize sorumluluklar düşmektedir. Medya mensuplarına düşen bu haberleri ele alış tarzlarıdır. Olayı dramatize edip romantikleştirmeden ele almak, insanlara özendirici etki oluşturmadan haberi ilk sayfada vermeyerek ya da olayı ve şeklini ayrıntılı şekilde anlatmayıp fotoğraf yayınlanmaması gibi hususlara dikkat etmek anlamlı olacaktır."
Manisa Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Ali Filizkan da intiharla ilgili verilen bilgilerin önemli olduğunu belirterek, "Bu güzel ve anlamlı seminerde basının intihar olaylarındaki rolünü ortaya koyduğunu da gördük. Basının özendirici değil, önleyici olması yönünde haberler yapması gerektiğini anladık. İntiharların önlenmesi konusunda bizleri bilgilendiren Yunusemre Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı Uzm. Dr. Ümit Atman ve Psikolog Esra Altıner'e basına adına teşekkür ediyorum" diye konuştu.
İHA