Türkiye-İran İş Konseyi Başkanı Bilgin Aygül, İran'ın cazip ama zor bir pazar olduğunu belirterek, Türkiye'nin özellikle sanayi ürünleri ihracatını artırması durumunda 2-3 yıl içerisinde iki ülke arasındaki dış ticaret hacminin 30 milyar dolara ulaşabileceğini ifade etti. Aygül, "Adana da tekstil, mobilya, ayakkabı, makina ve tarım ürünlerini öne çıkararak İran pazarına mutlaka girmelidir" diye konuştu.
Adana Ticaret Odası, üyelerine farklı dış pazarları tanıtmak ve bu pazarlarda yeni ticaret olanakları yaratmak için belirli aralıklarla düzenlediği ülke tanıtım toplantılarına bu kez İran'ı ekledi. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-İran İş Konseyi işbirliği ile ATO Meclis salonunda gerçekleştirilen toplantıya yoğun ilgi gösterildi.
Toplantının başlangıcında konuşan ATO Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Şahbaz, her geçen gün artan rekabet şartları altında ülkeler arası ikili işbirliklerinin daha da önem kazandığını söyledi.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'nin de dış ticaretinde komşu ülkelere yoğunlaşmasının her anlamda avantaj yaratacağına değinen Mehmet Şahbaz, "İran ülkemizin en büyük sınır komşusu olmasına karşın ihracatımızda 10. sırada yer almaktadır. Demek ki İran ile ticarette daha çok mesafe almamız gerekmektedir. Adana ile İran arasında 25 milyon dolarlık ihracat, 18 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilmiş. İki büyük komşu ilişkisine Adana'nın müthiş potansiyelini de eklediğimizde bu miktarın çok düşük olduğunu görüyoruz. Adana, İranlı dostlarımız için hem yatırım, hem de ticaret için Türkiye'nin en cazip şehirlerden biridir. Şu andaki verilere göre Adana'da, sadece 4 adet İran sermayeli şirket bulunmaktadır. Oysa tekstil, plastik, tarım, gıda, makine, inşaat ve madencilik alanlarında büyük çaplı işbirliği fırsatlarımız olduğunu düşünüyorum. İran'da nüfusun yüzde 26'sı Türkçe konuşmaktadır. Tarihsel geçmişimiz ve komşuluk ilişkilerimiz de güçlüdür. Bu bakımdan İran pazarında üyelerimiz için cazip imkanlar olacağını düşünüyorum. Özellikle son dönemde ambargonun kalkmasıyla İran'a ilgi giderek artmaktadır. İran'daki önemli fırsatları biliyoruz. Adana olarak geç kalmadan İran'a gitmeli ve fırsatları yerinde keşfetmeliyiz" ifadelerini kullandı.
DEİK Türk-İran İş Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Osman Aksoy da konuşmasında Türkiye ile İran arasındaki dış ticaret hacminin 30 milyar doları aşacağına inandığını ifade ederek, "Önerim Türk firmalarının İran'da konuşlanması. İran'da para transferlerinde sorun var ancak bu sorunun çözümleri de var. Ama yine de güvene dayalı mal satmamayı öneriyorum. Risk almayın. Bedeli tahsil edilmeden, vadeli alışveriş yapmayın ki, ödeme konusunda bazı firmalar gibi sorun yaşamayın. Büyük yatırımlarda mutlaka Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümet işin bir yerinde olmalı. İran'da iş yapılacak sektörlerin başında telekomünikasyon, fast food, AVM inşaası, mobilya, otel, ambalaj ve POS sistemleri geliyor" diye konuştu.
Toplantının bir diğer konuşmacısı Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü Dış Ticaret Uzmanı Oğuzhan Kökosmanlı ise ambargoların kalkmasıyla birlikte tüm dünyanın dikkatini İran'a çevirdiğini, bu ilginin 3-4 yıl daha süreceğini vurguladı. Kökosmanlı, "Bu sürecin sonunda yapılacak yatırımlarla birlikte ortaya bambaşka bir İran çıkmış olacak. Halen Türkiye'nin dış ticaretinin yarısı kadar ticaret yapan İran, 3 yıl sonra bizi yakalayacak. 80 milyonluk nüfusa sahip olan İran nüfusunun yüzde 70'i çalışma yaşı aralığında. İran, ucuz iş gücü, zengin yeraltı kaynakları, yüksek öğrenim kalitesi ve üretim alışkanlığının yanı sıra, Orta Doğu, Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan konumunun transit ticaret, gümrük, vergi düzenlemeleri ve yatırımlarla güçlendirilmesi halinde önemli bir pazar potansiyeli taşıyor ve bu da yatırımcıların oldukça dikkatini çekiyor" dedi.
Toplantının son bölümünde katılımcıların İran ile ilgili sorularını yanıtlayan konuşmacılara, ATO Başkan Vekili Mehmet Şahbaz tarafından Adana Olgunlaşma Enstitüsü tarafından hazırlanan rölyef hediye edildi.
İHA