Uşak" ta, çay kenarı diye tabir edilen mevkide, tabakhane işçilerinin toplanma merkezi olan bir yer, "Gara Bayram'ın Yeri'. Sabah 07.00'de burada toplanan emekçiler günün yevmiyesini çıkaracak işi beklerken çaylarını yudumluyor.
Tek maaşla ev geçindirip aynı zamanda üç çocuğu üniversitede okutmanın çok zor olduğunu söyleyen 40 yaşındaki Selvi Çetin,"Çalışmak zorundasınız, hayatım boyunca çalıştım, evlenmeden önce de köyde çalışıyordum, 15 yıldır kocamla beraber bu kahvehaneyi işletiyorum. Kadın olarak burada bulunmam bile kahvehaneye bir düzen getirdi. Sağ olsunlar şimdiye kadar hiçbir müşterimin bana karşı bir terbiyesizliği olmadı, çok saygılılar. Nadiren taşkınlık yapanlar oluyor, onları da uygun bir dille uyarıyorum." dedi.
"Bu kahvehanede küfür duyamazsınız"
Oğul Ali Çetin'de boş zamanlarında anne ve babasına yardım ediyor. Kahvehaneye genelde işçi kesiminin geldiğine dikkat çeken Ali Çetin: "Yabancı çevre yok, zaten hepsi tanıdık. Müşteriler orta yaşın üzerinde olduğu için ben bir uyarıda bulunduğumda bana ters tepki verebiliyorlar ama annem söz konusu olduğu zaman öyle bir durum olmuyor. Mesela çok gürültü olduğunda susun! diye bağırır, ses kes! diye bağırır. Zaten kahvede yüzde 90 küfür duyamazsızınız. Bazı müşteriler saygısızlık yaptığında onları kahveden kovar "bir daha buraya gelme der" ama onlar iki gün sonra yine gelirer. Zaten farklı insanlar gelmez buruya hep aynı kişilerdir. Onun için alıştılar anneme. Annemi burada ilk defa görenler şaşırıyorlar. Tabi insanlara ilginç geliyor
Annem evde normal ev kadını. Burada çalışmasının evde bize karşı negatif anlamda bir etkesi yok, varsa bile pozitif bir etkisi oluyor. Biliyorsunuz imkanlar zor tek kişinin çalışmasıyla biz üç kardeşiz ben mezun oldum ama iki kardeşim hala üniversitede okuyor, ihtiyaçlarımızı karşılamak için şimdiye kadar babamla beraber çalıştılar, zaten iş de yok, piyasa ölü. Ben Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mekatronik bölümünü bitirdim. Bölümümle ilgili olarak Uşak'ta bir iş alanı yok." şeklinde konuştu.
"Gara Bayram İşçileri Ezdirmez"
Kahvehane müşterilerinden Salim Akkaya da, " Burası normal bir çay ocağı veya normal bir kahvehane değil burası Uşak tabakhanesinin işçilerinin toplanma noktası. Buraya hergün sabah 7 gibi gelirler, işverenler de buraya gelir, kaç kişi çalıştıracaksa o kadar işçiyi buradan alırlar. İşe gidemeyenler biraz daha burada vakit geçirip evlerine giderler. Hatta işçilerin iş elbiseleri bile burada durur. İş bulan elbisesini buradan alır ve hemen işine gider. Burası böyle bir yer, işçi kahvehanesi yani, tabi emekliler de geliyor. Şuna da şahit oldum: Adamın biri geldi ve "burası kokuyor" dedi, Gara Bayram ne yaptı, "Kokuyorsa çık dışarı" dedi, "Burası işçi kahvehanesi, burada tabakhane işçileri var, deri de kokar, inşaat işçileri var, ter de kokar" dedi. işçileri ezdirmedi." şeklinde konuştu.
"Tek maaşla üç çocuk okutmak mümkün değil"
İşçilerin yakalaşık olarak 2008'den bu tarafa kahvehanesine geldiğini belirten Gara Bayram lakaplı Bayram Çetin konuyla ilgili olarak şunları söyledi:"Eşim ile yaklaşık 15 yıldır beraber çalışıyoruz. Müşterilerimizden Allah razı olsun çok saygılı insanlar, hem hanıma karşı hem bana karşı şu ana kadar yanlış bir şeylerini görmedik. Ara sıra hesap konusunda, çay sayısı konusunda anlaşmazlıklar oluyor, onları da fazla büyütmeden hallediyoruz. Hanımın çalışmasının en önemli sebebi de çocuklarımızı okutabilmek, yüzde 80 sebep bu. Başka bir işe gitse asgari ücret çalışacak, ben burada tek başıma çalışmak zorunda kalacağım, bir işçi tutmam lazım, çalışmazsa çocuklarımız okutmak zaten mümkün değil. Biz onun maaşını çocuğumuzun sadece birine gönderiyoruz. Kız Tokat'da, oğlumun biri Afyon'da, yanımdaki oğlum haftada iki gün Eskişehir'e gidiyor. Kolay değil üçü de üniversitede."
"Ablamızın burada çalışması ister istemez bizi frenliyor"
Kahvehane müşterilerinden Mehmet Tilki de Selvi Çetin'in müşteriler üzerinde bıraktığı etkiyi şu şekilde anlattı: "Tabi burası bir kahvehane herkes oyun oynuyor. Erkeklerin normalde çok rahat oldukları ve her türlü konuştukları bir ortam. Ablamızın burada çalışması ister istemez bizi frenliyor. Oyun oynarken bir kadının yanıbaşımızda olduğu düşüncesi bizi konuşurken daha dikkatil olmaya sevkediyor. Müşterilerden biri çok nadir de olsa sehven küfürlü konuşsa, abla "Hoop! ne oluyor?" der, hemen olaya müdahale eder, o kişide kendine çeki düzen verir".
İHA