Denizli'nin Sarayköy ilçesinde, jeotermal su borusu döşeme çalışması sırasında toprak göçüğü altında kalan işçiyi, elleriyle toprağı kazarak kurtaran itfaiyeciler, kaza geçiren Benhur Elmas'ın hayatta olmasına çok sevindiklerini belirtti.
Denizli'nin Sarayköy ilçesi Kabaağaç Mahallesi'nde özel bir enerji firmasına ait jeotermal su borusu döşeyen işçilerde Benhur Elmas'ın üzerine kazı yapılan kanalda toprak kaydı. Göçük altında kalan işçi Elmas'ı, kurtarmaya giden itfaiye ve AFAD ekipleri, kurtarma çalışması yaptıkları sırada işçinin zarar görmemesi için elleriyle toprağı kazıyarak, yaralıyı sağ olarak çıkarmayı başardı. O anları yaşayan Denizli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığının Sarayköy Şubesinin görevli itfaiyecileri Muharrem Mumcu ve Harun Yenitürk, o anları kameraya anlattığı sırada duygulandı.
"Mesleğimle gurur duydum"
İtfaiyeci Muharrem Mumcu, "Dün insan ve itfaiyeci olarak hayatımın en önemli günlerinden birini yaşadım." ifadesini kullanarak "Denizli'den Sarayköy'e bir vakaya gittik. Vatandaşımızın yaklaşık 3 metre derinliğinde bir yerde mahsur kaldığını öğrendik. Tabi giderken yoğun duygularla gitti, hızlı gitmeye çalıştık. Dakikalarla yarışıyoruz, işimiz bu. Açıkçası çok da ümitli değildik ama gittiğimizde bir şey oldu. Hamdolsun yaralı arkadaşımızı, Sarayköy'de çalışan diğer arkadaşlarımızı bir kısmını kazmışlardı. Ama arkadaşın durumu sıkıntılıydı. Elimizden gelen tüm çabayı gösterdik, hızlı hareket etmeye çalıştık. Giderken hızlı hareket etmeye çalıştık. Bu olayın ardından o kadar güzel duygular hissettik ki, ben kendi adıma söyleyebilirim. Gerçekten hayatımın en güzel günlerinden biriydi. Kendimle ve mesleğimle gurur duydum ve bu mesleği bize veren Allah'a şükürler olsun diyorum" dedi.
O an neler hissettiklerini anlatan Mumcu, "Tabi hepimizin ailesi ve çocuğu var. Ben kendi adıma söyleyeyim, arkadaşımızın ailesi, çocuğu, yaşantısı, mübarek bir gündü, hepimiz oruçluyuz, inanılmaz duygulardı. Ama sonu çok mutlu oldu, çok gurur verici bir gündü. Yaklaşık bir saat toprağın altında kaldığı söyleniyor. Allah'ın bir mucizesi bir insan bir saat toprağın altında zor dayanır. Bir buçuk da biz bir çalışma yaptık. Yaklaşık iki buçuk saat sonra arkadaşımızı sağ salim ambulansa teslim ettik" diye konuştu.
"Ailemizden biriymiş gibi davrandık"
Arkadaşlarıyla birlikte itfaiye binasındayken, toprağın altında kalan bir vatandaşın toprak altın kaldığı ihbarını aldıklarını belirten Harun Yenitürk, "Ailemizden biri ordaymış gibi toprağı kazıyorduk. Arkadaşlarla birlikte olay yerine elimizden geldiği kadar hızlı bir şekilde gittik. Olay yerine gittiğimizde kazazedenin iş arkadaşlarının ilk müdahaleyi yaptıklarını gördük. Kimimiz kazma ile kimimiz kürekle göçüğün olduğu yere indik. Çünkü dakikalarla, saniyelerle yarışıyorduk. O an kazazedeye, kendi ailemiz yerine, dostumuz, eşimiz yerine koyarak müdahale ettik. Bu olayla itfaiyeciliğin yalnız yangından ibaret olmadığını gördük. Her gün daha değişik vakalara müdahale ediyoruz" şeklinde konuştu.
Kazazedenin başının görünmesinin ardından çok heyecanlandıklarını belirten Yenitürk, o an yaşadıklarını şöyle anlattı: "Belli bir çalışma yaptıktan sonra kazazedenin başını gördük, işte hepimizin bittiği an o andı. Hepimiz hiç tereddüt etmeden onu bir an önce çıkarmak için seferber oldu. Kimisi eliyle, kimisi kürekle, kimisi kazmayla kazdık. Ellerimizle kazdık, kafasının çıktığını gördüm. Bir ara baktım nabzı çok düşüktü. O da göçük altında baya bir süre kaldığından kaynaklanıyordu. Ağzının toprakla dolu olduğunu gördüm. Nefes alamıyordu, zor durumdaydı. Nefes alması için elimle ağzındaki kumları çıkardım, burnundaki kumları temizledim. Beline kadar çıkarınca, sağlık ekiplerini çağırdık. Oksijen tüpünü bağladık. Ekip arkadaşlarımızla birlikte çok mutluyuz, gururluyuz. İyi ki Allahım bu mesleği bize nasip etti."
İHA