İslami Eserler Dijitalleşecek, Tarihi Eserler 3 Boyutlu Basılabilecek

Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası Berlin Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Kültürlerarası Diyalog Merkezi Direktörü Güven Günaltay, İslami eserlerin...

Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası Berlin Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Kültürlerarası Diyalog Merkezi Direktörü Güven Günaltay, İslami eserlerin dijitalleşeceğini, tarihi eserlerin 3 boyutlu basılabileceğini söyledi.

Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) International Berlin Kültürler Arası Diyalog Merkezi'nin Alman Dış işleri Bakanlığı Fonu'yla Alman Akademik Değişim Servisi (DAAD)'nin desteği ile hazırladığı "İslami Eserleri ve Kültürüne Dijital Erişim Oluşturma" projesi hayata geçirildi.

Staatliche Museen zu Berlin (SMB) Müzesi für Islamische Kunst, Ürdün Hashemite Krallığı Turizm ve Eski Eserler Dairesi ve İstanbul'daki Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi işbirliğinde gerçekleşecek olan proje kapsamında müze uzmanları, akademisyenler ve üniversiteler bir araya geliyor. Kültürel mirası korumak ve belgelemek adına 3D scan ve print, Augmented Reality, Virtual Reality, Game ve Animation gibi en yeni dijital teknolojilerin kullanılacağı proje Almanya, Ürdün ve Türkiye arasında gerçekleştirilecek olup ders teklifleri geliştirme, bölgesel ve uluslararası öğretim ve proje ağları oluşturma ve bu çalışmaları akademik eğitime katma amacı taşıyor. 3 ülkede gerçekleştirilecek eğitimlere Almanya ve Türkiye'den 7 üniversite, 3 müze katılıyor.

"VR gözlüklerle 3 farklı müzenin içindeki eserlerin içinde dolaşabilecek, evinizde eserlerin aynısını bir düğme ile 3 boyutlu olarak basabileceksiniz"

BAU Uluslararası Berlin Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Kültürlerarası Diyalog Merkezi Direktörü Güven Günaltay projenin detayları hakkında, "Bizim çocukluğumuzda izlediğimiz üç boyutlu hologramlar ile eserlerin artık üç boyutlu basılması şuan mümkün ve her gün de ilerliyor. Çocuklarımız artık sürekli bilgisayar başındalar. Bizim de yaptığımız bütün bu eserleri bilgisayar ortamlarına katmak. Eserleri yeni teknolojilerle fotoğraflayıp 3 boyutlu olarak tarayıp basabiliyoruz. Şuanda 7 üniversiteden ve 3 farklı ülkeden 3 müzenin eserlerinin üzerinde çalışıyoruz. Bu eserler daha sonra farklı platformlara eklenecek. Çin'de oturan birisi Almanya'daki müzeyi gezebilecek. Ya da üç farklı müzeden eserler internet ortamında bir araya getirilecek ve siz VR gözlükler takıp o eserlerin arasında dolaşabilecekseniz. Bu sene aralarında öğrencilerin de bulunduğu 40 uzman bütün bunların yollarını ve yöntemlerini araştıracak. Ayrıca ileride evinizde otururken eserlerin aynısını bir düğme ile basabileceksiniz. Teknoloji o boyutlara gelecek" dedi.

"İlgiyi arttırıp turizmi desteleyecek, kültürel yakınlaşmalar olacak"

Turizm açısından da olumlu etkilerin olacağını vurgulayan Güven Günaltay, "Pek çok insan zaten bir ülkeye gittiğinde pek de müze ziyaretinde bulunmuyor. İlgilenenler zaten müzeye geliyor. Ama diğer taraftan başka ülkelere gidemeyen ve gezme imkanı olmayan birçok insan var. Bu eserler bu insanlara açılmış olacak. Öteki taraftan da turizme daha fazla katkısı olacak. Çünkü daha fazla ilgi uyanacak. Bugün en büyük sorunumuz farklı kültürlerden olanların birbirini dışlaması ve önyargılı yaklaşması. Dolayısıyla eserlerin tanıtılması ile birlikte kültürel alışveriş insanları birbirine yakınlaştırarak diğer ülkelere gitmeyi daha da çok destekleyecek. Zaten bizim İslam kültüründen başlamamız sebebi de İslam'ın çok kültürlülüğünü ortaya çıkarmak. İslam'ın aslında açıklığını ve diğer kültürlerle etkileşimini anlatmak. Kültürler birbirlerine destek vererek ve birbirlerinden etkilenerek gelişmiştir. Dolaysıyla günümüzde yaşadığımız ayrımcılık ve önyargıların ortadan kalkması için eğitime önem vermemiz lazım" şeklinde konuştu.

"Eserler milimetrik olarak dijital ortamlara aktarılıyor ve 3 boyutlu basılması sağlanıyor"

Eserlerin dijitalleşme aşamalarını aktaran Berlin Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Samuel Jerichow, "Tarama işlemlerin tamamı müzelerin kendi mekânlarında yapılacak. Genelde bir objenin taraması bir gün sürüyor. Obje farklı açılardan taranıyor. Daha sonra elde edilen data inceleniyor ve herhangi bir yanlışlık ve eksiklik yoksa o gün içinde eserin taranması bitiyor. Eseri ayrıca üniversiteye getirmeleri gerekmiyor. Normalde incelemeler yapılırken eserlerin ellenmesi ve hareket ettirilmesi gerekiyor. Üç boyutlu sistemde eserin çevresinde dönerek bütün veriler elde ediliyor. Fakat tek dezavantajı hareketli bir sistem olduğu için bazen bir takım verilerle ilgili ya da tarama sorunları ortaya çıkabiliyor. Bu sorunlar daha sonra bilgisayar ortamında giderilebiliyor. Sonuçta elde edilen veri hiçbir yanlışlık içermiyor. Tamamen milimetrik olarak eseri birebir dijital ortama aktarıyor. Ve aynı şekilde eserin birebir 3 boyutlu basılması sağlanıyor" diye konuştu.

"Eserler dijital ortamda geleceğe saklanmış olacak"

Hayata geçirilen bu proje ile artık eserlerin geleceğe saklanabileceğini aktaran Samuel Jerichow, "Dijital teknolojiler sürekli değişiyor. Şuanda kullandığımız teknoloji en son teknoloji ve burada elde ettiğimiz data her zaman kullanılabilecek data. Tabi ki on sene sonra dijital teknolojiler daha da gelişmiş olacak. O zaman geldiğinde şuanda elde edindiğimiz verileri kullanamıyorsak tabi ki eserin tekrar taranması gerekiyor. Ama ne olursa olsun elimizdeki datalar ile eserler yok olsa bile dijital ortamda geleceğe saklanması sağlıyor" ifadelerini kullandı.

"Kültürel mirasları koruyoruz"

BAU Dijital Oyun Tasarımı Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Güven Çatak son olarak amaçlarının aslında kültürel mirasları korumak olduğuna da değinerek, "Hem miraslarımızı koruyoruz hem de yeni jenerasyona bu kültürümüzü aktarıyoruz. Eserler ilk olarak dijitalleşiyor. Dijitalleştikten sonra çok farklı ortamlarda farklı şekillerde paylaşılabilir. Bir sanal gerçeklik deneyimi olabilir, bir oyunun parçası olabilir ya da oyunlaştırılarak farklı ortamlarda yer alabilir. Biz de İstanbul ayağı yani Bahçeşehir Oyun Laboratuvarı olarak dijitalleştirilen eserlerin oyunlaştırma ve sanal gerçeklik tarafı ile ilgileniyoruz. Gerçekten güzel bir başlangıç oldu. Çünkü kültürel miras gün geçtikçe kayboluyor. Onları korumak ve yeni jenerasyona ulaştırmak ve dahası kültürleri birbirine tanıtarak önyargıları kırmak anlamında bu tip projelerin başlaması çok önemli" diyerek sözlerini tamamladı.

İHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Genel Haberleri

Kestane nasıl pişirilir? Kestane pişirmenin püf noktaları nedir?
Dünya Kız Çocukları Günü ne zaman 2021? En güzel Dünya Kız Çocukları Günü mesajları