İstanbul Teknik Üniversitesi'nin düzenlediği "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü" başlıklı panelde, darbelerin demokrasiyle bağdaşmadığı ve bir daha darbe girişiminin yaşanmaması için alınması gereken önlemler paylaşıldı.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), 15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nü, birinci yıl dönümünde düzenlediği çeşitli etkinliklerle anıyor. Bu kapsamda "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü" başlıklı panel düzenlendi. İTÜ Ayazağa Yerleşkesinde bulunan Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen etkinliğe; İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Tayfun Kındap, Prof. Dr. Telem Gök Sadıkoğlu ve Prof. Dr. Alper Ünal'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.
Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Çemrek'in moderatörlüğünü üstlendiği panele; İstanbul Şehir Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurullah Ardıç ile İbn Haldun Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Talha Köse konuşmacı olarak katıldı.
"Darbelerin savunulacak yanı yoktur"
Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, "Üzerinden bir yıl geçmesine rağmen halen travmalarını yaşadığımız 15 Temmuz girişimi üzerine panelimizde beraberiz. 250 şehidimiz ve binlerce gazimiz var. Darbeler he zaman kötüdür. Savunulacak hiçbir yanı yoktur. 15 Temmuz darbe girişiminden dersler çıkarmalıyız ve bir daha inşallah yaşanmaz" dedi.
Prof. Dr. Murat Çemrek, 15 Temmuz'un üzerinden bir yıl geçmesine rağmen zihinlerde halen taptaze olduğunu belirterek, 15 Temmuz'un Milli Birlik ve Beraberliğin görülmesi açısından çok önemli bir tarih olduğunu belirterek sözü konuşmacılar bıraktı.
"STK'ların yerin altına inmesi engellenmeli"
İstanbul Şehir Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurullah Ardıç, "FETÖ'nün teşkilat yapısı ve ne yapmalı?" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Doç. Dr. Nurullah Ardıç, darbe girişimine zemin hazırlayacak ortamın bir daha yaşanmaması için şu tavsiyelerde bulundu: "Hepimizin öz eleştiri yapması gerekiyor. Bireylerin, aydınların, siyasetçilerin, cemaatlerin, herkesin 15 Temmuz'u neden göremedikleri konusunda kendilerini hesaba çekmesi gerekiyor. Farklı alanlarda bilimsel çalışmalar yapılması, çıkan sonuçların bilgi temelli programlar olarak uygulanması gerekiyor. Şeffaflaşma çok önemli. Dini cemaatler şeffaflaşmalı. Yasaklar yerine denetleme yapılmalı. Sivil Toplum Kuruluşlarının yerin altına inmesi engellenmeli. Dini bilginin sağlıklı üretimi ve aktarımı çok önemli".
"Direniş destanı yazıldı"
Sözlerine Türk toplumun belleğine yer etmiş sarsıcı olayları hatırlatarak başlayan İbn Haldun Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Talha Köse ise "15 Temmuz darbe girişimi karşısında cefakâr ve kahramanca direniş, halkımızın toplumsal belleğinde yer alacak. Daha sonraki nesillerde de farklı boyutlarla ele alınacak. 15 Temmuz, direniş destanı olarak tarihe geçti. Türk toplumu böylesi ayaklanmaya birlikte karşı koydu. Bu da ulus olma bilincinin yansıması. O gece yaşananlar da bunu gösterdi. O gece karşı karşıya gelen kitle, rastgele değil bilinçli kitlelerdi. Bu yapıyla mücadele için ortak değerlerin vurgulanması gerekiyor. Bu tarihsel bilincin, toplumsal zaferlerin ve travmatik anların hatırlanması gerektiği kanaatindeyim" şeklinde konuştu.
İHA