Travma İyileştirme Grubu'na bağlı gönüllüler, İzmir'deki terör saldırısında yaşamını yitirenlerin yakınlarına, yaralananlara ve olaydan etkilenen kişilere ücretsiz psikolojik danışmanlık hizmeti veriyor.
İzmir'de 5 Ocak günü düzenlenen terör saldırısı sonrası, 1999 Marmara Depremi'nden bu yana gönüllü olarak psikolojik danışmanlık hizmeti veren Travma İyileştirme Grubu da kolları sıvadı. Terör saldırısında yaşamını yitirenlerin yakınları, yaralananlar ve olaydan etkilenen kişilere ücretsiz psikolojik danışmanlık hizmeti veren gönüllüler, Dünya Sağlık Örgütü'nün travmatik olaylar için önerdiği EMDR tekniğini kullanıyor.
"Bize ulaşın"
Travma İyileştirme Grubu olarak 1999 Marmara Depremi'nden bu yana Türkiye'deki hemen hemen bütün travmatik olaylar sonrası gönüllü olarak psikolojik destek verdiklerini kaydeden Travma İyileşme Grubu Türkiye Koordinatörü Şenel Karaman, "Türkiye'nin her yerinde psikolog, psikiyatr, sosyal hizmet uzmanlarından oluşan ekiplerimiz var. Birçok insanı etkileyen bir olay meydana geldiğinde; o bölgeye gidip olay sırasında bulunanlar, hayatını kaybedenlerin yakınları ve yaralılarla çalışıyoruz. İzmir'deki saldırıda; orada bulunan insanlar, hayatını kaybedenlerin yakınları, yaralananlar, bize ulaşabilir. Travma İyileştirme Grubu'nun ismini internete girdiklerinde telefon numaralarımıza ulaşabilirler. Gönüllü olarak her zaman destek vermeye hazırız" dedi.
"Altı duyu organı, travmatik olayda ayrı ayrı kayıt yapıyor"
Travmatik bir olay olduğunda altı duyu organının normalden farklı olarak ayrı ayrı kayıt yaptığı bilgisini veren Karaman, "Beynimizin bazı özellikleri var. Normal hayatta altı duyu organımız birbirleriyle senkronize kayıt yapar. Ancak travmatik bir olay olduğunda altı duyu organı ayrı ayrı veri kaydeder. Zaman içerisinde birbirleriyle senkronize olabilirler ama olamadığında uzun yıllar geçse bile etkisi devam edebilir. Bunun bir şekilde işlemlenmesi gerekiyor. Beynimizin de bunu yapabilme yeteneği var" diyerek Travma İyileştirme Grubu olarak EMDR tekniğini uyguladıklarını belirtti.
Travmatik olaylardan etkilenenler için uyguladıkları EMDR tekniğini anlatan Karaman, "Bu yöntem beynin o durumu işlemlemesini hızlandırıyor, kolaylaştırıyor. EMDR tekniği, travmatik olaylarda çok etkili bir yöntem. Çünkü diğer yöntemlerle çözemezsiniz. Örneğin patlama oluyor. Patlamada insan etleri kişinin yüzüne yapışıyor, en yakınını kaybediyor, ölmekten korkuyor. Yani insanlar çok fazla deneyim yaşıyor ve önlerinde çok fazla trajik sahneler var. Bu da sürekli akıllarına geliyor. EMDR oldukça hızlı etki eden, olayı anlatmanızı gerektirmeyen bir yöntem" diye konuştu.
"Travma sonrası stres bozukluğuna yol açabiliyor"
Travma İyileştirme Grubu olarak birçok kişiyi etkileyen bir olay yaşandığında olabildiğince durumdan etkilenenlere ulaşmaya çalıştıklarını ifade eden Karaman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim en büyük beklentimiz, travma mağdurunun kendisinin bize ulaşmasından çok onun yakınlarının bize ulaşması. Çünkü o kişinin aklına bizden destek almak gelmeyebilir. Eğer beynimiz travmatik bir durumda altı duyu organının ayrı ayrı kaydettiği durumu işlemleyemezse, uzun vadede travma sonrası stres bozukluğu dediğimiz hastalığa yol açabilir. Travma sonrası stres bozukluğu olan kişilerde yoğun alkol kullanımı, çevresiyle ilişkide bozukluk, iş yaşamında bozukluk yaşayabiliyor."
"Şu sıra insanlar en çok patlamadan korkuyor"
Travmatik bir olayda, sadece orada bulunan kişilerin değil, olayı televizyondan duyanların da etkilendiğini dile getiren Karaman, şunları söyledi:
"İzmir örneğinden gidersek, terör saldırısı sırasında adliyede olan insanlar vardı, bir de bu olayı duyanlar vardı. Olayı gören de bu durumdan etkilenir, televizyondan duyan insanlar da etkilenir. Orada olmayan kişilerin de etkilenmesi normal ve sağlıklı bir durumdur. Korkarız, üzülürüz, öfke duyarız. İnsanlar şu anda en çok bir patlamadan korkuyorlar. "DAEŞ', "PKK', "IŞİD', "terör', "canlı bomba" gibi kelimeler insanları tetikliyor. İnsanlar sırtından çanta taşıyan kişilerden tedirgin olabiliyor. Toplu taşıma araçlarına binmekten endişe duyabiliyorlar, kalabalık yerlere gitmemeye çalışıyorlar."
"Biz travma ülkesiyiz"
İnsanların korku, üzüntü, öfke gibi duyguları hissetmesinin normal olduğunu vurgulayan Karaman, "Belirli bir süre geçtikten sonra kişi hala sokağa çıkamıyor, çoluğunu çocuğunu bir yere göndermiyor, aklında sürekli bu konu var ise yardım almalarında fayda var. Biz Travma İyileştirme Grubu olarak olaydan 1. derecede etkilenen kişilerle ilgileniyoruz ancak bu durumda olan kişilerin de destek almaları gerekiyor. Hayatımızın devam ediyor olması lazım. Bu "devam" tıkandığında bir sorun vardır. Bu da sadece bugünkü olayla ilgili olmayabilir. Geçmiş travmalarımızla da bağlantılı olabilir. Biz travma ülkesiyiz. Bu topraklarda bu hep böyleydi. Burada dokuz medeniyet kurulmuş, yıkılmış, savaşlar olmuş. Bu toprakların insanları asırlardır görüyorlar. Deprem bölgesi olduğu için doğal afetleri zaten yaşıyorlar" ifadelerini kullandı.
İHA