Adıyaman'ın Kahta ilçesinde Eğitimle Diriliş Derneği tarafından "İslam Medeniyet Havzalarından Hint Havzası" paneli düzenlendi.
METEM Konferans Salonunda düzenlenen panele, Kahta İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Halil Tünçmen, Kahta Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Mustafa Işık, akademisyenler, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Araştırmacı Yazar Yusuf Yavuzyılmaz ve Eğitimci Mehmet Suat Dilek'in konuşmacı olarak katıldığı paneli Eğitimci Mehmet Saydam yönetti.
Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan panelin açılış konuşmasını yapan Eğitimle Diriliş Derneği Başkanı Bilal Akgül, Batının her türlü hile ve saldırılarına karşı, sağlam fikir mevzileri inşa etmek, hakkın galip gelmesinin olmazsa olmazlarından gördüklerini, sağlam fikir mevzilerinin inşasında geçmişle sağlıklı yüzleşmenin hayati bir rolü olduğunu ifade etti.
Akgül, "Geçen sene bu minvalde "Alimlerimizin Şahsiyeti ve Eğitim Anlayışı" konulu paneller serisi gerçekleştirdik. Bu sene de nasip olursa fikir mevzilerimizi güçlendirme maksadıyla yitik hazinelerimiz olan "İslam Medeniyet Havzalarını" paneller serisi olarak düzenleme düşüncesindeyiz.
Bu ay değerli hocalarımızın sunacağı Hint Havzasının akabinde Mısır Havzası, Kazan Havzası, Bağdat ve Endülüs Havzaları ile ilgili de paneller düzenleme niyetindeyiz. Panelin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkürü borç biliyoruz. Rabbim gecemizi bereketli, birliğimizi daim kılsın" şeklinde konuştu.
Müslümanların geri kalmalarının temel nedenlerinden biri olarak içinde bulundukları durumun müsebbibi olarak sürekli dış faktörlerin gösterilmesi olduğunu ifade eden Araştırmacı- Yazar Yusuf Yavuzyılmaz, Müslümanların neden sömürüye ve sömürülmeye açık olduğuna dikkat çekti.
Salt dış faktör merkezli yaklaşımların sonuç almaktan uzak olduğunu, asıl olanın yenilgiye neden olan iç faktörlerin tespiti olduğunu vurgulayan Araştırmacı Yazar Yavuzyılmaz, "Şeytan bir dış faktördür. Oysa Kur'an iç faktörü belirleyici olarak görüyor. Sürekli her sorunun kaynağında batıyı gören bir anlayış problemlidir. Neden Müslümanlar sömürüye, sömürülmeye açık. Batının oyunlarını bozacak, hesaplarını alt üst edecek olan durum bizim kendi dinamikleri üzerinde mukim olan bir düşünüş ve davranıştır. Bu anlamda havza tecrübesi çok büyük önem arz ediyor. Yüzyıllardır Türkiye'nin komşusu olan Yunanistan'ın bizden etkilenmemesinin temelinde, model şahsiyetler oluşturmada zayıf kalınmasının büyük etkisi var. Model şahsiyetlerin oluşmasında da maneviyatın elzemdir" dedi.
Mevdudi, Muhammed İkbal, Seyyid Ahmed Han ve ile ilgili bazı değerlendirmelerde bulunan Eğitimci Mehmet Suat Dilek, "Evrenin tek yaratıcısı ve tek hakimi Allah olduğuna inanmanın Tevhit inancını açıklamaya yetmez, ayrıca insanın soysal ve siyasal yaşamı üzerinde de tek hakimin Allah olduğuna inanması gerekir. Allah sadece caminin değil aynı zamanda caminin dışında da, ekonominin, siyasetin, sosyal hayatın da Rabbim olduğunu unutmayalım. Muhammed İkbal, Batı'da eğitim almasına rağmen Batının değerlerinden hiç etkilenmedi. Hacdan dönenler İkbal'i ziyarete gelirler, beraberlerinde hacdan bir takım hediye ve eşya getiriler. İkbal onlara der ki, "bu getirdiğiniz takkeler ve tespihler bir gün gelip eskiyecekler. Siz Hz Ebubekir'in sadık ve teslimiyetini, Hz Ömer'in adalet ve cesaretini, Hz Osman'ın edebini ve hayasını, Hz. Ali'nin ilmini ve kahramanlığını getirin ki, bu ümmet tekrardan dirilsin, canlansın ve o eski şahlanmış dönemlerine tekrardan kavuşsun" diyerek dinin asıl manasını anlayan ilk Müslümanların yüce ahlaklarını örmek vermiştir" diye konuştu.
İHA