İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi (İKBU) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bahadır Kaynak, Katar krizinin ortaya çıkmasındaki asıl sebebin terörizm desteği olmadığını, Suudi Arabistan'ın bu sebebi sadece meşrulaştırmak için ileri sunduğunu dile getirdi.
Yrd. Doç. Dr. Bahadır Kaynak, Katar krizinin nedenleri ve sonuçları ile ilgili yapmış olduğu değerlendirmelerde Katar üzerindeki yapılmak istenen baskının altında İran sorunu ve Katar'ın kendi başına izlediği diğer politikaların değiştirilmek istenmesi olduğuna vurgu yaptı. Bahadır Kaynak sebepler arasında gösterilen terörizm açıklamasının yeterli olmadığını dile getirerek, "Terörizm ile ilgili ithamlar, açıkçası bunu meşrulaştırmak adına. Katar'ın DEAŞ'la bağlantısı olduğu söylendiğinde işin içine diğer Körfez ülkeleri de girer çünkü o bölgede tek bağlantısı olan Katar değil. Bu yüzden terörizm ile ilgili suçlamalar çok açıklayıcı değil ama bu ülkelerin Katar'a karşı tutumunu dünya kamuoyu üzerinde meşrulaştırıyor. Trump da bu topun arkasına giriyor" dedi.
"Suudi Arabistan Katar'ı İran konusunda tamamen yanına çekmek istiyor"
Kaynak aynı zamanda Katar üzerinde değiştirilmek istenen diğer politikalar ile ilgili, "Katar ile ilgili genelde rahatsız olunan iki genel konu var. Birincisi, Suudi Arabistan'ın İran karşısındaki durumu ile ilgili Katar'ın yerinin tam olarak belli olmaması. Çünkü İran konusunda en son Trump'ın gezisi sonrasında Suudi Arabistan tarafından pozisyon netleştirildi. İran karşıtı söylemler şiddetlendirildi ve bu konuda Amerikan yönetimini de yanlarına almış durumdalar. Katar da arada bir yerde duruyor. İran'ın yanında değiller aksine İran ile vekâlet savaşlarına girdiler. Yani Suudi Arabistan'la İran arasındaki gerilimde Katar'ın yeri daha belirsizdi. Sanki Katar, İran'a daha yakınmış gibi algılanıyordu. Bu konuda da Suudi Arabistan İran konusunda Katar'ın yerini tam olarak netleştirmesi ve İran'a karşı tavrını ortaya koyması için zorluyor. Gerçi bu da sorgulanması gereken bir durum çünkü Katar zaten İran destekçisi değildi hatta karşı karşıya geldiği durumlar vardı.
Diğer bir konu da Katar'ın Suudi Arabistan'ın tehdit olarak gördüğü Müslüman Kardeşlere ekonomik anlamda destek vermesi. İhvan, Arap Baharı zamanında öne çıkan bir siyasi aktördü. Mısır'da rejim değişikliği oldu, Ortadoğu'da diktatörlükler devrildi, halk tarafından hareketler siyasi iktidara gelecek diye beklerken İhvan öne çıkmıştı ve bunların arkasında da hep Katar'ın adı geçerdi. Fakat bir kırılma oldu ve rüzgâr ters yöne esmeye başladı. Artık siyaseten İhvan'ın daha da geriye itilmesi isteniyordu. Bunun içinde asıl finansör Katar'a bir baskı yapılması söz konusu çünkü Suudi Arabistan hiçbir zaman sevmedi Müslüman Kardeşleri, kendisine de bir tehdit olarak algıladı. Dolaysıyla baskı yaparak arkasındaki desteği çekmesini bekleyebilirler" diye konuştu.
"Filistin zayıflatılmak isteniliyor"
"Diğer bir konu da Filistin'in daha da zayıflatılmak istenmesi" diyen Kaynak, "Bir de bunun Hamas uzantısı var. İsrail çok güçlü bir devlet. Filistin giderek zayıflıyor, arkasındaki destekçileri de zayıflıyor. Hamas da Filistin cephesindeki en şahin grup olarak düşünülebilir. Bu yüzden İsrail, Katar tarafından Hamas'ın desteklenmesini istemiyor" diye yorumlarda bulundu.
"Sonuçlar Türkiye için kötü olacaktır"
Krizin devam etmesi ya da uzaması durumunda Türkiye için kötü sonuçların olduğuna da vurgu yapan Kaynak, "Türkiye açısından önemli sonuçlara neden olabilir. İş uzarsa daha olumsuz noktalara gidebilir. Türkiye'nin Katar ile çok fazla iş bağlantıları var. Katarlılar dünya kadar şirket aldı Türkiye'den. Fakat Katar için yapmış oldukları baskılar Türkiye için de geçerli. Katar ve Türkiye daha kafasına göre politikalar izliyor gibi duruyordu. Eğer Katar bu durumda Suudi Arabistan'ın istediği eksene göre giderse Türkiye'nin elindeki o imkân da azalır" dedi.
"Katar için bu baskılar yeterli olacaktır"
Son olarak da bu konunun çok uzamayacağını çünkü Katar'ın gerek diğer Körfez ülkeleri ve Batı ile çok fazla bağlantısının olduğunu söyleyen Kaynak, "Katar'ın doğalgaz rezervleri konusunda muazzam ihracat potansiyelleri var. 80 milyar dolara yakın ihracat yapıyor. İnanılmaz bir fon ve para birikimi bu. Tabi bu bağlamda da Batı ile olan sağlam bağlantıları var. Katarların doğalgazı önemli, önemli olmaya devam edecek ama bunun doğru amaçlar doğrultusunda kullanılmasını istiyorlar. Önümüzdeki dönemde Katar önemli olmaya ve maddi anlamda güçlü olamaya devam edecek. Fakat ellerinde bulunan fonu ve parayı Batılı ülkeler kendi siyasi hedefleri doğrultusunda kullanılmasını isteyecekler. Kendilerine rakip kullanılmasını istemiyorlar. Katar maddi anlamda güçlü olabilir fakat askeri anlamda o kadar büyük bir güce sahip değil bu anlamda olayların daha da büyümemesi için yapılan baskılar Katar için yeterli olacaktır." diye konuştu.
İHA