Kocaeli'nin İzmit ilçesinde aracı gasp edilerek öldürüldükten sonra ormanlık alana atılan taksi sürücüsü Halil Güney'in veresiye taşıdığı son müşterisi borcunu ödemek için geldiği durakta öldüğünü öğrenince gözyaşlarına boğuldu.
Önceki hafta Kocaeli'nin Derince ilçesi Yörükler Mesire Alanı'nda katledilen taksici Halil Günay'ın parası olmadığı için veresiye taşıdığı kadın yolcu, borcunu ödenek için geldiği taksi durağında sürücünün öldürüldüğünü öğrenince gözyaşları içinde borcunu Güney'in meslektaşlarına teslim etti. Pompalı tüfekle vurularak katledilen ve 41 T 0117 aracı da D-100 üzerinde benzin dökülerek yakılan Güney'in bağlı olduğu Yenidoğan Köprü Taksi Durağı'ndaki meslektaşları da ismini vermek istemeyen kadına teşekkür ederek, faillerin bir an önce yakalanmasını istediler. Durak çalışanlarını temsilen konuşan Durak Başkanı Levent Uzun, olayın taksicilerin kaderi olarak kabul edilemeyeceğini ve yasaların hafif olmasının suçluları teşvik ettiğini dile getirdi. Uzun, bu tarz suçlara bulaşanların daha ağır cezalarla cezalandırılmasının tek çözüm olduğu söyledi.
"Param olmasa da beni evime bırakmıştı"
Ölen taksiciye borcunu getiren ve ismini vermek istemeyen kadın yolcu, "Halil'in arabasına binmiştim. Param yoktu. Beni eve kadar getirir misin, param yok dedim. Tabii abla dedi. En son parası buydu. Hakkını helal eder inşallah. Allah mekanını cennet eylesin. Eşinin de başı sağ olsun. Bizim taksi durağımızın şoförleri altın. Allah'a emanet olsunlar" dedi.
"Dört dörtlük bir insandı"
Ölen Güney ile 12 yıldır birlikte çalıştıklarını söyleyen Levent Uzun ise ölen arkadaşlarından övgü ile bahsederek, "Kardeşimiz Halil alkolü, sigarası bile olmayan namazında dört dörtlük bir insandı. Gerçekten bir kardeş gibiydik burada. Ailelerimizden fazla birbirimizi görüyorduk. Acımız çok büyük. Allah ailesine kolaylık versin. Arkadaşımız o gece nöbetçiydi. Bizde çalışma sistemi olarak gece 12 ile 6 arasında durakta bir kişiyi nöbetçi olarak bırakıyoruz. Bizde sabah saatlerinde geldik. Genelde her sabah halden alışveriş yapan insanları hale taşırız. O sabah hale gidecekler bize şikayette bulundular. Sabaha doğru taksiyi onlarca kez aradık ama cevap veren olmadı diye. Bizde merak ettik. Halil kardeşimizi aramaya başladık. Belki bir yerde telefonu çekmiyordur diye düşünmeye başladık. Saat 07.00 oldu hala ulaşılamıyordu. Bu kez tedirgin olmaya başladık. Çünkü daha önce başımıza bu tip olaylar gelmişti. daha önce böyle 2 can verdik. Sümer karakoluna gittik. Şikayette bulunup durum izahatı yaptık. Ailesinin müracaat etmesi gerektiğini söylediler. Ailesine ulaştık. Kuruçeşme Karakolu'na müracaatta bulundular" diye konuştu.
"Cansız bedenini biz bulduk"
Daha sonra aracın son göründüğü yerde aramaya gittiklerini ifade eden Uzun, "Tenha yerlere geldik. Burada bölünmeye başladık. Biz kötü bir şey olduğunu hissettik burada. Yolda arama yapar iken bir kan izine rastladık. Arından da arkadaşımızın cansız bedeni ile karşılaştık ve memur arkadaşları çağırdık. Orada boş bir tüfek kovanı vardı. Sonradan bize pompalı tarzı bir tüfek tarafından öldürülmüş olabileceği söylendi" şeklinde konuştu.
"Adam öldürenlerin cezaları ağırlaştırılmalı"
Olayın faillerinin bir an önce yakalanmasını beklediklerini söyleyen Levent Uzun, "Biz emniyet güçlerine ve jandarma güçlerine güveniyoruz. Sağ olsunlar çok ilgileniyorlar. Biz bu olaya hiçbir şekilde boşluk verilmesini istemiyoruz. Bu olay ilk değil son da olmayacak. Bizim devletimiz büyük bir devlet fakat kanunlarımız çok zayıf. İnsan öldürüp 10 sene ceza alıp 3 sene yatıp 5 sene sonra dışarı çıkıyorlar. Hap satanlar, ot satanlar dışarıda patır patır geziyor. Bunlar engellenmediği müddetçe bizim arabalarımıza kabin yapılmış, panik butonu yapılmış, kamera takılmış hiçbir şey fayda etmez. Onlar sadece biz öldükten sonra failin bulunması için yardımcı olacak şeyler. Bir sürü mobese var. Bunlar ne işe yarıyor. Burada mobese var çalışmıyor. Biz buradaki mobeseye güvenerek burada ki durak adına tedbir almadık. Durağın içini bile görüyorlar dışarıdan. Altyapı çalışması var diye kamera da arıza varmış o da bize denk geldi" ifadelerini kullandı.
"Bu duraktan 3. kaybımız"
Çalıştıkları durakta cinayete kurban giden meslektaşlarının sayısının 3 olduğunu dile getiren Uzun, sözlerine şöyle devam etti:
"Ama bunu çözümü kesinlikle kanunların değişmesi ve cezai yaptırımların arttırılmasıdır. Daha önce bu durakta 2 mesai arkadaşımız da hunharca katledilmişti. 1998'de burada 19 yaşında bir kardeşimizi kaybettik. Aynı şekil gasp edip hunharca öldürdüler. Bunu akabinde 2001'de Rahşan Affı ile bu vatandaşlar 3 senede dışarı çıktı. Bu insanlar hala sokakta. Nasıl olacak bu işler anlamıyoruz. Bir insan hayatı bu kadar ucuz mu? 1988 senesinde benim kendi öz amcam aynı şekilde gasp edilip öldürüldü. Faili meçhul bir cinayet olarak kaldı. Suçluları bulunmadı. Bu sadece bizim durağımız ile alakalı bir durum değil. 1 ay evvel Çınarlı Taksi Durağı'nda çalışan arkadaşımızı da böyle kaybettik. Ondan önce Yahya Kaptan'da bir arkadaşımızı kaybettik. Bu bir tombala. Geçen akşamki olay arkadaşımıza denk geldi. Bize de denk gelebilirdi. Kelle koltukta ekmek parası kazanıyoruz."
"Bu bizim kaderimiz olmamalı"
"Zannedersem 2-3 gün içerisinde zanlıları yakalarlar diye düşünüyorum. Eğer bu failler yakalanmazsa İzmit'te komple ticari taksiler olarak eylem yapacağız. Bu eylemi de orada kesmeyip kendi durağımıza taşıyacağız. Durak olarak da 5 araç eylemimize devam edeceğiz. Birileri bizim sesimizi duyana kadar bu işin peşini bırakmayacağız. Bu iş takdir-i ilahi değil. Kader değil bu. Bizim kaderimizin bu olmaması lazım."
İHA