Düzce Üniversitesi Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Tiyatro Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Fatma Keçeli, Sırbistan'ın Kragujevac şehrinde düzenlenen 19. Uluslararası Kukla Tiyatrosu Festivali'ne Jüri Başkanı olarak ülkemizi ve Düzce Üniversitesi'ni başarıyla temsil etti.
Çeşitli uluslararası festivallerde de jüri üyeliği görevi üstlenen Yrd. Doç. Dr. Fatma Keçeli, jüri başkanı olarak görev yaptığı 19. Uluslararası Kukla Tiyatrosu Festivali ve genel olarak da çocuk tiyatrosuna ilişkin görüşlerini paylaştı.
Balkan ülkelerinde köklü bir kukla tiyatrosu geleneği olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Keçeli, uluslararası festivallerde bir ön elemenin ardından sahnelenecek oyunların seçilmesiyle, çocuk seyircilerin belli bir eşiğin üstünde oyunları izleme fırsatı yakalıyor olmasını, çocuk ve kukla tiyatrosunun gelişimi ve özellikle "çocuk tiyatrosu" algısının değişimi açısından oldukça kıymetli bulduğunu ifade etti.
Normal şartlarda, tiyatro festivallerinde jüri başkanlığı görevinin yönetmenlere verildiğini dile getiren Yrd. Doç. Dr. Fatma Keçeli, bir ekip işi olan tiyatroda, oyuncuların, dramaturgların, sahne tasarımcılarının, kimi zaman daha ikincil konumda algılandıklarını ve genellikle jüri başkanlığında değil, jüri üyeliğinde yer aldıklarını söyledi. Keçeli, "Festivalin sanat yönetmenleri bu yıl, çocuk tiyatrosuna ilişkin yaşanan en büyük sıkıntıyı, oyun metni olarak tanımladıkları için, bir dramaturgun yani metin üzerine çalışan bir kişinin, jüri başkanı olmasına karar verdiler" şeklinde konuştu.
Düzce Üniversitesi öğretim üyesi; çocuk oyunlarında genellikle nasıl anlatılacağına odaklanılıp, neyin-neden anlatılacağı soruları üzerine yeterince düşünülmediği, teknik ve estetik olarak yetkin performansların öykülerinin bile kimi zaman çok zayıf kaldığının fark edilmesi sebepleriyle bu değişimi olumlu bulduğunu ifade etti. Keçeci sözlerine şöyle devam etti: "Tabi ki bir dramaturg olarak bu yapısal değişimi olumlu buluyorum. Her ne kadar tiyatronun bir ekip işi olduğuna; oyuncunun, tasarımcının, yönetmenin ve dramaturgun bu ekibin eşit oranda kıymetli birer parçası olduğuna; aralarında bir önem hiyerarşisi kurulamayacağına inansam da, bugüne kadar yeterince önemsenmeyen bir takım oyuncusunun işlevi üzerine düşünülmüş olması, bizim açımızdan sevindirici bir durum kuşkusuz" ifadelerini kullandı.
Festivalde oyunlar değerlendirilirken yaşadığı izlenimleri de paylaşan Yrd. Doç. Dr. Keçeli, bu değişimle birlikte; festival oyunlarının metin düzeyinde oldukça derinlikli ve verimli bir şekilde tartışılmış olduğunu da vurguladı. Çocukların, yetişkin insanların birer minyatürü olmadığını, ekonomik ve sosyal koşullardan etkilenen, kendine özgü gelişimi olan, ayrı birer duygusal ve zihinsel kategori olduklarını hatırlatan Keçeli, metinlerin; çocukların bu biricikliğini, kendine özgülüğünü gözetip gözetmedikleri konusunu da değerlendirdiklerini ifade etti.
"Tiyatro oyunlarında çocuk, yeterince ciddiye alınıyor mu, alınmıyor mu?" sorusunun tartışılmaya başlandığına işaret eden Yrd. Doç. Dr. Fatma Keçeli, "Çocuk tiyatrosu; çocuğun içinde doğduğu verili dünyayı, rolleri sorgulaması, kendini gerçekleştirmesi ve özgürleşmesi için eğlenceli bir yol arkadaşı olmalı. Elinden tutup, didaktik bir şekilde nereye gitmesi gerektiğini söylemek yerine ki; bu en kolayıdır. Sadece yanında yer alıp, farklı bir sürü yolun olduğunu hatırlatan, korkuları ve zaafları ile yüzleşmesini sağlayan ve bu sancılı büyüme yolculuğunda da, ona eşlik ederek güçlendiren bir yol arkadaşı Umuyorum ülkemizde ve dünyada çocuklara, büyürken eşlik edebilecek eleştirel, yaratıcı ve eğlenceli yönü güçlü, çocuk tiyatrosu örnekleri artmaya devam eder. Uluslararası festivalleri, çocuk tiyatrosuyla ilgili algıyı kökten değiştirdiği, eşiği oldukça yükselttiği için çok önemsiyorum ve bu festivallerden ben de çok şey öğrenerek dönüyorum" diyerek sözlerini sonlandırdı.
İHA