CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Hak arayan iki genç arkadaşımız açlık grevi yapıyorlar. İşimi geri istiyorum diyorlar buna bile tahammül edemiyorlar. Neden? 20 Temmuz darbesi nedeniyle. Sonunda ne oldu? Alıp hapse attılar. Şimdi AİHM'e seslenmek istiyorum sizde de vicdan, hukuk bilinci var mı acaba? O insanlar öldükten sonra mı karar vereceksiniz?" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmasında, Batman'ın Kozluk ilçesinde meydana gelen terör saldırısında şehit olan öğretmen Şenay Aybüke Yılmaz'ı anarak, "Terörün ne kadar acımasız olduğunu, insanlık düşmanı bir olay olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Bu tür dramların yaşanmasını istemiyoruz. Bizim huzura, birlikte yaşamaya ihtiyacımız var. Bizim uygarca tartışmaya ihtiyacımız var. Bizim gerginliklerden uzak durmaya ihtiyacımız var. Her seferinde bunu söyledim. Her seferinde terörün bir insanlık suçu olduğunu, teröre karşı amasız, fakatsız, lakinsiz hiçbir gerekçe üretmeden hepimizin karşı çıkması gerektiğini söyledim. Dilimde tüy bitse de ben bunu söylemeye devam edeceğim. Ta ki Aybükeler rahatlıkla Anadolu'nun her tarafında öğretmenlik yapıncaya kadar. Askerlerimiz güvenlik içinde görevlerini yapıncaya kadar. Bütün bunları hep dile getireceğiz. Terör bir insanlık suçudur, teröre karşı durmakta hepimizin ortak görevidir" diye konuştu.
"Terörü önlemek akıl işidir"
Siyasette hoşlanmadığı şeylerden birisinin halka doğruları söylememek olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Referandum sırasında ne dediler, "evet oyu verin terörü bitecek'. Çıktılar televizyonlarda sabah, öğle, akşam bu propagandaları yaptılar. Referandum bitti terör başladı. Merak ediyorum terörün devam edeceğini niçin halktan gizliyorlar. 15 yıldır iktidar olanlar terörü zaten bitiremeyeceklerdi. Teröre destek verenler terörü bitirir mi? Terörü önlemek akıl işidir akıl. Lafla terör önlenmez. Terörü önlemek akıl işidir ve bunlarda da olmayan şey akıl. Vatandaşın şimdi soru sorma zamanıdır. Siz "evet oyu kullanın terör bitecek" demiştiniz. Terör niye bitmedi? Hayır oyunu kullananlar terörün bitmeyeceğini de biliyorlardı. Benim sözüm evet oyunu kullananlara; şimdi sizin elinizi vicdanınıza koyup bu soruyu iktidar sahiplerine sormanız lazım. Evet, oyu kullandık bu terör belası nedir? Niye engellenmiyor?" ifadelerini kullandı.
"Siz zeytinden ne istiyorsunuz?"
Zeytinlik alan tartışmasıyla ilgili ise Kılıçdaroğlu, "Siz zeytinden ne istiyorsunuz? Anadolu'nun, bütün insanların gurur duyması gereken bir ağaçtır zeytin. Şimdi biz 1939 yılında korunan zeytini 2017'de "nasıl yok edeceğiz" arayışı içindeyiz. Eğer bu ülkenin duyarlı insanları, kadınları, çiftçileri varsa zeytini yok ettirmeyeceğiz. Öyle bir tasarı getirmişler ki adı üretim reformu. Zeytini kesme değil, üretim reformu neyin üretimini yapıyorsun ağacı katlediyorsun" değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"15 Temmuz Darbe Girişimi Komisyonunda görevli dört arkadaşım hazırladıkları şerhi, muhalefet şerhini kamuoyuyla paylaştılar. Bu şerh başlı başına bir rapordur ve 15 Temmuz olayının bilinen bütün ayrıntıları burada yer almıştır. Ayrıca bu rapora girmeyen ama CHP'li milletvekilleri tarafından Cumhuriyet Savcılığına verilen özel dosyalarda vardır. Orada da FETÖ terör örgütünün ordu içinde nasıl yapılandırıldığı bütün ayrıntılarıyla vardır. Ama bu rapora o girmedi. Hayatını kaybeden 249 şehidin yakınlarına sesleniyorum. Bu darbenin bütün ayrıntıları ile ortaya çıkmamasını öngören, savunan, elinden gelen her şeyi yapan Adalet ve Kalkınma Partisi'ne hala güvenecek misiniz? Bir musibet bin nasihatten evladır. Komisyonun başına FETÖ terör örgütünü öven adamı getirdiler. Zaten baştan bu komisyondan bir şey çıkmayacağı belliydi. Eski Genelkurmay Başkanları geliyor, MİT Müsteşarları geliyor yenileri gelmiyor, görevdekiler gelmiyor. Gelmek istiyorlar hükümet izin vermiyor? Niçin açığı ortaya çıkacak. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını destekliyoruz, teröre de darbeye de karşıyız. Savcıların iddianamelerine müdahale ediyorlar. Biz gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyoruz. En başından beri söyledik, bu davalar mahkemelerde görüşülürken canlı yayınlansın. Vatandaşlar görsünler."
"Darbe yapılacağı biliniyordu, önlenmedi ama bu darbe girişiminden fırsat çıkardılar. 20 Temmuz'da başka bir darbe yaptılar" diyen Kılıçdaroğlu, "17-25 Aralık o da bir darbe girişimiydi diyorlar. Madem siz bunu milat alıyorsunuz neden 17-25 sürecinde gazeteci Sayın Fehmi Koru'yu Pensilvanya'ya gönderdiniz? Biz elini eteğini öpüyoruz Sayın Fehmi Koru arzu edersen sana Başbakankanlığın Cumhurbaşkanlığın uçağını da tahsis ederiz sen git aramızı düzelt. Bir ipte iki cambaz oynamaz. Bir ipte iki cambaz vardı ve anlaşamadılar. Bu darbenin siyasi ayağı yok mu? Baklavacı, çikolatacı, esnaf, sanayici, hakim, savcı, öğretmen, öğrenci buldunuz ama siyasetçi yok. Yok mu? Elbette var. Kim? Onlar iktidar sahipleri. 20 Temmuz'u bir darbe sürecinin başlangıcı olarak kabul ediyoruz. Bu OHAL kararnameleri sadece ve sadece darbe girişimini bitirmek, bu süreci sorgulamak için mi çıkıyor? Hayır" açıklamasında bulundu.
"Parası olan, dayısı olan serbest bırakılıyor"
Türkiye'nin KHK'larla yönetilmeye başlanmasına Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) yol açtığını savunan Kılıçdaroğlu, "Buradan AYM üyelerine seslenmek istiyorum, önünüzde yüzlerce dosya var gazetecilerin dosyası var niye karar vermiyorsunuz? Talimat gelmesi mi lazım karar vermeniz için, gözünüzü niye saraya diktiniz oradan talimat bekliyorsanız siz yargıç değilsiniz adalet dağıtamazsınız. 150'nin üstünde gazeteci hapiste. Damatlar serbest bırakılıyor. Parası olan, dayısı olan serbest bırakılıyor. Gariban olan içeride kalıyor. Kadri Gürsel'in evi yok mu, Murat Sabuncu'nun yok mu var. Altan kardeşlerin, Nazlı Ilıcak'ın, Ahmet Şık'ın yok mu, evleri yerleri yurtları var. Onlar niye serbest bırakılmıyor? Çünkü kayınpederleri kayınpeder değil. Dayıları, paraları yok. Parası olanın kayınpederi olanın serbest bırakıldığı bir ortamda adaleti sağlayamazsınız. 18 Temmuz 2016 Adil Öksüz de serbest bırakıldı onun dayısı kayınpederi kim yeteri kadar bilmiyoruz ama onun da kuvvetli bir dayısı var" şeklinde konuştu.
"AİHM'e seslenmek istiyorum sizde de vicdan, hukuk bilinci var mı acaba?"
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Avrupa İnsan Hakları karar vermiş, bir komisyon kuruldu o komisyondan geçtikten sonra dilekçeler bize gelecek. Siz Türkiye'de ne olup bittiğini bilmiyor musunuz? Hangi adaletten söz ediyorsunuz, hangi komisyondan söz ediyorsunuz? Şu anda Türkiye'de yargı resmen iktidarın tetikçiliğini yapıyor. AİHM bu konuma düşmemeli. Eğer bu konuma düşerse o kurum da saygınlığını yitirir. Yüksek Seçim Kurulundaki (YSK) bir çetenin öngörüsüyle gayrimeşru bir anayasayı dayattılar. Bu anayasa yürürlükte olabilir ama meşru değildir. Üniversitelerde de kıyımlar yapılıyor. Hak arayan iki genç arkadaşımız açlık grevi yapıyorlar. İşimi geri istiyorum diyorlar buna bile tahammül edemiyorlar. Neden? 20 Temmuz darbesi nedeniyle. Sonunda ne oldu? Alıp hapse attılar. Şimdi AİHM'e seslenmek istiyorum sizde de vicdan, hukuk bilinci var mı acaba? O insanlar öldükten sonra mı karar vereceksiniz?"
"Senin tek bayrak tek millet tek devlet bunlardan rahatsız değilim ben yalan söylemenden rahatsızım"
Geçen hafta Katar konusunda bir konuşma yaptığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Türkiye bu kavganın tarafı olmamalıdır. Taraf olursa sorunun bir parçası olur ama taraf olmazsa o zaman çözümün ana aktörü olur" dedim. İhvan'ın simgesini kullanmaktan vazgeç dedik. 7 Haziran Erdoğan konuşuyor, "İhvan işaretinin içinde ne var, tek millet, tek vatan, tek bayrak, tek devlet var" diyor. Hakaret etmek aslında zavallılık işidir. Haklıysanız zaten hakaret etmenize gerek yok. Ama haksızsanız hakaret ederek acaba ben haksızlığımı kanıtlayabilir miyim? Kanıtlayamazsın. Senin tek bayrak tek millet tek devlet bunlardan rahatsız değilim ben yalan söylemenden rahatsızım. O koltukta oturan birisi yalan söylememeli. 3 Kasım 2013 Kızılcahamam'da AK Parti kamp yapıyor. Şöyle söylüyor Erdoğan, "Rabia işareti dünyanın her yerinde zulme baskıya yeter işaretidir" diyor. Şimdi inkar ediyor. Sen ne biçim adamsın kardeşim. Bir söylediğini ertesi gün yalanlıyorsun sonra da kalkıyorsun bunu hatırlatan adama her türlü hareketi yapıyorsun" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bir dönem "Gazze'ye gideceğim" dedi. "Gazzeye gidersen alnından öperim seni" dedim. "Ben senin dudaklarınla alnımı kirletmem" dedi. Sen git o zaman. Gidemedi. 8 Şubat 2017 "Rakka'ya gideceğiz" diyor. Ben de defalarca dedim buyur git. Ordu emrinde "beyler yürüyün Rakka'ya dersin hatta Bilal Bey'i de en öne koyarsın elinde bayrakla, okla gidersiniz Rakka'ya. İşine geldiği zaman bir konuşmamı alıyor ona cevap veriyor. Ama ben ısrarla bir soruyu soruyorum ve onun cevabını bekliyorum. Ramazan ayında, bu mübarek ayda soruyorum Sayın Erdoğan senin için namus ve şeref kavramı ne anlama geliyor? Namus ve şeref kavramının bu topraklar için ne kadar değerli olduğunu biliyorum. Ben sana 80 milyon adına soruyorum, namus ve şeref kavramı senin için ne anlama geliyor?
Sarp Kuray CHP'ye katıldı
Öte yandan, 16 Haziran örgütünü kurduğu iddiasıyla 7 yıl 8 ay hapis yatan Sarp Kuray, CHP'ye katıldı. Kuray ve arkadaşlarına parti rozetlerini CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu taktı. Ayvalık, Edremit, Erdek Belediye Başkanları, Ayvalık Edremit İlçe Başkanları ve Balıkesir Milletvekilleri grup toplantısına getirdikleri zeytin fidelerini de Kılıçdaroğlu'na takdim etti.
İHA