Kireçlenmenin vücutta sıklıkla diz, kalça, el ve omurgadaki eklemlerde görüldüğünü belirten Acıbadem Eskişehir Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Recep Kurnaz, rahatsızlığın geri dönüşü olmasa da erken fark edildiğinde hafifletilebileceğini vurguluyor.
Halk arasında "kireçlenme" olarak bilinen osteoartrit, iskelet sistemimizdeki eklemleri oluşturan kıkırdak yapıların zamanla hasara uğraması sonucu meydana geliyor. Normalde kıkırdak, sürtünmenin az olduğu kaygan ve pürüzsüz bir dokuyken, osteoartrit (kireçlenme) eklem yüzlerindeki kıkırdağın giderek kötüleşmesine ve pürüzlü hale gelmesine yol açıyor. Aktif bir hayat sürmek, ideal kiloyu korumak ve diğer tedaviler rahatsızlığın ilerlemesini yavaşlatarak, ağrıların azalmasında ve eklem fonksiyonlarının artırılmasında yardımcı oluyor.
Belirtileri genellikle yavaş gelişen ve zamanla kötüleşen kireçlenme, eklemlerde ağrı ve hassaslığa, sertliğe, esneklik kaybına, çıtırtı tarzında seslere ve kemik çıkıntılarına neden olabiliyor. Kişilerin özellikle merdiven inip çıkarken ve çömelirken olan diz ağrılarından yakındıklarını söyleyen Dr. Recep Kurnaz,eğer geçmeyen eklem ağrısı veya sertliği varsa, vakit kaybetmeden bir ortopedi uzmanına başvurulmasını öğütlüyor.
Kadınlarda daha sık rastlanıyor
Rahatsızlığa yakalanma riskinin ilerleyen 50'li yaşlarla birlikte arttığını ifade eden Dr. Recep Kurnaz,"Bazı insanlarda kalıtımsal olarak, bazı insanlarda da doğumsal deformite kusurları sebebi ile osteoartrit oluşma ihtimali var. Ayrıca sebebi bilinmese de kadınlarda daha sık görülüyor."Dr. Recep Kurnaz,artan vücut ağırlığının da kalça ve diz gibi ağırlık taşıyan eklemlerin üzerinde stres yaratarak çeşitli yollarla osteoartrite katkıda bulunduğunu ekliyor. Spor yaparken veya geçmişte herhangi bir kaza nedeniyle ekleme gelen travmalar sonrası ya da bir eklem üzerine baskı yapan mesleklerde osteoartrit gelişebiliyor.
Egzersiz ve kilo kontrolü gerekiyor
Osteoartrit zamanla kötüleşen dejeneratif bir sağlık sorunu olmasına rağmen, belirtileri yaşam tarzındaki etkili değişiklikler, tedaviler, ilaçlar ve cerrahi yöntemler ile iyileştirilebiliyor. Osteoartrit tedavisinde en önemli iki şeyi;egzersiz yapmak ve sağlıklı bir kiloda olmak şeklindeaçıklayan Dr. Recep Kurnaz, bazı anti-inflamatuar ve kronik ağrıların tedavisinde kullanılan ilaçlarında rahatsızlığa bağlı şikayetleri azaltabileceğini kaydediyor. Eklem çevresindeki kasları güçlendirmek için yapılacak egzersizleri içeren fizik tedavi protokolleri kadar yüzme ya da yürüyüş gibi düzenli yapılan hafif aktiviteler de ağrının azalmasında ve eklem hareketlerinin artmasında etkili olabiliyor.
Cerrahi işleme başvurulabiliyor
Eğer tüm bunlardan fayda görülmezse, en son enjeksiyon ve cerrahi yöntemler tercih edilebiliyor. Dr. Recep Kurnaz, eklem ağrılarını azaltmada "kortikosteroid enjeksiyonları'nın yılda 3-4 kez ile yapılabileceğini söyleyerek devam ediyor:
"Fazla dozda yapılması halinde ilaç, eklem hasarını daha da kötü hale getirebilir. Hyaluronik asit, normal eklem sıvısında bulunan bir bileşen ile benzer özellikte olduğu için dizde ağrı kesici etkiye sahip. Bu enjeksiyonlar oluşmuş kıkırdak hasarını geriye çevirmez. Ancak, daha sonrasında oluşacak hasarın yavaşlamasına katkısı oluyor."
Bunların dışında diğer bir tedavi yöntemi ise, protez olarak bilinen eklem replasmanı ameliyatı. Bu ameliyatlarda hasar gören kıkırdak düzgün kesiler ile alınarak, yerlerine vücuda uygun özel olarak üretilen implantlar yerleştiriliyor. Bu sayede kişiler eklem ağrılarından kurtularak günlük aktivitelerini rahatlıkla yapabiliyor.
İHA