Koru Ankara Hastanesi Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Vasıf Akın Uysal, "Myelodisplastik sendromlu hastalar, hastalığın alt gruplarına, morfolojik-sitogenetik anomalilere, moleküler mutasyonlara, hastaların yaşlarına ve birlikte olan hastalıklara bağlı olarak çok farklı yaşamlar sürebilirler" dedi.
Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Vasıf Akın Uysal myelodisplastik sendromun ne olduğunu anlattı. Kansızlık, kanamalar ve enfeksiyonlarla ortaya çıkabilen, sıklıkla orta - ileri yaşlarda görülebilen bir sendrom olduğunu belirten Prof. Dr. Vasıf Akın Uysal, hastalığın erkeklerde kadınlara göre daha sık görüldüğünü ayrıca çocuklarda da tanımlandığını söyledi.
Prof. Dr. Vasıf Akın Uysal, "Günümüzde insan ömrünün uzaması, radyoterapi, kemoterapi, kimyasallarla artan temas sonucunda sendromun görülme sıklığı ne yazık ki giderek artmaktadır. Sendromun içeriğinde refrakter kansızlıktan, akut lösemiye kadar giden bir grup hastalık bulunmaktadır. Yirminci yüzyılın başlarından itibaren ayrı ayrı refrakter anemi, ring sideroblastik anemi, prelösemi, kronik myelomonositik lösemi olarak tanımlanan bu hastalıklar, seksenli yılların başlarından itibaren yapılan sınıflandırmalarla myelodisplastik sendrom başlığı altında toplanmışlardır" dedi.
Bu hastalık grubunda sadece alyuvarların azlığı ile birlikte olan dirençli anemiler ile akut ve kronik lösemilerinde bulunduğunu vurgulayan Uysal, "Bu nedenle myelodisplastik sendromlu hastalar; hastalığın alt gruplarına, morfolojik - sitogenetik anomalilere, moleküler mutasyonlara, hastaların yaşlarına ve birlikte olan hastalıklara bağlı olarak çok farklı yaşamlar sürebilirler" diye konuştu.
Prof. Dr. Vasıf Akın Uysal Hastalığın tanı ve ayırıcı tanısında, çevresel kandaki sitopeni, bisitopeni ya da pansitopeni sıklıkla myelodisplastik değişikler içeren, hücrelerden zengin , daha seyrek olarak da hücrelerden fakir kemik iliği bulguları, bazı alt gruplarda dalak büyüklüğünün varlığı, mutasyonlar, sitogenetik anomalilerin yardımcı olduğunu da belirtti.
Hastalarda, MDS'nin alt gruplarının özelliklerine bağlı olarak önemli ölçülerde değişmek üzere, hastalığa yönelik spesifik ve destek tedavilerden söz edebilineceğini ifade eden Uysal , "Spesifik yani doğrudan hastalığa yönelik tedaviler; Sitozin arabinozid, antrasiklinler, azasitidin, desitabin, topotekan, isotretinoin, lenalidomid, arsenik trioksit...gibi ilaçların kullanımları. MDS'li hastalarda allojenik kök hücre transplantasyonu da önemli bir tedavi seçeneği olarak dikkate alınmalıdır. Hastanın yaşı, uygun vericiler ( akraba - akraba dışı ) , hastalığın alt grupları ve birlikte olan hastalıklar gibi faktörler bu tedavi seçeneğinin uygulanmasını ve başarılarını önemli ölçüde etkiler" diye anlattı.
Prof. Dr. Vasıf Akın Uysal destek tedavileri ise şöyle sıraladı:
"Eritrosit ve trombosit transfüzyonları, büyüme faktörleri , eritropoietin , demir bağlayıcı ajanlar hastalığın alt tiplerine bağlı olarak hastalar uygulanabilir. Hastaların izolasyonu, ağız bakımları, enfeksiyonlara karşı değişik antibiyotik, antifungal ve antiviral ilaçların kullanımı tedavilerdeki diğer yaklaşımlardır".
İHA