Mersinli çiftçi Çetin Can'ın tarlası, 5 yıl önce çektiği tarım kredisini ödeyemediği için banka tarafından satışa çıkarıldı. Aldığı 630 bin lira kredi, faizlerle birlikte 1 milyon 200 bin liraya çıkan Çiftçi Can, bugün Mersin 3. İcra Müdürlüğünde satışa çıkarılan tarlasını kurtarabilmek için 1 Mart 2017 tarihinde borcu ödeyeceğine dair taahhüdün altına imza attı.
Çiftçi Çetin Can, 12 yıl önce bankadan kredi çekerek, Mersin'in merkez Akdeniz ilçesi Adanalıoğlu Mahallesi'ndeki 28 dekar arazisinde sera kurdu. Ancak, yaşanan dolu afeti nedeniyle serası kullanılamaz hale gelen Can, yeniden kredi çekmek zorunda kaldı. 2011 yılında bir kamu bankasından yeniden 630 bin lira kredi çeken Can, yaşanan afetler ve ürünlerin para etmemesi nedeniyle bu kredinin de tamamını süresinde ödeyemeyince bir borç sarmalına girdi. Bugüne kadar 390 bin lira ödediği halde borcu faizleriyle birlikte 1 milyon 200 bin liraya ulaşan çiftçi Can icralık oldu.
Çiftçi Can'ın tarlası 3. İcra Müdürlüğünde 700 bin liradan satışa çıkarıldı
Can'ın tarlası, bugün Mersin Adliyesi içindeki 3. İcra Müdürlüğünde satışa çıkarıldı. Krediyi çektiği eşi Betül Can ile birlikte icra müdürlüğüne gelen Can'ı, Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel ve çiftçi arkadaşları da yalnız bırakmadı. İcra müdürlüğü yetkilileri ve bankanın avukatı ile yaptığı görüşmeler sonucunda, borcunu 20 gün içinde ödemesi halinde satışın durdurulacağı belirtilen Can, tarlasını kurtarabilmek için eşi Betül Can ile birlikte taahhüdün altına imza attı. Can'ın tarlasının satışı, bu taahhütle 1 Mart 2017 tarihine kadar durduruldu.
İcra müdürlüğünden çıkışında adliye önünde gazetecilere açıklama yapan Can, 2011 yılında bir kamu bankasından iki yıl ödemesiz kredi çektiğini, ancak üst üste yaşanan afetler nedeniyle 2013 yılında ödemesi gereken borcunu zamanında ödeyemediğini söyledi. Bankanın borcunu yapılandırdığını ve o dönemde 120 bin lira yatırdığını anlatan Can, "Yine taksit geldi, afetler ve ürün fiyatlarının düşük olması nedeniyle yine ödeyemedim. Benden 70 bin lira daha istediler. O parayı ödedim. Ancak, daha sonra bir kez daha istedikleri parayı bulamadım ve beni icra takibine verdiler. İcra takibi en son arazimin satışına karar verdi. İlk satışı durdurabilmek için 200 bin lira para bulup o satışı engelleyebildim. Aradan bir müddet geçtikten sonra yine afetlere maruz kaldık, yine ürünlerden para kazanamadık. Bu defa arazimi bir kez daha satışa çıkardılar. Bankadan 630 bin lira aldığım krediye toplamda 390 bin lira yatırdığım halde 4-5 ay önce yine karşıma 1 milyon 200 bin liraya yakın borç çıkardılar. Şimdikinden nasıl kurtulacağımı bilmiyorum" dedi.
"Arazimin değeri 1 milyon 800 bin lira ama icrada 700 bin liradan satışa çıkardılar"
Arazisinin bugünkü değerinin 1 milyon 800 bin lirayı bulduğunu, ancak icra sürecinde eksperlerin 1 milyon 400 bin lira değer biçtiklerini belirten Can, tarlasının icra müdürlüğünde 700 bin liradan satışa çıkarıldığını söyledi. Can, "Ben arazimin boşu boşuna bir fiyatla gitmemesi için canım pahasına da olsa imza attı. 20 gün sonrasını ben göremiyorum. Sadece satışı durdurabilmek için eşimle beraber hapse gireceğimi de bilsem satışı 20 gün öteledim. Ama 20 gün sonra ne olur ne olmaz onu bilemiyorum. Bu parayı 20 gün içinde bulma konusunda endişeliyim. Bizim tek günahımız üretim yapmak, halk için çalışmak. Biz arazilerimizi 12 yıl önce sera kurmayıp da boş bıraksaydık, arazilerimiz şimdi borçsuz olarak elimizde kalırdı" diye konuştu.
Oldukça üzgün olduğu gözlenen ve krediyi eşi ile birlikte çeken Betül Can da, "En acı şey, söz verip de sözümüzde duramamamız. Taahhüt veriyoruz ama sözümüzde duramıyoruz. Elimiz kolumuz bağlı. Alacaklı haklı ama biz haksızız. Çiftçi olarak hepimiz haksızız. Bizim günahımız çalışıp da kazanmamak. Emeğimiz, stresimiz hep boş. Şimdi 20 gün sonrası için 1 milyon 200 bin lirayı ödeyeceğimize dair imza attık ama nasıl yapacağız bilemiyoruz" şeklinde konuştu.
Gökçel: "Çiftçilerin en kara günlerinden birini yaşıyoruz"
"Bugün burada çiftçilerin en kara günlerinden bir tanesini yaşıyoruz" diyen Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel ise bugün yaşanan olayın aslında Mersin çiftçisinin genelini ilgilendirdiğini vurguladı. Gökçel, "Bugün burada, çiftçimiz Çetin ağabeyimiz, eşi ve bir yakınının çektiği kredi borcunu ödeyemedikleri için icra müdürlüğüne geldik. Çiftçimiz 12 yıl önce Adanalıoğlu'nda 28 dekar arazide kredi alarak bir sera inşa etti. Seranın örtüsünü de krediyle aldı. Maalesef seranın örtüsü çekildikten bir müddet sonra dolu afetine maruz kaldı çiftçimiz. Bütün sera örtüsü kullanılamaz hale geldi. Tekrar o örtüyü almak için başka kredi bulmak zorunda kaldı ve borçlanarak tekrar örtüyü çekti, içine fide ekerek sebze üretimine devam etti" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'deki çiftçilerin tamamına yakını borç batağı içerisinde"
Basın aracılığıyla sürekli yetkililerin dikkatini çektiklerini ve ürün fiyatlarının üretim maliyetlerinin altında kalması, doğal afetler nedeniyle çiftçilerin artık üretim yapacak durumda olmadıklarını söylediklerini dile getiren Gökçel, şöyle devam etti:
"Çiftçilerimizin bu durumdan kurtulabilmeleri için devletimizin tekrar bir borç affını gündeme getirmesi, üreticilerimizin üretimde durabilmeleri için yeniden onlara bir can suyu verebilmesi gerektiğini defalarca yetkililere ilettik. Ama maalesef bugüne kadar özellikle son yıllarda Mersin'de yaşanan ve son günlerde oluşan afetlere rağmen bu konuyla ilgili herhangi bir gelişme olmadı. Bugün Çetin ağabeyin arazisiyle alakalı satış, Çetin ağabeyin 20 gün sonra ödeyebileceğini taahhüt ederek engellenen, ertelenen bir satış oldu. Ama 20 gün sonra bu arazinin nasıl, ne halde olacağını ne biz bilebiliyoruz ne Çetin abi bilebiliyor. Yetkilileri bir kez daha uyarmak istiyorum, sadece Çetin ağabey ve eşi değil, Türkiye'de üretim yapan çiftçilerin tamamına yakını borç batağı içerisinde, borçlarını çeviremiyor. Türkiye'de çiftçilerin 75-80 milyar dolar borcu var. Bunun mutlaka bir af kapsamına ya da üretimde tutulabilecek ekonomik yapılanmaya ihtiyaçları var."
İHA