Latin Amerika ülkelerine yönelik çikolata ve şekerleme ihracatında son yıllarda artış yaşandı.
İstanbul Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete, bugüne kadar katıldıkları fuarların ihracatın artmasına önemli bir katkı sağladığını gözlemlediklerini söyledi.
İhracatçıların katıldığı yurt dışı fuarların etkilerini yavaş yavaş görmeye başladıklarını kaydeden Mete, "Örneğin şekerlemede Arjantin büyük bir artış sağladı. 2016'da bu ülkeye ihracatımız 470 bin dolarken, 2017'de 2 milyon 39 bin dolara çıktı. Arjantin'e iyi bir alım heyeti yaptık daha sonra Arjantin'e olan ihracatımız inanılmaz arttı. Japonya 862 bin dolarken 2.5 milyon dolara çıktı. Kolombiya 1.3 milyon dolardan 3.3'e çıktı. Gana 1.2 iken 3'e çıktı. İnanılmaz artışlar var. Belirlediğimiz hedef ülkelerden sonuçları almaya başladık. Şekerleme Tanıtım Grubu bizim için bütçesel anlamda da, hareket kabiliyeti anlamında da çok önemliydi. Hububat Birliği olarak bütçemiz dar, birçok giderimiz var. Birçok fuar var, bu bütçelerle bunları gerçekleştirmek zor. Tanıtım gruplarının kapatılması bizim fuar yapma olanağımızı azalttı. Tanıtım grupları ile ilgili bizim görüşümüz de alınmalıydı. Tanıtım gruplarının kapatılmasıyla bütçe sıkıntıları oluşmaya başladı ve fuarlara engel oluyor. Devlet desteği alabilirsek birçok fuara gitmek istiyoruz. Birliklerin yeniden yapılanması, tanıtım gruplarının nezdinde çikolata, şekerleme, unlu mamuller ve bakliyat gibi ayrıştırılırsa o zaman Türkiye Çikolata Şekerleme İhracatçıları Birliği olarak gidebiliriz" diye konuştu.
Zekeriya Mete, son yıllarda ihracatta gelişme olmamasını da, bürokratların ilgisizliğine bağladı. Mete, ihracatın artmamasının, bürokratların özel sektörün taleplerini ve özellikle İhracatçı Birlikleri'nin görüşlerini dikkate almamasından kaynaklandığını dile getirdi.
Geçen sene tanıtım grupları ile yaklaşık 30-40 arası etkinliğe katıldıklarına dikkat çeken Zekeriya Mete, şunları söyledi: "Stand açamıyorsak bile alım heyetleri gerçekleştiriyorduk. Birliklerin bütçeleriyle bir şey yapmak mümkün değil. Bir etkinliğin maliyeti 50-60 bin dolar. 10 fuara gidilse 600 bin dolar gibi bir bütçe ile karşılaşıyorsunuz. Alım heyetlerine elimizden geldiğince devam etmeye çalışacağız. Eskiden fuar alanına küçük firmaları götürüp müşterileri ile buluşma imkânı sağlıyorduk fakat şu an Ur-Ge projelerini kaldırdılar. Faaliyetlerinde farklılık yaptılar. Yani Ur-Ge ile fuar alanına gidilmesinin önünü kestiler. Büyük firmaları 10 metrekarelik standa sığdıramazsınız ama küçük firmalarla bunu gerçekleştirebilirsiniz. İhracatçı Birliklerinin talepleri istekleri Ekonomi Bakanlığı tarafından karşılık bulmuyor. Tanıtım grupları kapanmasın istedik ama küçük anlaşmazlıklardan dolayı kapatıldı. Tanıtım gruplarının çalışmaları olmasaydı bugün ihracatımız daha geriye gidebilirdi".
CNR Food'a ilgi çok büyük
İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği'nin öncülük ettiği ve 20-23 Eylül 2017 tarihleri arasında İstanbul'da düzenlenecek CNR Food İstanbul fuarıyla ilgili bilgi veren Mete, "CNR Food'da ilk sene olmasına rağmen başarılı bir organizasyonun ortaya çıkmasından ve bu kadar çok talep gelmesinden memnunuz. Seneye çok daha iyi olacağını düşünüyoruz. 15 bin metrekareyi tamamlamayı hedefliyoruz" dedi.
Biber, çay ve kayısı için tanıtım yapılmalı
İhracatçılar olarak Türkiye'deki birçok ürünün ön plana çıkarılmasıyla katma değerin artacağını belirten İstanbul Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete, "Şanlıurfa'nın biberi, Rize'nin çayı, Malatya'nın kayısısı gibi özel ürünlerimizin hepsi için ayrı ayrı Ar-Ge ve tanıtım faaliyetleri yapılmalı. Marka değeri olan yüksek katma değerli ürün ihracatı için bu çalışmaları yapmamız şart. Yoksa fındık örneğinde olduğu gibi yabancı firmalar bizden aldığı ürünleri katma değerli hale getirerek bizim ürünlerimiz üzerinden dünyadan para kazanmaya devam edecek" diye konuştu.
İş dünyasının her zamankinden daha fazla devlet ve bürokrasinin desteğine ihtiyaç duyduğunu belirten Zekeriya Mete, "Batılı ülkeler kendi sanayisini ihracatını artırmak için her türlü aksiyonu alıyor, gizli destekler veriyor, yüzde 40'lara varan örtülü tarımsal ürünlere destekler var. Batılılar ülkesinin menfaati için her şeyi yapıyor, biz olması gereken işlerde bile engellerle karşılaşıyoruz. Bu işlerde devletin millet menfaatine göre hareket etmesi gerekiyor. Dünyada adeta bir ekonomik savaş var. Bürokratlar bu mücadelede çok pasif kalıyor. Hiç bir risk alınmıyor, zaten işin olacağı var kendiliğinden oluyor, hiç bir insiyatif geliştirilmiyor, ihracatçının önünü açacak çalışmalar yok. Tabii ki yapılan işler var ancak istenilen seviyede değil" dedi.
Gıda ihracatçıları olarak 200'ün üzerinde ülkeye ihracat yaptıklarını belirten Mete, "Gıda ihracatçısı olarak çok az da olsa satış yapmadığımız, girmediğimiz pazar kalmadı diyebiliriz. Şu anda bizim için önemli olan öncelik isim yaptığımız pazarlarda yerimizi sağlamlaştırmak, pazarda hak ettiğimiz yeri ve payı alabilmek. Bu pazarlar şu an Güneydoğu Asya ve Güney Amerika kıtasındaki ülkelerdedir" dedi.
İHA