Prof. Dr. Canan Karatay, metabolik bir hormon olan ve çoğunluk ile yağ hücrelerinde oluşan leptin hormonunun ne işe yaradığını anlattı.
Leptin’i vücuttaki bütün hormonların orkestra şefi olarak tanımlayan Prof. Dr. Canan Karatay, “Nasıl ki bir orkestra şefi; yüz kişilik bir orkestranın notalarının ve seslerinin hepsini harmoni halinde işlemesini sağlıyorsa, leptin de vücudumuzdaki bütün hormonların, enzimlerin her işlevin harmoni içinde ve birbiriyle interaktif bir şekilde işlemesini sağlıyor. Tabii sağlıklı durumlarda. Leptin beynimize açlık hissini ve tokluk hissini veren, ileten hormondur. Biz sağlıklı bir kişi olarak yemeğimizi tüketip doyduğumuzda, leptin; beynimize sinyal göndererek yeterli enerjinin sağlandığını bildirir. Tokluk hissini biz o zaman hissederiz. Yahut çok aç kaldığımız zaman; vücut az kalori, düşük kalori aldığı zaman da beyni uyarır. Vücuda yeterli enerji gelmediğinin sinyalini gönderir. Düşük kalorili yediğimiz zaman, ki moda biliyorsunuz, yahut az yağlı yediğimiz zaman vücutta açlık olur. Diyetlerde bu yapılıyor biliyorsunuz. Fakat bir süre kilo verildikten sonra bir süre sonra aktif olarak spor yapılıyor olmasına, diyete uyuluyor olmasına rağmen kilo verememe evresi yaşanıyor, bir duraganlık devri oluyor. Bunu herkes yaşamıştır. Bunun sebebi beyni uyarması. Leptin, beyni uyararak uzun zamandan beri yeterli enerji sağlanamadığını iletiyor. Onun için vücutta bulunan enerjiyi çok kontrollü bir şekilde harcamamız gerekiyor. Vücut enerjiyi yakmıyor ve de kilo vermek duruyor. İşte en büyük sorunlardan biri de bu. Bütün bunlar olurken tabii hormonal denge alt üst olmuş oluyor.” dedi.
Leptin Vücudumuzdaki Enerji Harcamasını Dengeliyor
Az kalorili ve az yağlı beslenerek vücudumuzu kıtlık psikolojisine soktuğumuzu ve bununla birlikte hormonal dengelerimizin altüst olduğunu açıklayan Prof. Dr. Canan Karatay, “Leptin hormonu da bunu ve yine bildiriyor. Vücut açlık durumunda diyor. Enerjimizi kontrollü ve çok kısıtlı harcamamız lazım diyor. Hal böyleyken kilo veriliyor diyelim. Bir ay aç kaldık yahut işte düşük kalori ile beslendik. Deniz danalar gibi koştuk. Sonucunda kilo verdik lakin bir süre sonra kilo vermemiz durdu. Kilo vermemiz durduktan sonra tabii bitkinlik geliyor. Çünkü durduğu için moraller bozuluyor, bitkinlik geliyor. Bu sefer herkes tekrar normal düzene başlıyor. Bu sefer yemeğe hücum ediliyor. Leptin hormonu diyor ki, ileride de bir açlık olması, kıtlık olması ihtimaline karşı fazla yiyelim, enerji depo edelim. Leptin, enerjiyi depo eden, vücudun enerji harcamasını dengeleyen en önemli hormondur. Orkestra şefidir.” diye konuştu.
Hastalıkların Temeli Atılıyor
Vücutta meydana gelebilecek ağrıların aç kalınarak, az kalori ile beslenilerek, az yağ ile beslenilerek tetiklendiğini dile getiren Prof. Dr. Canan Karatay şunları söyledi, “Vücutta oluşması muhtemel bel, diz, boyun ağrıları meydana gelir. Sinirlerde hakikaten bozukluklar meydana gelir. İşte ağrıların sebebi de budur. Bu ağrıların başlaması; bel ağrılarının, kas ağrılarının, diz ağrılarının başlaması vücutta bütün hormonal dengenin alt üst olduğunu, normal dengenin bozulduğunu bize gösterir. Bu normal dengeler bozulunca; hücrelerin sinir hücreleri dahil, karaciğer hücresi dahil, tiroit hücresi dahil, yumurtalıklarımız dahil, testisler dahil, pankreas dahil, normal çalışamazlar. Hastalıkların temeli atılır. Kalp, karaciğer, tiroit, böbrek gibi organlarda hastalıklar başlar. Bütün bunlarda bozukluk meydana gelir.” (BSHA- Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)