Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mesut Öner, bir gazetede çıkan "Karargah rahatsız" haberiyle ilgili olarak, "Necip milletimiz 15 Temmuz'da cesaretin en yüksek örneğini ortaya koymuş ve ülkesine olan borcunu hakkıyla ödemiştir. Artık milletin ensesinde boza pişirme dönemi kapanmıştır. "Peygamber Ocağı" olarak bildiğimiz ordumuzun itibarının zedelenmesini de istemeyen milletimiz, bu darbeci zihniyetlerden rahatsızdır" dedi.
Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mesut Öner, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. "Bu milletin vergileriyle maaş alanların emri başka yerden almalarına ve ülkede kaos çıkarma arayışlarına tahammülümüz yoktur." diyen Öner, "20 yıl önce müstağni ve mütekebbir bir edayla millete muhtıra vererek, had bildirerek, bin yıl sürecek denilerek bu ülkeye ilişkin bir tasarımı ortaya koydular. Bu özgün bir tasarım değildi. Bu talimatla ortaya konan bir vesayet arayışıydı. İhaleyi dışarıdan almışlardı. Tıpkı bu ülkede NATO konseptine dâhil olduktan sonra her 10 yılda bir ihalenin birilerine verilip ülkenin kodlarıyla oynanmış olması gibi o zaman da talimatlar dışarıdan verilmişti. Bu ülkede seçilmiş başbakanı darbeyle indirip ipe götürdüler. Bu ülkede 27 Mayıs'ı demokrasi bayramı diye kutlattılar. Seçilmiş bir başbakanı darbeyle indiren bir gelenek o günü bizlere demokrasi bayramı diye dayattı. Necip milletimiz 15 Temmuz'da cesaretin en yüksek örneğini ortaya koymuş ve ülkesine olan borcunu hakkıyla ödemiştir. Artık milletin ensesinde boza pişirme dönemi kapanmıştır. "Peygamber Ocağı" olarak bildiğimiz ordumuzun itibarının zedelenmesini de istemeyen milletimiz, bu darbeci zihniyetlerden rahatsızdır" dedi.
Eğitim-Bir-Sen'in ilkeli duruşunun kendi medeniyet öğretilerine dayandığını ifade eden Öner, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'deki mevcut sendikacılığa reddiye olarak kurulmuş bir teşkilatız. Bizim kaldırım taşıyla, milletin arabasıyla sorunumuz olmaz. Biz hakkını ararken haddini aşan ve başkasının hakkına giren bir sendikacılık anlayışını asla doğru bulmayız. Eğitim-Bir-Sen olarak erdemli bir sendikal hareketiz. Bizim anlayışımız üç boyutlu direnişi referans alır. Bizim medeniyet öğretimiz bunu söylüyor. Bir kötülük gördüğünde elinle düzelt, gücün yetmezse dilinle müdahale et, ona da yetmez ise kalbinle buğzet. Sendikacılığımız "Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker'in izdüşümüdür. İyi bir şey varsa takdir ederiz, kötü bir şey olursa tenkit ederiz, kimden gelirse gelsin. Eğitim-Bir-Sen, bu temel ahlaki kaideler üzerine kurulmuş, bugüne kadar gördüğü bütün imtihanlardan alnının akıyla çıkmış bir teşkilattır"
Kamu görevlileri için istikrarın önemli olduğunu vurgulayan Öner, şöyle konuştu: "Durmadan seçimlerin yaşandığı bir ülkede iyileşme olmaz. Bizimle beraber dünya savaşından çıkanların aldığı mesafe belli, bizim aldığımız mesafe belli. Bizim gibi ülkelerin üzerinde her zaman oyunlar oynanır. NATO'ya bulaştıktan sonra başımız beladan kurtulmadı. Biz kamu görevlileri olarak "istikrar" diyoruz. Çünkü biz istikrarın olduğu dönemlerde ekmeğimizin hakkını koruyabiliyoruz. 16 Nisan'da uzun dönemli iktidar süreçlerinin başlayacağı, istikrarın süreceği, ekonomik kalkınmanın kalıcı olacağı, dolar-borsa dalgalanmaları ile milletin sinirleriyle oynanmayacağı bir ülke için tercihimiz "evet" diyoruz."
İHA