Mardin’in Unutulmaya Yüz Tutmuş El Sanatları Canlandırılıyor

Mardin Müze Müdürlüğü, kentin unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarının canlandırılması için çeşitli kurslar düzenliyor.

Mardin Müze Müdürlüğü, kentin unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarının canlandırılması için çeşitli kurslar düzenliyor.

Mardin Kent Müzesi Müdürü Nihat Erdoğan el sanatlarına yatkın mahalleli kadınlarla işbirliği yaparak el sanatlarının gelecek nesillere taşınmasını sağlayacaklarını söyledi. Geçmişten gelen el sanatlarının kaybolmaması için çaba harcadıkları ifade Erdoğan, "Kadınların ürettikleri geleneksel el sanatlarının yaşayabilmesi ve kaybolmaya yüz tutmuş olanların yeni nesile aktarılabilmesi için atölye alanı oluşturduk. Burada mahallemizdeki komşularımız, kadınlarımız bu işi bilen ve öğretmeye hevesli olan komşularımız alandaki atölyemizde bilgilerini, deneyimleri paylaşıyorlar. Geleneksel el sanatlarında kanaviçe, oya, etamin gibi sanatlarını yeni nesillerin öğrenebilmesi, farkına varabilmesine yönelik çalışmalar yürütülüyor. 18. ve 19. yüzyılda Mardinliler nasıl giyinirdi, giyim kuşamları nasıldı, bu giyim kuşamlardaki sanat estetik desenler bunların hepsi ile ilgili kıyafetler tasarlanıp dikiliyor" dedi.

Müze bünyesinde açılan kurslara hem eğitmen hem de kursiyer olarak katılan Gülseren Pamukçu, "10 yıl önce Mardin'e geldim. Daha önce bu eğitimi alanlar ile ilgili alaydan yetişmeyim. Boş zamanlarımı değerlendirmek için arkadaşlar bana Mardin müzesinde el sanatları çalışmaları olduğunu söylediler. Müzenin bir toplantısına katıldığımda buranın ortamını çok beğendim, çok güzel yararlı şeyler vardı. Özellikle çocuğum için eğitim salonları vardı. Buradaki etkinlikler çok hoşuma gitti. Daha sonra bu eğitim atölyelerinde anne çocuk atölyeleri açıldı. Orada gönüllü olarak çalışmaya başladım. Dikiş, nakış, örgü bu gibi ürünleri çocuklarla beraber üretmek çok hoşuma gitti" diye konuştu.

Usta öğretici Nesime Çalhan ise, "Burada iğne oyasını yapıyorum. Gençlerimiz öğrensin, bilsin diye. Anne çocuk atölyelerimiz var, çocuklar geçmişte kalmış, şimdi yapılmayan el sanatlarını bilsinler görsünler diye. Ben iğne oyasını 12 yaşındayken annemden öğrendim. Annem iğne oyasını satarak babama katkıda bulunmak, eğitimimize katkıda bulunmak için yapıyordu. Kız kardeşimi iğne oyası satarak üniversite okutturdu. Okul masraflarını hep buradan karşılardı. Eskiden burs yoktu, annemin yaptıkları iğne oyalarıyla kardeşim okudu. Ben bunu gençlerimiz bilsin, öğrensin istiyorum" ifadelerinde bulundu.

İHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.